Kdz.Ereğli

Emekçileri uyarıyoruz ?

Yeni Ufuk’un Görüşü

Abone Ol

Kıdem tazminatı konusu, Türkiye’nin en önemli sosyal yaralarından birisidir.

Kıdem tazminatına hak kazanma arefesinde işten atılanlar…Kıdem tazminatına hak kazandığı halde hakkını alamayanlar…Kıdem tazminatı ödemelerini zorlaştıran yasal boşluklar…

Bütün bunlar, emek dünyamızın çözüm bekleyen sorunlarıdır.

Bütün Türkiye’de, yasal yollardan kıdem tazminatı kazandığı halde, işverenlerin yasal boşluklara sızmaları sonucu bu hakkını alamayan onbinlerce emekçi vardır.

Denilebilir ki Türkiye’nin en önemli toplumsal sorunlarından birisi de bu sorundur…

Ne yazık ki mevcut toplumsal sistem, bu sorunun çözümü için emekçilerin yanında değildir.

00

Bir emekçinin yasal yollardan kazandığı tazminatını almasına engelleyen yasal boşluklar, sorumsuz ve onursuz işverenlerin sığındıkları son kaledir.

Bunun, bizi de ilgilendiren tipik bir örneğini yeniden anlatacağız:

Bu konu üzerinde sık sık durmamızın nedeni, bireysel çıkarların, iktidar politikacılarına kadar uzanan traji-komik örneklerinden birisini sergileyerek özellikle emekçileri uyarmaktır. Böyle tiplerin aramızda dolaştığını hatırlatmaktır.

00

Ereğli’de yayınlanan Demokrat gazetesinin eski sahibi Yalçın Keleş ismindeki sade vatandaş, yasal yollardan kazanılmış ve icra takibindeki kıdem tazminatını ödememek için şu yola başvurdu:

Yanında asgari ücretle çalışan birisine toplam 180 bin liralık borç senedi verdi. Senet doğal olarak ödenmedi ve kendisine borç senedi verilen kişi icraya başvurarak gazetenin gelirlerine el koydurdu ve aynı yerde çalışmaya devam etti. Böylece el konulan gelirler yeniden Keleş denilen vatandaşın cebine girdi. İcraya başvuran kişi, kağıt üzerinde parasıyla para kazandığı şeklinde görünmesine rağmen bunun vergisini de ödemedi.

Ve bu yıllarca sürdü.

Nihayet “borç”bitti, bu kez de aynı kişinin icra yoluyla yalvar yakar şekilde hakkından fazla ilan aldığı Basın İlan Kurumu’na borçlu olduğu ortaya çıktı.

Onlar da bitti.

Sıra, emekçiye yapılacak ödemeye geldi.

Aynı sade vatandaş, bu kez kiralık bir odada faaliyet gösteren yerel radyosunu A.Ş. haline getirip fatura bastırdı ve Belediye ile Erdemir’e gazetenin faturası imiş gibi aynı isimdeki radyonun faturasını gönderdi. Bu kurumlardan gazetenin abone parasını tahsil etmeye kalkıştı. Yakalandı. Erdemir’in ödediği para geriye alındı.

Kaçacak delik kalmayınca bu kez gazetesini, o zamanki AKP ile Başkanı Fatih Çakır’a “sattı”.

2018 öncesine kadar üzerinde icra bulunan malların satışı yasaktı. AKP, 2018 yılında çıkarttığı bir yasa ile bunu kaldırdı. Yeni yasaya göre, satıcı, satıştan elde ettiği para ile borcunu ödeyecekti.

Anılan şahış ödemedi. Çünkü, gazeteyi alan şahıs, satın alma bedelini banka kanalıyla yapması gerekirken bunu yapmadı. Oysa yasa, 8 bin liranın üzerindeki satışların banka kanalıyla yapılmasını öngörüyordu. Satışı yapan şahıs, “verecek birşeyim yok” diyerek tazminatın üzerine yattı! Miktar faizsiz 230 bin liraydı.

Buna yolaçan da, üzerinde icra bulunan malı (gazeteyi) bile bile satın alan ve yasak olmasına rağmen parasını muhtemelen elden veren AKP eski ilçe başkanı Fatih Çakır’dı !

Artık sade vatandaş olan Çakır, üzerinde bir emekçinin 230 bin lirası bulunan gazetenin geliriyle keyfine bakıyor, “gazeteciyim” diye etrafına caka satıyor !..

Bunları niçin yazıyoruz:

Özellikle kıdem tazminatları icra aşamasında olan emekçileri uyarmak için ! Bu bizim meslek görevimiz !..

Şu da var ki, emekçi haklarının üzerine yatmak kimseye hayır getirmez. İşte örneği:

Gazeteyi satan vatandaş boşta geziyor.

Alan, partisinden şutlandı !..

Bu işin peşini bırakmayacağız. Böylelerinin siyaset yapmaya da toplum içinde sırıtarak gezmeye de hakkı yoktur !..

Yeni Ufuk


Haber : 

Abone Ol