BİR CESUR ADAM:DEMİRTAŞ !
Yeni Ufuk'un Görüşü...
Temiz gazetecilikle kirli gazetecilik arasındaki kalın çizgi, gitgide inceliyor ve yer yer de bulanıklaşıyor.
Toplumsal sistemin ve onun yansısı olan politik yaşamın doğasıyla ilgili bu. Toplum çıkarlarının yerini bireysel çıkarların aldığı bir toplumsal sistem ile onun yansısı olan politik rejim, bireycilik temeline basar. Kirli basını yaratan da bu! Kişisel çıkarlarını toplumun çıkarlarının üzerinde gören bir gazetecilik anlayışı, haberde ve yorumda objektifliğini yitirir, bireyci/vurguncu sistemin bir parçasına dönüşür.
Kirliliğin sınırı yoktur. Bu sürece giren bir medya, zaman içinde değişik biçimlere bürünür.
Kirliliğin en temiz (!) biçimi, yandaşlık/yağcılıktır.
Kirliliğin en kirli biçimi ise, ahlaksızlık kavramıyla eş anlamlı hale gelen; şantaja, iftira ve yalan habere endeksli haysiyet cellatlığı ve toplum düşmanlığıdır.
Kirlinin kirlisi gazetecilik, ahlak kavramının tümüyle reddedildiği kudurmuş bir bencilliğe yaslanır. Para, nereden gelirse gelsin ve nasıl elde edilirse edilsin, hedeflenen tek değerdir.
Doğal olarak, kirlinin kirlisi gazeteciliğin, onu yapan bireylerin kafa yapıları ile bir iç-bağı vardır.
Kirli gazetecilik, bireysel ve kurumsal zafiyetlerden ve yüreksizlikten beslenir. Şantajcıya bir kez boyun eğerseniz bunun sonu gelmez. Doğru tutum, şantajcıya, kirliye direnmektir.
Hafta içinde ilginç bir olay yaşandı. CHPnin taze milletvekili Ünal Demirtaş, Zonguldakta yayınlanan bir gazeteyi ağır şekilde suçladı. Kendisinden şantajla para istendiğini ileri sürerek kimseye para vermeyeceğini belirtti. Şantajı yargıya taşıdığını açıkladı.
Olayın içyüzünü bilmiyoruz, ama Demirtaşın tavrı cesur bir tavırdır ve bir genelleme ile medyatik bir yaraya parmak basmıştır.
Anılan gazetenin Demirtaşın suçlamaları karşısında suskunluğunu koruması, insana, suskunluğun itiraf/kabul anlamına geldiği şeklindeki özdeyişi hatırlatmaktadır.
Zonguldak, kirli gazetecilerden arınmadan gerek meslek ve gerekse siyaset kültürü açısından zor zamanlar yaşamayı sürdürecektir.
Tek çıkış yolu, parayı verenin hizmetine giren şantajcılara para kaptırmamaktır!
Kıblesi para olanların, kaç kişiye ulaşırlarsa ulaşsınlar, inandırıcılıkları, toplumsal/siyasal etkinlikleri yoktur.
Çünkü, gerek bireysel ve gerekse mesleksel anlamda orta malıdırlar!..
Yeni Ufuk
Haber :