"Emekçilerden yanayız"

Posbıyık: "Provokasyonlarla ortamı gerenler var" Tüm Bel-Sen Zonguldak Şube Başkanı Erol Yılmaz ve ardından Ereğli'deki STK'lar Posbıyık'a "geçmiş olsun" ziyaretinde bulundular..

Abone Ol

Posbıyık: “Provokasyonlarla ortamı gerenler var”

 

Tüm Bel-Sen Zonguldak Şube Başkanı Erol Yılmaz ve ardından Ereğli’deki STK’lar Posbıyık’a “geçmiş olsun” ziyaretinde bulundular..

 

19 Ağustos günü katıldığı bir iftar yemeği çıkışında sözlü ve fiili saldırıya uğrayan Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’a geçmiş olsun ziyaretleri 24 Ağustos Çarşamba günü de devam etti. Tüm-Bel Sen Zonguldak Şube Başkanı Erol Yılmaz ve şube yönetim kurulu üyeleri, Başkan Posbıyık’ı makamında ziyaret ederek, 19 Ağustos günü gerçekleştirilen menfur saldırıyı kınadıklarını bildirdiler.
Konuklarını makam odasında ağırlayan Başkan Posbıyık’a Tüm-Bel Sen Zonguldak Şube Başkanı Erol Yılmaz bir çiçek takdim etti.

 

“BAŞKAN POSBIYIK’IN HER ZAMAN YANINDAYIZ.”
Başkan Posbıyık’a çiçek takdim ederken düşüncelerini basın mensuplarıyla paylaşan Tüm-Bel Sen Zonguldak Şube Başkanı Erol Yılmaz, Başkan Posbıyık’a Zonguldak’ın selam ve saygılarını getirdiklerini ifade ederken, tüm kamu işçileri adına Başkan Posbıyık’ a geçmiş olsun dileklerini iletti. Yılmaz konuşmasında; “Sendikamız ve tüm üyelerimiz Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın yanındadır. Kendisi her zaman bize destek veren bir belediye başkanı olmuştur. Biz de kendisine yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Kendisinin de her zaman yanında olacağımızı belirtmek istiyoruz…”, dedi.

 

“PROVOKASYONLARLA ORTAMI GERENLER VAR.”
Tüm-Bel Sen Zonguldak Şube Başkanı Erol Yılmaz ve yöneticilerinin gerçekleştirdiği ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık ise ülkenin birçok yerinden geçmiş olsun telefonlarını aldığını hatırlatarak, Tüm-Bel Sen yöneticilerinin gerçekleştirdiği ziyaretin de kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Başkan Posbıyık, bu ziyaretin kendisini yüreklendirdiğini belirttiği konuşmasında şu görüşleri sundu: “Biz emekçiden yanayız, çalışanlarımızdan yanayız. Ereğli halkının çok iyi noktaya gitmesini istiyoruz. Birtakım provokasyonlarla ortamı gerenler var. Basın mensupları arasından da var ayağına çelme takılanlar. Açık ve net olarak söylüyorum; yaptığım hiçbir yasadışı iş yoktur. 2006 yılında OYAK geldikten sonra Demir-Çelik’te, bize müracaat etseler ve dosya verseler hiç harç ödemeyecekler. Ama Ereğli halkını ve Ereğli Belediyesi’ni adam yerine koymadıkları için dosya vermiyorlar; biz de gidiyoruz yasal çerçevelerde zabıt tutuyoruz ve cezalı ruhsat verme durumuna gidiyoruz. Tabii ki Demir-Çelik bunlardan rahatsız oluyor; çünkü biz Erdemir’den çok memnunduk ama OYak geldikten sonra memnun değiliz.  Ereğli’yi yok etme noktasındalar. Erdemir’de göreve geldikten sonra yaptıkları iş Kız Yetiştirme Yurdu’na verdikleri yemeği kesmek oldu.  Sendika son zamanlarda yaptığımız işlemlerden rahatsız. Bazı işletmelerden elde ettikleri paraların nereye gittiğini Halil Posbıyık iyi biliyor. Bunları peşini bırakmayacağım.”  

 

STK’LARDAN POSBIYIK’A TAM DESTEK
Karadeniz Ereğli’de faaliyet gösteren çok sayıda meslek odası, sivil toplum örgütünün başkan ve yöneticileri ile bazı siyasi parti başkan ve yöneticileri 24 Ağustos Çarşamba günü saat 13.30’da Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ı makamında ziyaret ederek, 19 Ağustos Cuma günü Büyük Anadolu Otel’de uğradığı sözlü ve fiili saldırı dolayısıyla hem geçmiş olsun temennilerini sundular hem de saldırıyı kınadılar.
Karadeniz Ereğli Esnaf ve Sanatkarları Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Mehmet Azman ve Karadeniz Ereğli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Cevdet Civelek’in öncülüğünde bir araya gelerek ziyaretlerini gerçekleştiren meslek odaları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri arasında Madeni İşler Sanatkarları Odası, Karadeniz Ereğli Gazeteciler Derneği, Karadeniz Ereğli Muhtarlar Derneği, İşçi Emeklileri Derneği Karadeniz Ereğli Şubesi, Manifaturacılar Odası, Berberler ve Kuaförler Odası, Bakkallar ve Tuhafiyeciler Odası, Pazarcılar ve Tekel Bayileri Odası, Terziler Odası, Marangozlar Derneği, Osmanlı Çileğini Yaşatma ve Yaygınlaştırma Derneği’nin başkan ve yöneticileri ile DYP Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Mustafa Danışmaz da yer aldı.

 

AZMAN: “BÖYLE BİR SALDIRININ OLMASI AYIP.”
Ziyarette meslek odaları ve sivil toplum örgütleri adına, 19 Ağustos günü gerçekleştirilen saldırı ile ilgili düşüncelerini açıklayan Karadeniz Ereğli Esnaf ve Sanatkarları Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Mehmet Azman, mübarek Ramazan ayında ve bir iftar çıkışında gerçekleştirilen saldırıyı, Karadeniz Ereğli’de faaliyet gösteren bütün esnaf odaları ve derneklerin başkanları ile birlikte kınadıklarını ifade ederek, desteklerinin Başkan Posbıyık ile birlikte olduğunu söyledi. Azman konuşmasında; “Bu tür gelişmeler iyi şeyler değil. Erdemir ile ilgili sıkıntılar varsa bile böyle bir saldırının olması ayıp. Bu saldırının yapılmaması gerekirdi. Bu ziyaretimizin amacı da bütün esnaf odaları ve dernekleri ile bir araya gelerek size destek verdiğimizi bildirmek.”, dedi. Mehmet Azman konuşmasında ayıca, Karadeniz Ereğli’deki sekiz meslek odası başkanlarıyla bir araya gelerek, yaşanan gerginlikler ilgili neler yapılması gerektiği konusunda fikir alışverişinde bulunmayı karalaştırdıklarını söyledi.

 

CİVELEK: “BU SALDIRININ OLMAMASI LAZIMDI.”
Gerçekleştirilen ziyarette düşüncelerini Başkan Posbıyık ve basın mensupları ile paylaşan Karadeniz Ereğli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Cevdet Civelek de konuşmasında, yapılan saldırının yanlış olduğunu herkesin bildiğini kaydederek; Erdemir’de Ereğli’nin içinde; ama bazı yanlış şeyler varsa mühürlenebiliyor. Bunlar bizim e başımıza geliyor. Gerekeni yaptıktan sonra da açılıyor. Bu gerginliğin olmaması lazımdı. Milletvekilinin, başkanlarının, valinin, kaymakamın olduğu bir yerde bu saldırının olmaması lazımdı. Bu ayrıca Fazlı Erdoğan’a yapılan bir haksızlıktır da. Bu saldırıyı kınıyorum. Modern bir Avrupa şehrinde böyle şeylerin olmaması lazımdı. Bundan sonra barış içinde olmamız lazım…”, dedi.

 

POSBIYIK: “EREĞLİ HALKINI GÖRMÜŞ GİBİ OLDUM.”
Karadeniz Ereğli’de faaliyet gösteren meslek odalarının ve çok sayıda sivil toplum örgütünün başkan ve temsilcilerinin gerçekleştirdiği ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, misafirlerine ve ziyareti izleyen basın mensuplarına hitaben bir konuşma yaptı. Tüm meslek odası başkanları ve meslek örgütlerini bir arada görmekle, Ereğli halkının tamamını görmüş gibi olduğunu belirten Başkan Posbıyık; “Karadeniz Ereğli’de çok büyük sosyal ve ekonomik sorunlar var. Karadeniz Ereğli’de haksız davranışlar var…”, dedi. Konuşmasında Erdemir ile ilgili düşüncelerini paylaşan Başkan Posbıyık şunları söyledi:

 

“ERDEMİR’İN ESKİ GENEL MÜDÜRLERİNİ ŞÜKRANLA ANIYORUM.”
“Erdemir canımız, ciğerimiz. Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları, Ereğli’ye büyük bir ivme kazandırmıştır. Erdemir sayesinde Ereğli büyümüştür. Ben Erdemir’de çalıştım; Erdemir sayesinde para kazandım ve çocuklarımı okuttum. Ama, bahsettiğim Erdemir. 2006’da OYAK aldıktan sonra ilk eylemi, Kız Yetiştirme Yurdu’na verdikleri yemeği kesmek olmuştur. OYAK aldığında, millî bir kuruluş, diye sevinmiştik. Ama Kız Yetiştirme Yurdu’na verdikleri yemeği bile çok gördüler ve yemeği kestiler. O an bir şok geçirmiş ve ‘Bu nasıl millî kuruluş’ demiştik. O Erdemir, 2006 yılından itibaren Karadeniz Ereğli’ye hiçbir maddi yardımda bulunmadı. Bundan evvel eğitim kurumlarına ilaveler yapılırdı, okullar boyatılırdı. Kalorifer hatları çekilirdi. Camilere sistem hatları verilirdi. Okullar yaptırıldı. Erdemir’den çok memnunduk. Erdemir’in eski genel müdürlerini ve yöneticilerini şükranla anıyorum. Ama OYAK geldikten sonra Ereğli’ye bir çivi dahi çakılmadı. Eski Erdemir zamanına Sanayi Sitesi’ndeki insanlar Erdemir’in şaft göbeklerini, vidalarını falan imal ederlerdi ve bu memlekette para kalırdı. Ama bunları tamamen kestiler. Müteahhitler içeriden iş alırdı; onlar da Ereğli’den çocukları işe alırlardı. OY-PA’yı kurdular; tatlı işleri, kendi aralarında fiyat kırdırtmak suretiyle OY-PA’ya vermeye başladılar ve müteahhitlere de bu işlerden el çektirdiler. Lojistik’i kurdular; kamyoncularımıza para vermemeye başladılar. İşçileri işten atmaya başladılar;  borcu var, diye. İşçilerin yüzde 35 parasını kestiler. Nasıl kestiler? Sendika ile kucak kucağa yaşadıkları için… Ne için kestiler? İşten adam atmamak için kestik, dediler. 17 ay bu parayı kestiler. Ereğli’de ekonomi ve piyasalar durdu. Ama 17 ay sonra yine işten adam attılar…”

 

“HAYDUTLAR EREĞLİ’Yİ DE YÖNETMEYE ÇALIŞIYORLAR…”
“… Altı içinde beş-altı yüz milyon dolar para kazanıyorsun. Yüzde 5 işçiye para ver o zaman adaletliysen, vicdanlıysan. Sendika, o günlerde yüzde 35 ücret kesildiği zaman sokaklara çıkmadı. İşçiyi e çıkartmadı. Ama belediye başkanına karşı yürütmek için işçilerini tehditle sokağa çıkardı. Ben memnunum; hiç değilse bir hareket oldu Ereğli’de. Hareketsizlikten bunalıyor Ereğli. Demokratik tepkilerimizi göstermediğimiz için Ereğli’de bu olaylar oluyor zaten. İşçileri, işten atarız baskısıyla sokağa çıkartarak eylem yaptırdılar ve Ereğli Belediyesi’nin önünden geçirdiler. Genel Başkanlar bile buraya geldiğinde belediyenin önünde yürüyüş izni veriyorlar; sahilden geçirtiyorlar. Ama devlet işçinin yürüyüşüne izin verdi. Belediyenin önünde onları durdurdu ve Ereğli Belediyesi’ne slogan attılar. Ama kaç kişi. 25 tane cani. İşçi temsilcileri. Oradaki Ereğlili işçi temsilcilerini attılar, yerlerine de bağnaz ve küfürbaz, vukuatlı adamları getirdiler. Bu haydutlar Ereğli ve sendikayı yönetmeye çalışıyorlar. Erdemir Genel Müdürü ile kucak kucağa…”

 

“EREĞLİ’YE YİNE PARA GİRMEYECEK.”
“… Sekiz yüz tane sac tüccarı vardı burada. Sac tüccarı sadece sacdan para kazanmazdı. Bu tüccarlar, bankalara teminat göstermek için Ereğli’den daire satın alıyorlardı. İnşat sektörünü de tetikliyorlardı. Bu dönen para ayda 30-40 trilyon liraydı. Ereğli’nin elinden bu parayı da aldılar. Bu para Ereğli piyasasına girmiyor artık. Babaları üç buçuk milyar lira maaş alan çocukları asgari ücretle işe alıyorlar. Şimdi de Erdemir’den ayrılanların damatlarını işe alıyorlar. Çok mu seviyorlar damatlarını? Hayır. Onları babalarının yerine alarak F kadrosundan işe başlatıyorlar. Eskiden F kadrosunda çalışmanın süresi 5 yıldı; yine sendika ile anlaşarak bu süreyi 8 yıla çıkardılar. Böylece Ereğli’ye yine para girmeyecek, maliyetleri düşürmüş olacaklar…”

 

“ŞİMDİ DE ESTAŞ’I BİTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR.”
“Satın alma Genel Müdür Yardımcılığı Ereğli’den gitti. Mali İşler Genel Müdür Yardımcılığı gitti. Aslında burası genel müdürlük değil; işletme müdürlüğü, tesis müdürlüğü burası. Hiçbir genel müdür yardımcılığı kalmadı. Eğer buradaki sac tüccarları mal almak istiyorsa, imtiyazlı mal almak istiyorlarsa İstanbul’a gitmek lazım. Satın Alma Genel Müdür Yardımcılığından rica minnet mal almaları lazım. Bu işi öldürdüler. Şimdi de ESTAŞ’ı bitirmeye çalışıyorlar. ESTAŞ’ı da bitirirlerse rahat edecekler.     Ereğli ekonomisini yok ediyorlar. Bunun geleceği nedir? Bunun adı yok olmaktır. Peki bunun çaresi nedir? Tamam, bugün Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları özel bir şirkettir. 2006’dan önce devlet kurumuydu; imtiyazları vardı. Ama şimdi Tat Metal ve İttifak Metal’den bir farkı yok bu fabrikanın. İttifak Metal’in daha az bir üretimi var, buranın çok daha fazla. İttifak Metal ve Tat Metal’in genel müdüründen, Erdemir Genel Müdürü’nün hiçbir farkı yok yasalar karşısında. Ben bu fabrikalara gidiyorum; yanlışları varsa ikaz ediyorum. Ama beni Erdemir’in kapısından içeri sokmuyorlar ve kanunlara aykırı hareket ediyorlar. Ben 2006 yılından evvelki hiçbir yeri mühürlemedim Erdemir’de. OYAK olduktan sonraki yerleri mühürledim. Nasıl vatandaş, dışarıdaki yüz metrekare yeri yapmak için belediyeye gelip ruhsat alıyorsa, onlar da her birini futbol sahası büyüklüğündeki fabrikalarını yaparken ruhsat almak zorundadırlar.  Projelerini getirip izin aldıkları zaman harç da yatırmazlar; böyle bir şansları da var. Ama Ereğli halkını adam yerine koymuyorlar. Onun seçtiği belediye başkanını adam yerine koymuyorlar. Ben de izin almayınca, kanunun bana verdiği yetkiye dayanarak oraları mühürlüyorum. Her mühürlediğim olay yaklaşık bir trilyon (milyon) lira ya da sekiz yüz elli milyar (bin) lira. Bazı vatandaşlar da ‘Niye mühürlüyor’, diyormuş. Oradan, yapılan mühürlemelerden dolayı on trilyon lira para aldım. Daha alacağım 70-80 trilyon lira para. Bu para vatandaşa asfalt olarak dönüyor; yol olarak, parke olarak dönüyor.  Sen vatandaş olarak evini yaptırırken ruhsatını para vererek alıyorsun. Yoksa belediye geliyor, yıkıyor binanı. Bu koskoca Demir-Çelik dünyanın parasını kazanıyor; ortaklarına gönderiyor. Senin Kız Yetiştirme Yurdu’nda çocuklarına yemek bile vermiyor. Kanunlar da bana emrettiği için ben de gidip mühürlüyorum. Parasını alıp sana asfalt gönderiyorum…”

 

“EREĞLİ TARİHİ BUNLARI YAZACAK.”
“… İşte bu sebeplerden dolayı, yasaları harfiyen uyguladığım için Erdemir Genel Müdürü ve Sendika Şube Başkanı bana karşı taarruza geçiyorlar; çünkü Ereğli Demir-Çelik Fabrikaları’nda korku imparatorluğunu yarattılar. İşçiler, hata kardeşler dahi işten atılma korkusuyla birbirleriyle konuşamaz hale geldiler. Ereğli’de de korku imparatorluğunu yaratmaya çalışıyorlar. Çünkü maalesef Ereğli’de siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri konuşmuyorlar; korkuyorlar. Bir tek Halil Posbıyık konuşuyor. Halil Posbıyık’ı sindirmek, onun sesini kısmak, Ereğli’yi de dikensiz gül bahçesine çevirmek ve kentte de korku imparatorluğu yaratmak istiyorlar. Daha çok lojistik ve müteahhitlik firması kurarak buradaki paraları kendi bünyelerine toplayarak Ankara’ya göndermek gibi bir niyetleri var. Bunu birilerinin insanlara anlatması lazım. Bu, benim bireysel meselem değil. Benim bir derdim yok; Allah’tan sadece sağlık diliyorum. Yarın sabah belediyeden de ayrılabilirim, ama birilerinin Ereğli’de bu mücadeleyi yapması lazım. Ereğli tarihi bunları yazacak.”

 

“BUNLARIN GÖZÜ İYİCE KARARDI.”
O akşam üç bin kişi ile yola çıktılar, buraya geldiklerinde altı yüz kişi kaldı. Hepsi kaçtılar yolda. O kadar insanı sendika başkanı getirebilir mi? Oğuz Özgen bunlara yardım etti. İşçileri baskıyla topladılar. Yürüyüş yapacaksınız, diye zorladılar. Onların hepsi benim kardeşlerim. İşçiler benim canım, ciğerim. Ben yıllarca onlar için savaş verdim. Özelleştirmeyi engellemek için savaş verdim. İşçiler için savaş verdim. Sendikalar için savaş verdim. İşçileri korumak için… İşçilerle hiçbir problemim yok. Hala onlar benim kardeşim. Bana desinler ki, şu ana kadar sendikaya ve Erdemir’e şu hareketi yanlış yaptın, kanunsuz yaptın. Eğer çıkıp özür dilemezsem, dünyanın en şerefsiz insanıyım. Ben çağdaş bir adamım. Hatam varsa hatamdan dönerim. Ama benim hiçbir hatam yok. Beni boğmaya çalışıyorlar. Bana devletin yanında 12 tane cani saldırıyor ve beni dövmeye kalkıyor. Türkiye’de görülmemiş bir olaydır. Böyle bir şey olamaz. Sizler gibi Ereğli’nin de başkanlarına sahip çıkması lazım. Eğer ben bunların her dediklerini yapmış olsam bunlar bana emret derler. Kırmızı halı sererler. Ama ben halk için kavga ediyorum. Bırakmayacağım bu işin peşini. Çünkü bunların gözleri iyice karardı…”

 

“GAZETECİLERİ DE BÖLMEYE ÇALIŞIYORLAR.”
“… Dün (23 Ağustos) de Demokrat Gazetesi, Hakimiyet Gazetesi bir de Şirin Ereğli Gazetesi’ni binlerce adet satın almışlar, adamlarının ellerine vermişler, Meydanbaşı’ndan itibaren başlayarak gazete dağıtmaya başladılar. Ey sendika başkanı ! Sen siyasetçi misin? Gazeteci misin? İşçilerine, sendika yöneticilerine niye gazete dağıttırıyorsun?     Şimdi gazetecileri de böldüler. Oğuz Özgen bu akşam, kendisi hakkında yazı yazmayan gazetecileri yemeğe davet ediyor, diğerlerini etmiyor. Bu, bölücülük değil midir? Ereğli’deki gazetecilere özel odasında teşekkür etmek için yemek veriyor; ama Ereğli için doğruyu yazanları da yemeğe davet etmiyor. Ben gazetecilerin de o yemeğe katılacaklarını zannetmiyorum. Eğer onlar ilkeliyse, Ereğli’yi seviyor ve Ereğli halkının çıkarlarını düşünüyorlarsa iki tabak yemeğe teslim olacaklarına asla inanmıyorum. Hiçbirisinin gitmeyeceğini zannediyorum…”

 

“BELEDİYEYİ HALK İRADESİYLE BENDEN ALAMAYACAKLARINI BİLİYORLAR.”
“… Bir de Metal Koop var… orda neler var neler. Orda ne ballar akıyor?     Orda ne nemalar var kim bilir? Kimler yararlanıyor? Sendikanın en çok canının yanmasının sebebi Metal Koop’u mühürlediğim için. Nemaları gidiyor. Maliye Bakanlığı da geliyor şimdi; oralara da bildirdim. Benimle uğraşanın peşini bırakmam.     Allah’a bir can borcum var, o da meydanda. Metal Koop’u denetim altına aldırıyorum. Hareket dahi ettirmeyeceğim onlara. Ayrıca Bağlık Kantini’ni de mühürlettim. Oradan da spor adına nemalanıyorlar. Orayı müstecire verdiler, kazandıkları paranın yarısı spor kulübüne, yarısı da birilerinin cebine. Stadyumda halı saha var. Oradan aldıkları paranın da yarısı spor kulübüne, yarısı cebellezi. Stadyumda amatör spor yapan gençlerimizden 150 lira antrenman parası alıyorlar. OYAK’ın bu paraya ihtiyacı mı var? Alanlar da spor kulübünde ikinci başkan, sendikanın başkanı. Orayı da mühürledim. Nasırlarına bastım. Basmaya da devam edeceğim. Allah’tan başka kimseden korkum yok. Ben hukuktan yanayım. Diyor ki Oğuz Özgen; Başbakanlığa, İçişleri Bakanlığına yazı yazdım. Hesabı görülecek, diyor. Oğuz Özgen ! Az gelir, az.  Cumhurbaşkanı’na yaz. Çünkü ben hukuk düzeninde çalışıyorum. Zaten sadece sen değil siyasiler de on senedir ya Halil Posbıyık gebersin ya da hapse girsin, diye dua ediyorlar. Çünkü bu belediyeyi halkın iradesiyle benim elimden alamayacaklar. Ben 2014’te yüzde 70-75 ile tekrar belediye başkanı olacağım. Kulağınıza küpe yapın bunu. Sendika-mendika değil; OYAK’taki işçiler de bana oy verecekler. Yüzde 65’i bile kabul etmiyorum. Her yaptığını hareketle çığ gibi etrafım büyümeye başladı. Ereğli ve Ereğli’nin menfaatleri için her şeyi yapmaya hazırım. Ben hukuktan yanayım. Benim hukuksuz bir işimi bulamazsınız. Ben hukuksuz bir iş yapsam, sürekli müfettiş geliyor, çoktan beni uçurmuşlardı. Nereye şikayet edersen et. Seni başın belaya girecek. Önümüzdeki günlerde fabrikaya yine giriyorum. Ya o kaçak olarak yaptığın fabrikaların dosyalarını getir, efendice sulh yapalım aramızda; getirmezsen ben oraya mahkemeye kararıyla gireceğim, yeni yerlerin mühürlemesini yapacağım.  Eğer merak edenler varsa, Gülüç’e yada Elmatepe’ye bir çıksınlar fabrikanın içerisine bir baksınlar. Pıtırak gibi, imar yolların üzerine bile inşaat yapıyorlar. Diyorlar ki Ayşe yüksek fırını 2006’dan önce yapıldı. Sen onu benim kepime anlat. Fırını yenilediniz.kazan vardı ortada; hepsini yeniden yaptırdınız. 1 trilyon 200 milyar lira halkın parasını bu belediyeye yatırmak mecburiyetindesiniz. Yatırttıracağım size. Bu parayı sizlerden alacağım; istediğiniz kadar ağlayın.”    

                      




STK'lardan Posbıyık'a tam destek.. Yeni_ufuk
"Emekçilerden yanayız" Yeni_ufuk


Haber : 

Abone Ol