Doğruları dile getirmek…

Şu soru bizim meslekte de hep tartışma konusu olmuştur:

Doğruları dile getirmede zaman ve mekan/yer koşulu var mıdır ?

Yahut, doğrudan her kesimde dile getirilmeli midir ? Bu soru daha çok, yazarlıkla ilgilidir. Yoksa habercilikte zaman ve mekan koşulu diye bir şey yoktur: Haber doğru ise, yayınlanır. Doğru haberin yayınlanmasının zamanı mekanı olmaz. Bir gazeteci, elinde birkaç kaynaktan doğrulanmış bir haber var da onu yayınlamıyorsa mesleğine ihanet etmiş sayılır.

Baştaki yazı daha çok köşeyazılarını ilgilendiren bir sorudur: Bir yazar, doğru bildiği düşüncelerini her koşulda yayınlamalı mıdır ?

Biz buna evet diyoruz. Çünkü doğru ve yanlış kavramları görecelidir; onlara hangi pencereden baktığınıza bağlıdır. Ayrıca zaman içinde koşulların değişmesiyle doğan ve yanlışlar tersine de dönebilir.

Ancak öyle doğrular vardır ki bunlar evrenseldir. Her koşulda varlığını korur.

**

Yeni Ufuk milletvekili listelerinin hazırlanması sürecinde, adı bir skandala karışan CHP’li Yavuzyılmaz’ın aday gösterilmemesini  istedi. Bir doğruyu dile getirdi. Başka kaygımız yoktu. Ayrıca Kdz. Ereğli ilçe başkanı iken istifa edip aday adayı olan Eylem Ertuğrul’a listede yer verilmesinin yanlış olacağını yazdık.

Çünkü Ertuğrul’un özellikle kırsal alanlarda karşılığı yoktu. Kent kesiminde de pek tanınmıyordu. Siyasal deneyimi ise hiç yoktu.

Ayrıca varlıklı yaşam üslubu, CHP’nin sosyal profiline uygun düşmüyordu.

Çokları bizim bu iki yaklaşımımızı kişisel sürtüşmelere bağladılar. Hiç ilgisi yoktu. Ne Yavuzyılmaz ile ve ne de Ertuğrul ile Yeni Ufuk’un hiçbir sürtüşmesi olmadığı gibi parasal bir ilişkisi de yoktu.

CHP’nin, sırf doğruları dile getirdiğimiz için bizi seçim reklamları dağıtımın dışında tutması, onların ayıbıydı.

Doğruları bundan böyle de dile getirmeye devam edeceğiz. Zaten gazetecilik mesleğinin önkoşulu budur.

Yeni Ufuk

Haber :