Ekonomi büyürken ona koşut olarak enflasyonun da büyümesi çok görülmüş bir olay değildir.
Bu gibi ironik gelişmeler ekonomileri hormonlu ülkelerde görülür. Büyüme hormonludur, çünkü üretim değil tüketime dayalıdır, bu yüzden sosyal yaşamda pozitif yankısı olmaz. Zaten enflasyonun da artması büyümenin hormonlu olduğunun göstergesidir.
Maliye Bakanı Şimşek “her şey yolunda” derken, Mayıs ayı enflasyonu yüzde 75,45’le rekor kırdı.
Yo hayır şaşırtıcı değil, bu zaten bekleniyordu. Kur çıpası ile enflasyonu düşürme macerası henüz yerine oturmuş değil çünkü. Önümüzdeki ay hafif bir belirti verecek, enflasyon ola ki birkaç puan gerileyecek.
Rastlantıya bakın ki tam da emeklilere zam verileceği ay !
Yüzde 75 enflasyon fiyatların Mayıs’ta uçtuğu anlamına geliyor. Maliye Bakanı Şimşek Mayıs’ta doları iyi kötü tuttu, TL ile dolar bile alıp eksideki hazineyi biraz rahatlattı. Şimdiki o beklentisi, sıkı para politikasının etkisiyle sonbaharda enflasyonu biraz daha aşağı çekmek.
Olabilir mi peki ?
Türkiye’nin ve halkın esenliği için olmalı diyoruz. Ama, o kadar da emin değiliz. Çünkü tasarruf önlemleri esas kapsaması gereken kesimleri kapsamadı ve daha çok halkın sırtına yük oldu.
Emeklilerin 5 aylık enflasyon farkı yüzde 22,77 oldu. Bu demektir ki emekliler Haziran farklı ile birlikte yüzde 25’nin biraz üzerinde “zam” alacaklar.
Peki bu yetecek mi ?
Nasıl yetsin ! Yüzde 26 zam, en düşük emekli aylığına 2 bin 600 lira olarak yansıyacak ve 12 bin 600 lira olacak. Ortalama emekli maaşı da 15 bin lira civarında belirlenecek.
Bu parayla geçinilir mi !
Emekli maaşlarının tabanı en azından açlık sınırı olan 18 bin lira seviyesinde olmalıdır.
Yeni Ufuk
Haber :
ETİKETLER : Yazdır