BÜYÜK DEVRİMCİYİ ANIYORUZ
Yeni Ufuk'un Görüşü...
Ritüellerin verdiği mesajlar, toplumsal koşullara sımsıkı bağlıdır.
Aynı ritüel, farklı toplumsal koşullarda farklı mesajlar verebilir.
Ulusal bayramlarda da böyledir bu, bayrak gibi ulusal simgelerde de
10 Kasım için de aynı şey söylenebilir.
Atatürkün yaşama veda ettiği 10 Kasım, bir anma günüdür.
Ama, her 10 Kasımda yapılan anma törenleri, farklı toplumsal koşullarda farklı mesajlara sahne olur.
Kimi yıl, olağan bir katılım ve olağan bir içerikle yapılan törenler, kimi 10 Kasımlarda gerek katılım ve gerekse içeriği bakımından görece olarak bir fark yaratır.
Örneğin tutuculuğun ağırlaştığı, antidemokratizmin çapının genişlediği, etnik ayrımcılığın büyüdüğü koşullarda Atatürkçü kitleler, tıpkı ulusal bayramlar gibi, 10 Kasıma da yığınsal olarak katılırlar. Anıtkabir görülmemiş ziyaretçi akınına uğrar.
Böylece anma törenleri; tutuculuğu, bölücülüğü protesto mesajına dönüşür.
Ülkenin geleceğinden, antidemokratizmin boyutlanmasından endişe duyan kitleler, bu kez Atatürkü; bağımsızlığın, ulusal birliğin, aydınlanmanın çekim odağı olarak ziyaret ederler, bunu göze batırırlar. Büyük devrimciyi bu ruhla anarlar.
Sanıyoruz bu yıl da aynısı olacaktır. Çünkü toplumsal koşullar buna elverişli.
Ne olursa olsun, nasıl anılırsa anılsın, Atatürk, gerçekten anılmaya değer bir liderdir ve hep öyle kalacaktır.
Ne mutlu Ona.
Yeni Ufuk
Haber :