"ATATÜRK HAKLIYDI"

Yeni Ufuk, Dersim olayını Cumhuriyet Dönemi öğretmenlerinden Süleyman Can'a sordu..

Abone Ol

Yeni Ufuk, Dersim olayını Cumhuriyet Dönemi öğretmenlerinden Süleyman Can’a sordu..

 

1926 yılında Kdz. Ereğli’de dünyaya gelen emekli öğretmen Süleyman Can Yeni Ufuk muhabirlerine Dersim olayını anlattı. Can; “Dönemin hükümeti bu ayaklanmayı bastırmasaydı, şuan Türkiye diye bir yer olmayacaktı”, şeklinde konuştu..

 

Cumhuriyet dönemi öğretmenlerinden Süleyman Can, Yeni Ufuk merkez ofisini ziyaret ederek; 1935-37 yılları arasında gerçekleşen Dersim olayı hakkında bilgiler verdi. Olayların canlı şahidi olduğunun altını çizdi.
19 Mayıs 1919’dan 23 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilanına kadar ülkenin çok karışık olduğunu söyleyen Can; “ Cumhuriyetimizi biz kolay kuramadık. Cumhuriyet kurulmadan önce okur-yazar oranı hiç denecek kadar azdı. Bizler Cumhuriyetin ilk öğretmenlerindeniz. Okur-yazar oranını arttırmak için çok çabaladık ve başardık. Bu zamana kadar gelen her hükümeti gördüm. Daha önceleri siyasi ahlak vardı. Hükümeti devir alan siyasi parti bir önceki hükümete, yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür ederdi. Şimdi bu ortadan kalktı. Geçmiş kaşınmaya başlandı. Bu çok yanlış bir tutum. Dünya bir kaos içerisinde. Orta doğu’da demokrasi ile idare edilen sadece Türkiye var.

 

DERSİM OLAYI
… Dersim olayında, isyan çıkan yer müstakil bir yer olmuştu. Bağımsızlık isyan edip, hükümete kafa tutmuştu. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken 60 yerde isyan çıktı. Bu isyanlardan biriydi, bu da. Biz o dönemlerde iç cephedeki düşmanlardan, dış cephedekileri düşmanlarla uğraşamaz hale geldik. Hem içten hem dıştan sürekli baltalanmaya çalıştık. Dersim olayını ben hep şuna benzetirim. Karınca dolu bir çukuru düşsek, 1000 karıncadan 3-5 tanesi ayağımızı ısırsa, sadece ısıranlarımı süpürmek isteriz yoksa hepsini mi? Dersim olayıda böyleydi. Dersim’de o dönemlerde 13.000 kişi öldü. Ama bu Kürt soykırımı değildi. Dersim’de yaşayan nüfusun %85’i kürt kökenli vatandaşlardan oluşuyordu. Dolayısıyla isyan bastırılmak istendiğinde ölenler kürt’tü. Bu olay memleketin kurtulması için yapıldı. Bu isyan bastırılmasaydı; bugün Türkiye diye bir yer olmayacaktı. Anlayacağınız gibi hükümet haklıydı. Bugünkü hükümette aynı şeyi yapardı. CHP’yi bu olaya alet etmek doğru değil. O dönemlerde herhangi bir parti de başta olsa aynı şeyi yapmak zorundaydı. Çünkü memleketin refahı ve huzuru söz konusu idi. Hükümetin vazifesi, memleketi korumak kollamaktır. Başka bir parti bu şekilde geçmişi kaşısa, hükümetin müdahale edip, “arkadaşlar geçmişi kaşımayalım. Bu bize yarar getirmez”, demesi lazım. Hükümet, hüküm veren yer demektir.

 

ATA’NIN KARARI..
… Bir gece Anadolu kulübünde Atatürk, İsmet İnönü ve Ali Fethi Okyar, toplantı halindeler. Dışarıdan Dersim’de isyan çıktığına dair bir rapor geliyor. Atatürk raporu inceleyip, başvekil Ali Fethi Okyar’a veriyor. Fethi Okyar, raporu inceledikten sonra Atatürk’ün talimatıyla İsmet İnönü’ye veriyor. İnönü, günlerce bu olayı inceliyor ve işin içinden çıkamıyor. Elçiler gönderiliyor. Fayda etmiyor. Hükümet olayı iyilikle çözmek için elinden geleni yapıyor. Ama yine olmadı. İsyan gün geçtikçe arttı. Hükümet olayları bastırmak için zor kullanmak zorunda kaldı. Ata, vur emri verdi..

 

PKK OLAYLARINDA 40 BİN KİŞİ CAN VERDİ
… Dersim’de memleketi korumak ve kurtarmak adına 13 bin kişi öldü. 1983 yılından bu yana Türkiye’de PKK tarafından 40 bin kişi öldürüldü. Hala ülkede huzur sağlanamadı. Bunun için hükümetler suçlanmamalı. Ülkede Bolu isyanı, Dersim isyanı, Düzce isyanı vs.. oldu. O günkü hükümetler bu isyanları bir şekilde bastırdı. Bastırmak zorundaydı.”, şeklinde konuştu..


Haber : 

Abone Ol