Bu rüya'da çok konuşulacak!..
Gerçekereğli gazetesi Yazıişleri Müdürü Kaan Kocaman'ın 'ey sevgili' adlı olay yaratacak yazısı şöyle: Bakalım bu sefer Kocaman'ın rüyasında hangi belediyeden ve kimlerden bahsettiğini anlayabilecek misiniz?.. 'EY SEVGİLİ'
Gerçekereğli gazetesi Yazıişleri Müdürü Kaan Kocaman'ın 'ey sevgili' adlı olay yaratacak yazısı şöyle:
Bakalım bu sefer Kocaman'ın rüyasında hangi belediyeden ve kimlerden bahsettiğini anlayabilecek misiniz?..
'EY SEVGİLİ'
Yazıma ilginç bir başlık atmak istedim. İlginçliğinin yanında Müslüman alemi için’de önem arz eden bir kelimedir ‘ey sevgili.’
Allah en çok sevdiği peygamber olan Hz. Muhammet (S.A.V) için ‘Ey Habibim’ demiş. Türkçe meali ise ‘ey sevgili’ demektir. Ne yüce bir kelime olduğunu, sanırım bu örnek fazlasıyla izah etmiştir. Nerden geldi şimdi bunu yazmak? Bazen çok sevdiğimiz insanlar olur. Adeta ‘ey sevgili’ dediğimiz büyüklerimiz. Ben de bir kişiye o kadar sadıktım. Ne zaman o yargısız infazı yaptı, işte o zaman ben bu yüce sevgiyi ona vermenin ne kadar hata olduğunu anladım. O sevgi için değil, sadece çıkarı ve menfaat için insanları kullanır ve öyle yaşarmış. Ona tek kelime söylemek istiyorum. ‘yatacak yerin yok amca’
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla öyle dertlendik, içerlendik. Konumuz Ereğli’deki işsizlik ve gençlerin Ereğli’den gidiyor olmasıydı. Sevdiklerimi, kardeş gibi gördüğüm dostlarımı arıyorum, ya Marmaris’te otel köşelerinde, ya da İstanbul, Ankara’da sanayi sektöründe sürünüyor. Sorumluları kim? Sözde şehrin ileri geleni…
Arkadaşım rüyamda gördüğüm belediye ile ilgili yazımı okuduğunu söyledi. ‘Sadece o kadar mı gördün’ dedi. Bende başladım anlatmaya…
Elbette rüyam o kadar sınırlı değildi. Detayları onunla paylaştım. Öncelikle rüyamı tam anlatamama nedenimi izah ettim.
Sonuçta gördüğüm rüyaları takip eden adli kurumlar vardı. Rüyalarımda Malum belediyedeki kayıp '2 ton Petrol'u' dile getiremezdim. İşin ilginç yanı bu ‘kayıp trilyon’ davası gibi yılan hikâyesine dönen ‘kayıp petrol’ gariban bir işçiye yıkılıyor. İşçiye baskı yaparak istifa ettiriliyor. Biz buna ‘ne şiş yansın, ne kebap’ diyoruz. Daha bunun gibi nice konuları rüyamda gördüğümü anlatamazdım. Mavi Şehir diye bir yerde malum belediyeden kaba tabirle ‘çalınan’ kılıfa uygun dille ‘yer değiştiren’ ferforjelerin döşendiği görülüyor. Yine o malum birimdeki yetkili kişi ferforjelerin yerini değiştiren arkadaşa ‘onları söküp getir. İşten attırmayız. Biz görmeyiz’ diyor. 'Acaba bu yer değiştirici neden korunuyor' diye düşünüyorum rüyamda…
Sevgili arkadaşım, olayın aslı malum belediyenin başkan yardımcısının işe aldığı bir adam olması nedeniyle özellikle korunuyor ve kollanıyormuş. Bunları da rüyamda gördüğümü anlatmak istemedim.
Yine malum belediyede satın alma diye bir yerdeki ‘denizdeki kayalar’ ikilisinin teklif mektuplarını verebiliyor olmasının yanında istediklerine verdiklerini yazamazdım. Elbette istediklerine verecekler. Karşılığını da alacaklar. Kolay değil, sana belediyenin teklif mektubunu vereceğim, sen beni görmeyeceksin ve mutlu etmeyeceksin. Ne demişler ‘al gülüm, ver gülüm. Vermeden isteme gülüm.’
Ya güzel arkadaşım. Bunun gibi daha neler gördüm rüyamda ama her şeyde yazılmıyor ki! İnsanın eli kaleme gitmiyor. Yine yazamadığım rüyamda gördüğüm 4 adet ve toplamda 80.000 TL’lik faturaya ne demeli. Bu sözde malum belediyede baştan aşağıya herkesin bir tekkesi var. Bu malum belediyedeki Turfanda Çınarağacı’nın sırf oğlunun arkadaşı diye bir tanıtım firmasına 3 adet fatura kesiliyor. Miktar yüksek görünmesin diye 4. faturada İstanbul’daki bir ajansa kesiliyor. Diyeceksin bunda ne var? Mesele sadece bir günlük açılış olmasından ibaret sevgili arkadaşım. Balon, konfeti, bayrak gibi ıvır zıvırlar sadece ‘halkı cumhuriyetle kandırma evi’nin bir günlük açılışı için kesiliyor. Diğer yerlere harcanan değil. Sadece ‘halkı cumhuriyetle kandırma evi’ için kesiliyor. Bende rüyamda balonlarla uçan 80.000 TL’ye şahit oluyor ve gökyüzüne uğurluyorum.
Daha bunlar gördüklerimin 10’da 1’i sevgili arkadaşım.
Şimdi sende haliyle bana soracaksın. 'Bu malum belediyenin belediye başkanı yok mu?', diye.
Elbette var. Ben sana anlatayım. Bu malum belediyenin başkanı ‘Haydangelir Bıyıkaltından yer’ isimli şahsiyet, en çok sevdiklerini kullanmayı, güçlüyse kişileri yanında tutmayı, aksi halde yüzüne dahi bakmamayı kendisine hayat felsefi edinmiştir. Belki kaba konuşacağım ama ‘dini imanı adeta paradan ibaret’ olan bu şahsiyet, bulunduğu yerde artık hiç mi hiç sevilmeyen bir belediye başkanı olmuş. Her şeye burnunu sokar olmuş. O bölgenin gazeteci derneklerini bile arayıp ‘yöneticiler şunlar olsun. Bunlar olursa belediye desteğini keserim’ tehditlerini bile savuracak kadar acizlik örneği sergiler olmuş. Bunları neden mi yapıyormuş? Çünkü artık kendisinin dikkate alınmadığını, hiçbir yemek ve organizasyonlara dahi davet edilmediği için yaşının da verdiği safsatalıktan dolayı bu dengesiz tavırları sergilemeye başlamış. Eskiden o çarşıya çıkınca insanlar boynuna atlarken, şimdi o çarşıda gezerken insanlar ellerinden gelse yüzüne tükürecek kadar nefret eder olmuşlar.
Gelelim sona sevgili arkadaşım. Bu rüyada daha çok şeyler oluyor. Ben ne yazmakla, sende ne dinlemekle bitiremezsin. Ama işin can alıcı noktası ise rüyanın hem o malum Belediye Başkanı Haydangelir Bıyıkaltından yer, hem başkan yardımcısı Turfanda Çınarağacı, hem de Atiye Öndengider için dört duvar arasında son buluyor.
Haber :