Dilanlar sistemin ürünü !
Fenomen’in günlük dilimize katılımı üzerinden çok zaman geçmedi; yeni bile diyebiliriz:
“Sosyal medya fenomeni” ,terimi dilimize sokan deyim oldu.
Fenomen, bir felsefe terimi .Etimolojik kökeni eski Yunanca. Açılımı, algılanan ya da gözlenen herhangi bir nesne, olgu veya olay şeklinde. Zihinsel algıya değil, görüntü ve ses gibi duyumsanan nesneler şeklinde yahut.
Buradan bakıldığında Dilan Polat ve onun gibiler birer sosyal medya görüntüleri/olguları !
Şımarık, sonradan görme zenginlere özgü teşhircilikleri, bunu farklı formlarda sergilemeleri ilgi yaratıyor. Milyonlarca izleyicileri var; anlaşılan, verdikleri farklı fantastik görüntüler pozitif bir sirkülasyon yaratıyor.
Antik Yunan düşünürü Aristoteles, fenomen terimine şöyle bir yorum getirir: “Görünen iyi, gerçekte iyi olsa da olmasa da, insana iyi görünendir.”
Bunlar iyi görünüyorlar ki milyonlarca izleyicileri var. Sanıyorum izleyicilerinin çoğu, toplum ve aile baskısının sindirdiği gençkız ve erkekler. Onlar gibi olmak hayalinin körleştirdiği zavallılar.
Benim gördüğüm, bunların, reklamcılığın temel öğesi olan fark yaratmayı iyi kıvırdıkları.
Bu onların, yarattıkları görüntülerin “iyi” olduğu anlamına gelmiyor; ama anlaşıldığına göre iyi görünüyor izleyenlerine…
Bence absürd, sırıtkan, banal görüntüler bunlar.
**
Dilan’ları ve onun gibileri yaratan toplumdur. Daha doğrusu toplumsal sistemdir. İnsanları bilinç olarak sosyal konumlarının dışına iten sistem sadece adaletsizlik, eşitsizlik yaratmıyor, onları kabül edilebilir bir kıvama da getiriyor.
Dilan’lar bunun için !
Dilan’lar sistemin bir parçası. Geniş kitleleri toplumsal gerçeklerden uzak tutma misyonunu üstenmiş yapay görüntüler ! Zengin kız-yoksul oğlan veya zengin oğlan-yoksul kız temalı Yeşilçam filmleri gibi…Sınıf çelişkilerini perdeleme görevi üstleniyorlar.
Sistem böylelerini dışlamaz, hatta korur. Arada bir kulaklarını çeker, ama sonuçta sahiplenir. Hoş zaten karapara aklama filan sistemin rutini değil midir ?
Bakıyorum TV’lerde şöyle sorular açılıyor:
“Haklarında 40 yıl hapis cezası istenenler nasıl olur da yıl dolmadan tahliye edilirler ?”
Bunun yanıtını üstlendikleri misyonda aramak gerekir. Sistemin böylelerine ihtiyacı var. Yoksul milyonları hayal alemine sürükleyecek “idol”lere !..
Sistem, halk kitlelerini toplumsal gerçeklerden uzaklaştıran her aparatı başının üzerinde taşır.
Toplumsal gerçekleri cesaretle halk yığınlarına taşıyanlar ise aforoz edilir. Ölçü budur.
Bir sokak röportajında toplumsal gerçekleri açıkladığı için Dilruba’nın üzerine gidilmesi, bu acıdan öğretici bir olaydır.
Polat’lar toplumsal sistemin yerleşik kuralları açısından Dilruba’dan daha değerlidirler ! Dilruba’yı içeriye atmaya çalışan zihniyetin Polat’ları gözetmesi, kabül edilemez elbette, ama sonuçta anlaşılabilir bir durumdur.
Karapara aklamak, sistemin doğasında var. Ama toplumsal gerçekleri halka taşımak yok.
Sosyal medya fenomenlerine bir de bu pencereden bakmakta yarar vardır.
**
Dilan Polat’ın, eşinin tahliyesinden sonra devlete teşekkür etmesi bu açıdan öğreticiydi.
Yeni Ufuk
Haber :