AKP ve CHP Zonguldak milletvekillerine İstanbul Sözleşmesini sorduk…
Polat Türkmen: “Cumhurbaşkanı karar verdi çekildi, ben ne diyebilirim ki…”
Ünal Demirtaş: “Oy hesabıyla radikal gruplara göz kırptı…”
-----------------------------
Haber-söyleşi:
Zehra Çıladır
---------------------------
Halen yoğun şekilde tartışılan Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi olayını AKP Zonguldak milletvekili Polat Türkmen ile CHP Zonguldak milletvekili Ünal Demirtaş’a sorduk:
Cumhurbaşkanının İstanbul Sözleşmesinden çekilme karını nasıl yorumluyorsunuz ?
Yanıtları şöyle oldu:
POLAT TÜRKMEN
“Cumhurbaşkanı geri çekmiş. Bizim söyleyecek neyimiz olabilir siyaseten!
Bakın şunu söyleyeyim. İstanbul sözleşmesinin gereği olan kanunları çıkartmışız zaten. Eksiği varsa tekrar gözden geçirilir. İstanbul sözleşmesinin isim olarak varlığı yada yokluğu kadın haklarını geri götürmez bizim açımızdan. Tarikatların, marikatların etkisi sözkonusu olamaz. Olmaz öyle şey. Kadın haklarının kaldırılmasına hepimiz karşı dururuz.”
ÜNAL DEMİRTAŞ
“Oy hesabıyla, Radikal gruplara göz Kırptı. Onları memnun etmek için yapılan bir eylem. Ancak, Türkiye’yi medeni dünyadan hızla uzaklaştırıyor, koparıyor bu iktidar hukuk/ demokrasi zaten rafa kalkmış durumda. Bunun ardından başka adımlar gelir diye düşünüyorum ben. İstanbul sözleşmesi’nin öncülüğünü yapan AKP’nin kendisi parlamentoda bütün siyasi partilerin mutabakatıyla ortaya çıkan bir sözleşme bu. Şimdi ilk imzayı atan Türkiye adı üstünde İstanbul Sözleşmesi bu. Kadınlara şiddeti önleme, azaltmayı amaçlayan maalesef kadına şiddetin hızla arttığı bir süreçte ortadan kaldırıyorlar bunun LGBTİ’le ilişkilendirerek insanların en temel hak olan yaşam haklarını ellerinden almak istiyorlar bu olacak şey değil.
Kadınlar savunmasız İstanbul sözleşmesine rağmen savunmasız. Bütün dünya bunu kabul etmiş neden kaldırıyorlar.
Mustafa Kemal Atatürk döneminde verilmiş, gurur duyacağımız, Türkiye’de kadınlarımıza İşviçre’den önce seçme ve seçilme hakkı verilmiş bir ülke.
O tarihte 600 milletvekili’nin onayı ile kabül edilmiş tam iradesiyle bu yasa çıkmışken sarayda oturan tek kişinin, tek kişi bile talep etmemişken, bunu kaldırıyor olması kabul edilmesi mümkün değildir. Yok hükmündedir.
Bu anayasaya aykırıdır. Bütün milletvekillerin, siyasi partilerin kabül ettiği bir yasayı kaldırması mümkün değildir. Bu kişi hukuk’tan anlamıyor. Demokrasi’den anlamıyor. Sadece kendi fikirlerini dikte ediyor. Bizim tek adam dediğimiz rejim bu itirazımız bu. Anayasa’yı tanımayan, kanunu tanımayan temel hak ve özgürlükleri tanımayan tek adam zihniyeti.
Bunu da vatandaşlarımız ödüyor. Türkiye’de tek adam rejimi bitmeden hiçbir şey düzelmez. Bu zihniyetiyle Türkiye daha da geriye gidiyor.
İlk seçimde gidecek. Sandıkta vatandaş bunlara cevabını verecek.
Erken seçim olması gerekiyor normalde o şartlar oluştu. Onlar da bunu gördü. Ancak, bu süreci uzatma eğilimindeler.
Ekonomik kriz siyasi krize dönüşüyor.”
MERKEZ BANKASI BAŞKANININ GÖREVDEN ALINMASINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ ?
Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınmasının bazı gazetelerde özellikle birinde sürekli Ağbal’ın aleyhinde yayın yapması ve O nedenle görevine son verildiği söylentilerini ise, şöyle yanıtladı.
“Onlar haberini almıştır. Oraya takılmayın bence. Tek adam rejimi bu. Merkez Bankası’nın Başkanı’nın Murat yada Ağbal olmasının bir önemi yok. Şahap’ın gelmesi birşeyi değiştirmez. Zihniyetin değişmesi gerekiyor.
Herşeyden anlıyor arkadaş. Cahil cesareti var.
Berberoğlu meselesine gelince anayasa mahkemesi karar alıyor. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Mahkeme buna uymuyor. Hiyarerşik anlamda, sen kimsin de Anayasa mahkemesi’nin verdiği karara uymuyorsun ?
Böyle bir ülkede yabancı sermaye durmuyor. Döviz olmadan da bizim ayakta kalmamız mümkün değil.
190 milyar dolar bu sene çevirmemiz gereken dış borç var. 30 milyar dolar cari açık var. 220 milyar dolar borç bulmak zorunda Türkiye. Nerden bulacak. Bulamaz. Rezervler 46 milyar ekside olduğunu söylüyorlar. 20 ayda 4 Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması bunlar ekenomiyi yönetemiyorlar.
Dolar bugün 7.80’se bakın 2 gündür müdahale ediliyor. Kamu bankalarınca döviz satıldığı ifade ediliyor. Buna rağmen faiz %19 böyle bir faiz dünya’da yok. Eskiden tam tersi olurdu. Döviz yükselince faiz düşerdi. Şimdi hem faiz yükseliyor hem dolar.
İşsizlik 10 milyonu geçmiş. Hayat pahalığı ne hale gelmiş. Türkiye çok kötü durumda. Halkın enflasyonu çok yüksek.”
Haber :