AL SANA PARTİ-İÇİ DEMOKRASİ!
Yeni Ufuk'un Görüşü...
Siyasi parti kongrelerinde en çok yinelenen sözlerden birisi de tabanın söz ve karar sahibi olduğu sözüdür.Oysa kongrelerde tabanın değil, delege ağalarının sözü geçer. Parti tabanı ya da üyeleri daima tribündedir.Sahada başkaları oynar,onlar alkış tutar.
AKPye bakınız.Bu kez de il ve ilçe yönetimleri,taban tarafından değil,üstyönetim tarafından belirlendi.Delege ağaları bile devredışıydı! AKPde milletvekili adayları da genel merkez tarafından belirlenecek.
CHPde bu kez farklı bir tablo ortaya çıktı.Milletvekili adaylarını ellidört ilde yargıç denetiminde yapılacak ön seçimlerle,parti tabanı belirleyecek.
CHP üstyönetiminin bu demokratik kararını alkışlamak gerekir.Ancak,bu kararı alan PM ve MKYK üyelerinin çoğunun önseçimden kaçmaları düşündürücüdür.Örneğin 17 kişiden oluşan MKYK üyelerinin sadece 2si önseçim başvurusu yapmış, 15i kontenjana/merkez yoklamasına,yani kendi dükkanına sığınmıştır! Baykal gibi, Önder Sav gibi CHPnin simge isimleri önseçime girerken,"ağırtopların büyük çoğunluğunun kendi dükkanlarına sığınması, genelde alınan önseçim kararına gölge düşürmektedir.
Zonguldakta ise daha da düşündürücü bir durum var:
CHPnin Zonguldaktaki kemik oyu,iki milletvekili çıkartacak düzeyde.Bu seçimde belki durum değişir, CHP üçler,ama bu bir olasılıktır,kesinleme yapılamaz. Bu durumda MKYKnin 2.sıraya ambargo koyması, seçilebilecek adayların sadece tekinin üyeler tarafından saptanacağı anlamına geliyor.
Aslında o da garanti değildir. Çünkü MKYK,ilk sırada çıkacak adayı veto edebilir.
Bir genelleme yapmak gerekirse, Zonguldaktaki önseçim,daha çok seçilemeyecek sıralar için yapılacaktır!
İlk sıra ve kontenjan için,geçmişte sosyaldemokrat hareket içinde sivrilmiş,deneyimli ve bazıları bakanlık yapmış isimlerin geçmesi de bunu işaret etmektedir.
İlk iki sıra için;Ali İhsan Köktürk,Hasan Gemici,Önay Alpago,Harun Akın, Şerafettin Turpçu gibi isimler ,şansı yüksek isimler olarak öne çıkmaktadır.
Bu arada, CHPnin Ereğli örgütünün önseçime karşı çıkıp merkez yönetimine başkaldırması ile, son iki seçimi kaybetmiş eski Ereğli belediye başkanı Posbıyıkın kontenjan aday adayı olup Ereğliye ikinci sıra verilmelidir dayatması yani bölgeciliğe soyunması ilginç gelişmelerdir. Anılan kişi ile ilçe örgütünün bu tavırları, sadece antidemokratik gelişmeler değildir; aynı zamanda bölgesel ayrımcılık yoluyla partiyi ve halkı bölen provokatif gelişmelerdir de .
CHP merkez yönetimi, bakalım bu bölgeci/antidemokratik dayatma karşısında nasıl bir tavır takınacak?
Merkez yönetimi, geçen yerel seçimin aksine bu kez ilkeli bir tavır takınabilirse, Zonguldak için zaten hassas bir konu olan bölgecilik/kentçilik provakasyonunun iyice yeşermesi önlenebilir ve önlenmelidir.
Bölgecilik/kentçilik sol bir partiye yakışmıyor.Dayatmacı şımarıklık da CHPye zarar veriyor.
Yeni Ufuk
Haber :