Bu nasıl plâtform ?

Platform, “deniz kıyısı anlamına” geliyor; ama “zemin” çağrışımı ile toplumsal örgütlenmelerin her alanında kullanabiliyor.

Platform, aynı şeyi düşünen, amaçlayan bireylerin bir araya geldiği ve etkinliklerde bulunduğu, ama tüzel kişiliği bulunmayan spontane bir örgütlenme. Bu niteliği ile dernekler gibi bir satatüye sahip değil.

Aynı amaçlarla kurulmuş dernekler de zaman zaman demokratik haklarını kullanmak amacıyla bir platformda buluşabiliyor. Bunlar da geçici oluyor.

Çevre platformları da böyle bir şey. Çevre platformları, çevreci bireyleri bir araya getiren spontane örgütlenmeler. Çevreci platformlar, çevreci derneklerin geçici birlikteliği formunda da görülebiliyor.

Çevrecilik, çevrebilimine ya da ekolojiye dayalı bilimsel teorilerin ortak adıdır. Kısa tanımı, toplumbilimlerinde, toplumun ve uygarlığın gelişmesinde çevre etkinliklerinin önemini irdeleyen teoriler bütünü şeklindedir.

Ama bizde çevrecilik, daha çok, çevrekirliliği ile mücadele edenler anlamında kullanılıyor. Türkiye’deki çevre örgütlenmelerinin çoğu böyle. Bu haliyle bizdeki çevreci örgütlenmeler, daha çok, amatör ya da gönüllü çevrecilerden oluşan spontane örgütlenmeler !

Kdz.Ereğli’de de bir Çevre Platformu var. Ancak, buradaki platform, sadece çevreci bireyleri değil, sadece çevreci dernekleri de değil, siyasal partilerden sendikalara kadar toplumsal örgütlenmenin her alanındaki örgütleri bir araya getiren ilginç bir platform ! Türkiye de bir başka benzeri var mı, bilmiyoruz.

Haliyle kamuoyunda da soruluyor:

Çevreci bireyleri anladık, çevreci dernekleri de anladık, peki sendikaların, siyasal partilerin orada işi ne ?

Bu soru, anılan Platformun pratik etkinlikleri açısından da ayrı bir önem kazanıyor. Çünkü anılan Platform, Çevre kirliliği mücadelesi değil, çevrekirliliği ile mücadele kisvesi altında Erdemir’le mücade ediyor ! Haliyle “bileşenler”ini de aynı hedefe yönlendirmiş oluyor. Anılan platforma göre Kdz. Ereğli’de çevrekirliliği yaratan tek kuruluş burası ! Platformun takıntılı olduğu konunun kendi içinde de bir takıntısı var: Cüruf ! Bu kimseler, demir-çeliklerin olmazsa olmaz atığı olan cürufu istemiyor. Cürufun ayrıştırma tesislerinde ayrıştırılarak ekonomiye kazandırılmasını istemiyor. Ayrıştırma tesisleri aracılığı ile yeni istihdam alanları yaratılmasına da karşı ! Gerekçesi, cürufun tehlikeli bir atık olduğu ve açıkta stoklanması halinde çevreye “ölümcül” zarar verdiği savı !

Oysa cüruf tehlikeli bir atık değil, son derece kıymetli bir atık. Ayrıştırılarak yol yapımlarında; çimento, cam, karo sanayilerinde, ayrıca dolgu materyali olarak kullanılıyor. Gübre sanayiinde bile kullanılabiliyor. Bunun dışında bu güne kadar cürufun ölümcül hastalıklara yolaçtığına ilişkin bilimsel bir veri bulunmuyor.

Peki öyle de bu cüruf ve Erdemir düşmanlığı niye ? Ağırsanayi tesisleri belirli ölçüde çevrekirliğine yolaçarlar. Burada önemli olan kirliliği minimum düzeyde tutmaktır. Erdemir’in de bu konuda elinden geleni yaptığı biliniyor…Zaman zaman sınırlar aşılıyorsa bunu denetleyen kuruluşlar var…

Platform yöneticilerinin Erdemir ısrarı niye ? Niçin her açıklama ve basın toplantısında sadece Erdemir hedef alınıyor ? Bunun özel bir nedeni/nedenleri var mı ?

Israr etmeleri bunu düşündürüyor.

Bu tuhaf tavır, ne yazık ki, platformun “bileşenleri” içinde yeralan sendikalar ile siyasi partiler ve çevreyle ilgisi olmayan dernekleri de içine alıyor; bunlar Erdemir takıntısına âlet ediliyor.

Erdemir, 56 yıldır yarattığı katmadeğerler ve yan sanayi ile Ereğli ekonomisini sırtında taşıyan bir kuruluş. Onun ısrarla hedef alınmasının altında başka nedenler bulunabileceğini tüm Ereğli halkını düşündürmeye başladı. Bireysel nedenler mi var, yoksa siyasal nedenler mi ?

**

Amatör işi de olsa çevrecilik güzel bir şeydir. Ama odağında sadece tek sanayi kuruluşunun bulunduğu takıntılı çevrecilik değil !  Kdz. Ereğli’de böyle bir durum var.

Yeni Ufuk

Haber :