Haftanın Ardından... Sina Çıladır yorumluyor..
Türkiyede ilk matbaa (basımevi) iki Yahudi kardeş, Davit ve Samuel Nantes kardeşler tarafından kurulmuştur. İlk matbaanın ilk yayını, İbranice basılan Hazreti Musanın Beş Emridir.
1497-1792 yılları arasında Ermeni,Yahudi ve Rum kökenlilerin kurduğu matbaa sayısı 37yi bulmuştur.
Türkiyede ilk basımevini kuran Türkler, Macar kökenli İbrahim Müteferrika ile Sait Efendidir. İlk Türk matbaasının ilk yayını, Vankulu Lügatıdır.
Türkiyede ilk gazete ise, 1795te Fransanın İstanbul Büyükelçiliği tarafından çıkarılmıştır. Fransızca yayınlanan bu gazetenin dışında, İzmirde yine Fransızca yayınlanan Doğu Gözlemcisi adında bir gazete daha vardı.
Osmanlıda (Türkiyede) Osmanlıca olarak çıkartılan ilk gazete ise, Sultan 2.Mahmudun fermanı ile yayınlanmaya başlayan Takvim-i Vakayidir. (Olaylar Takvimi). Gazete, ilk resmi gazete olarak kabul edilir.
Takvim-i Vakayinin ilk sayısı 11 Kasım 1831de yayınlanmıştır.
Türkçe olarak yayınlanan ilk özel gazete ise, 1840 yılında yayın yaşamına giren Ceride-i Havadistir. (Haber gazetesi). Ceride-i Havadis, William Curchil isminde bir İngiliz tarafından çıkarılmıştır.
Türkler tarafından çıkartılan ilk Türkçe gazete ise, Agah Efendinin Tercüman-i Ahvalidir. (Olaylara Tercüman). Tercüman-ı Ahvalin ilk sayısı 21 Ekim 1860 tarihinde yayınlanmıştır.
Bu tarihi esas alırsak, Türkler tarafından yayınlanan ilk gazeteden bu yana 154 yıl geçmiştir.
Zonguldakta ise, ilk gazete, Tahir Karauğuz tarafından 1923 yılında kurulmuştur.
Zonguldakta yayınlanan ilk gazetenin adı, Zonguldaktır.
Bartında ilk gazete, İ.Cemal Aliş tarafından 1923 yılında yayın yaşamına sokulan ve halen yayınını sürdüren Bartın gazetesidir.
Ereğlide ilk gazeteyi kimin yayınladığı tartışmalıdır. Ama, düzenli olarak çıkan ilk gazete, Bedri Erelin 1957de yayınlanmaya başladığı ve halen yayınını sürdüren Şirin Ereğlidir.
1957 yılını esas alacak olursak, Ereğlide basının tarihi 57 yıl öncesine uzanmaktadır.
Bu uzun girişi, özellikle Ereğli basınının 57 yıl içinde nereden nereye geldiğinin ana hatları ile belirlemek için yaptık.
Aradan geçen 57 yıl içinde Ereğli basını, teknik bakımdan, basının genel gidişine kısmen ayak uydurabilmiştir.
Mesleki açıdan ise inişli-çıkışlı bir yol izlemiştir.
Benim yaptığım arşiv çalışmaları ile babamın özel arşivinden çıkarttığım bilgilere göre, Ereğli basını fikri ve mesleki açıdan 1957-1970 arasında sıçramalı bir gelişim göstermiştir. Bunun nedeni, aynı dönemde Ereğlide siyasal,sosyal ve kültürel yaşamın son derece hareketli olmasıdır.
Ancak, 1970 ve özellikle 1980 darbelerinden sonraki baskı ortamında başta sol siyasal partiler ve sendikalar ile aydınlar olmak üzere toplumsal/siyasal yaşamın öncü güçleri nötralize edilmiş, basın da bundan nasibini almıştır.
1980 sonrası Demokrat Grubu ile sıçrama yapan yerel basın, 1990lı yıllarda düşüşe geçmiştir. Bunun nedeni, yerel yönetimin basını da yozlaştıran kültür politikasıdır. Açıkça söylemek gerekirse, bugün besleme basın denilen basın türü, en berrak ifadesini Belediye Başkanı Halil Posbıyıkın 20 yıllık Başkanlığı sırasında bulmuştur.
Bugün Ereğlideki gazete enflasyonunun başmimarı da bu kişidir.
Günümüzde basının durumu hiç de iç-açıcı değildir. O kadar ki, kulislerde dolaşan söylentilere göre, resmi ilan alan günlük gazetelerden bazıları satılma sürecine girmiştir. Çünkü gazetecilik ne ekonomik ve ne de toplumsal etkinlik bakımından gözde bir meslek olmaktan çıkmış, yozlaşmıştır.
Şimdi herkes birbirine soruyor:
Ne olacak bu Ereğli basınının hali ?
Bu sorunun yanıtını, sanıyorum, genel seçimden sonra alacağız.
Çünkü gücü elinde tutanların, seçimden sonra yalaka/tetikçi basına artık ihtiyaçları kalmayacaktır.
Bir genelleme yapmak gerekirse, Ereğli basını, 57 yıllık tarihinin en kötü ve en kritik dönemini yaşıyor.
Aynı değerlendirmeyi Zonguldak ve ulusal basın içinde yapmak mümkündür.
Haber :
ETİKETLER : Yazdır