Alabaş: "TTK'nın üretimini arttırmalıyız"
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, Genel Başkan Eyüp Alabaş başkanlığında bölge milletvekillerini ziyaret ederek bir rapor sundu.
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, Genel Başkan Eyüp Alabaş başkanlığında bölge milletvekillerini ziyaret ederek bir rapor sundu.
12-13 Ekim 2011 tarihlerinde Genel Başkan Alabaş ve Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Zonguldak, Bartın ve Karabük Milletvekillerini ziyaret ederek Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) sorunlarını ve çözüm önerilerini içeren bir rapor sundu.
Dünyadaki taşkömürü fiyatlarının 300 doları aştığına dikkat çekerek 2005 yılından buyana hazırlık yatırımlarını büyük ölçüde tamamlamış olan TTK’nın yeraltı işçi açıklarının acilen giderilip üretimin arttırılması gerektiğini ifade eden Alabaş, siyasetçilerden aktif destek istedi.
Son yıllardaki TTK zararının yatırımlardan kaynaklandığını hatırlatan Alabaş, artık üretim aşamasına gelindiğini vurgulayarak önümüzdeki günlerde hızlı üretim artışıyla hem zararın geri çekileceğini hem dışarıya daha az paramızın gideceğini hem de yaratılan yeni istihdamla bölgenin işsizlik sorununun azaltılacağını, ekonomiye canlılık getirilmiş olacağını kaydetti.
GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreter Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreter Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun ve Genel Başkan Danışmanı Turhan Oral’ın da hazır bulunduğu ziyaretlerde GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, milletvekilleriyle sıcak ilişkilerini sürdüreceklerini belirtti.
Zonguldak Milletvekilleri Köksal Toptan, Ercan Candan, Özcan Ulupınar ve Ali İhsan Köktürk, Bartın Milletvekilleri Yılmaz Tunç ve Ali Rıza Yalçınkaya, Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin ile makamlarında görüşen Alabaş ve Yönetim Kurulu üyeleri, halen tutuklu bulunan Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal için hazırlanan bir dosyayı da oğlu Erkan Haberal’a teslim etti.
GMİS Genel Başkanı Alabaş, milletvekillerini ziyaretlerinde özetle şunları söyledi;
“24. Dönem milletvekilimiz olarak, bizi en iyi şekilde temsil edeceğinize yürekten inanıyoruz. Daha uzun yıllar bölgemiz adına başarılı çalışmalara imza atacağınıza, milletimize ve ülkemize katkı vereceğinize inancımız tamdır. Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak, başta maden işçilerimiz olmak üzere, Zonguldak, Bartın, Karabük bölgesi halkının sorunlarının ve çözüm önerilerinin sizlere aktarılmasında bize düşen görevleri samimiyetimizle yerine getireceğiz.
Biz genç bir ekip olarak siz siyasetçilerimizle birlikte, bölgemizi, mutlu ve huzurlu insanların yaşadığı bir kent haline getirmek için her zaman iletişim içinde olacağız.
Meclis çalışmalarına başladığınız bugünlerde sizi ziyaret ederek, çalışmalarınızda başarı dilemek, size güç ve mesaj vermek üzere buradayız.
SORUNLARI BİLİYORSUNUZ
Seçim sürecinde yapmış olduğunuz ziyaretlerde ve sonrasında, Sendikamızın örgütlü olduğu Türkiye Taşkömürü Kurumu ve MTA işyerleri ile çalışanlarının sorunları hakkında görüş ve önerilerimizi size aktarmıştık. Genel Merkezimizi ziyaret ederek bizi onurlandıran Başbakanımıza ve Anamuhalefet Partisi Genel Başkanımıza da düşüncelerimizi özetle arz etmiştik.
HALEN TAŞKÖMÜRÜ ÜRETİMİNE BAĞIMLIYIZ
Pek çok projeden bahsedilse de Zonguldak, Bartın, Karabük bölgemizin ekonomisi halen kömüre bağımlı durumdadır. İşsizlik başta olmak üzere yaşanan sosyal sorunların azaltılabilmesi için en kısa vadeli çözümlerden biri bu sektörün canlandırılmasıdır.
Dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeler de; Zonguldak Taşkömürü Havzası’nda bulunan 1 milyar tonun üzerindeki taşkömürü rezervinin mümkün olduğunca hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılmasını gerektiriyor.
Konjonktür bizden yana; maden işçisinden, Zonguldak’tan, Bartın ve Karabük bölgelerimizden yana.
Tıpkı 1800’lü yıllarda başlayan sanayi devriminden sonra 1848 yılından itibaren taşkömürü üretimi için gözlerin Zonguldak’a dönmesi gibi…
Tıpkı 1. Dünya Savaşı öncesinde, dünyanın büyük şirketlerinin Zonguldak havzasına göz koyması gibi…
Ve 2. Dünya Savaşı öncesinde Zonguldak, Bartın, Karabük Havzamız üzerine hesap yapılması gibi…
Başta bölgemiz olmak üzere dünyanın dört bir yanında enerji kaynakları üzerine hesaplar yapılıyor. İşgaller oluyor, ülkeler bölünüp parçalanıyor. Bu süreç, taşkömürü piyasasını da doğrudan etkiliyor.
"GÖZLER BÖLGEMİZİN ÜZERİNDE"
Size sunduğumuz raporda diğer enerji kaynaklarına göre taşkömürünün avantajları, dünyadaki rezervler, üretim ve tüketim rakamları da var. Konjonktüre göre dalgalanan fiyatlar var.
Avantajlı ülkeler var. Ve Türkiye’nin, Zonguldak’ın taşkömürü gerçeği var. Dezavantajlarımız var. Bunlardan nasıl kurtulabileceğimiz ya da azaltabileceğimiz var.
İzninizle size kısa bir özet sunmak istiyorum;
Enerji ve demir-çelik üretiminde kömürün önemi hızla artıyor.
Zaten en büyük ithalatçı konumunda olan Japonya, nükleer kaza sonrasında ithalatını artırmayı planlıyor.
Büyük üretici olmalarına rağmen Çin ve Hindistan ekonomik olarak büyümeye devam ederken ithalatta da ön sıralarda yer alıyorlar. Almanya, İngiltere zaten ithalatçı konumda.
Ve şuanda koklaşabilir kömür için 300 dolarlık fiyatla ulaşıldı. TTK, 220 dolarda.
1800’lü yılların sonunda olduğu gibi yerli şirketlere ortaklık teklif eden uluslararası şirketler var.
TÜRKİYE’NİN ZONGULDAK HAVZASI’NA İHTİYACI VAR
Türkiye’nin yılda 20-25 milyon ton taşkömürüne ihtiyacı var. Bizim TTK ve özel sektör olarak ürettiğimiz yılda yaklaşık 3 milyon ton. En iyi ihtimalle üretebileceğimiz ise yılda 10 milyon tonu bulmuyor. Zonguldak’ta kamu ve özel sektör birbirlerine rakip değil.
İşte bu noktada, üretimi en hızlı şekilde artırabilecek Türkiye Taşkömürü Kurumu’na sahibiz.
5 Milyon ton satılabilir taşkömürü üretim kapasitesine sahip olan kurumun üretimi 2 milyon ton civarında. Yeni kuyu açmadan, yeni enerji harcamadan, yeni havalandırma sistemi kurmadan, yeni nakliye düzeni kurmadan, yeni lavuar kurmadan ve yeni memur almadan;
Yani sadece üretim işçisi, biraz yan sanat, biraz hazırlık işçisi alarak ve biraz da direk sarfiyatıyla üretimi artırmak mümkün.
"GMİS OLARAK HERKESİ BİLGİLENDİRECEĞİZ"
“Yeni işçi alındı ama üretim artmadı” diyenler, ya bilmeden ya da bilerek ama art niyetli konuşanlardır.
2002-2011 yılları dönemi TTK’daki işçi sayısına bakıldığında, ne zaman işçi alındıysa o zaman üretimin arttığı, tabloda açıkça görülmektedir. Burada önemli olan emekli olan işçinin yerini doldurmaktır. “İşçi alındı üretim artmadı” diyenler emekli olan işçi sayısını bilmeyenlerdir.
2002-2011 yılları arasında TTK’dan 11 bin 201 işçi emekli oldu. Ancak bu dönemde toplam 4 bin 880 işçi alındı. 6 binin üzerinde eksik istihdamla çalışıyoruz.
Üretim artışının dikkat çekeceği, istikrarlı bir norm kadroyla çalışma imkanı yaratılamadı.
İşçi alarak kısa sürede TTK üretimini artırmak ve 3,5 milyon ton satılabilir taşkömürü üretimine ulaşmak mümkündür. Orta vadede 5 milyon ton üretim için hazırlıklar da tamamlanabilir.
TÜM SİYASETÇİLERİN DESTEĞİNİ İSTİYORUZ
"Biz Sendika olarak, TTK ile birlikte yeni alınacak işçilerin maliyet ve kazanç projeksiyonunu hazırlayabiliriz.
Bu noktada başta iktidar partisi milletvekillerimiz olmak üzere tüm siyasetçilerimizin inisiyatif kullanması ve TTK
yönetimini de cesaretlendirip yönlendirmesi bu işin olmazsa olmazıdır.
Sendika, TTK ve siyasetçi olarak ortak bir dil kullanırsak, Hükümet de gerekeni yapacaktır.
Biz kendi adımıza üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”
Haber :
ETİKETLER : Yazdır