Emekli, işçi ve memur enflasyon karşısında ezilmeye devam edecek
Cumhurbaşkanlığı tarafından Meclis'e sunulan ek bütçe yasa teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, Ek Bütçe Kanun Teklifi’nin komisyon görüşmelerinde Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye seslenerek; “Sayın Bakanın açıklamalarından ekonomi yönetiminin Türkiye gerçeklerinden ve reel ekonomiden koptuğunu görüyoruz” dedi.
TEMMUZ’DA EMEKLİYE EKSİ 62, MEMURA EKSİ 55, ASGARİ ÜCRETLİYE EKSİ 26 ZAM
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin: “Memur maaşlarına yaklaşık yüzde 40 oranında artış öngörmekteyiz" sözlerine de tepki gösteren Ünal Demirtaş; Zam yüzde 40'ta kalırsa memur emeklisineeksi yüzde 60 zam vermiş olursunuz. Yani dar gelirli vatandaşları enflasyona ezdirirsiniz. İktidar yılın başında yasalaşan bütçe ile halktan 1 trilyon 430 milyar lira vergi toplayacağını ilan etti, enflasyonun fırlaması ile 1 trilyon 83 milyar lira ilave vergi toplanacak, böylece 2022 yılında halkın cebinden çıkacak vergi 2 trilyon 514 milyar liraya ulaşacak. Yani yıllık vergi tahsilatı yüzde 137.4 artacak. Bu oran, halkın bir yıllık dönemde yaşayacağı gerçek enflasyondur. Yılın başında memur ve memur emeklilerine yüzde 29.97 zam verilmişti. Temmuzda enflasyon farkı dahil yüzde 40 zam verilirse kümülatif yıllık zam yüzde 81.96 olacak. Yüzde 137.4 artan vergi dikkate alındığında bu kesim eksi 55.44 puanlık net kayıp yaşayacak. İşçi, esnaf ve çiftçi emeklileri yılın başında yüzde 25.47 zam almıştı. Temmuzda yüzde 40 zam olursa kümülatif zam yüzde 75.66’da kalacak, eksi zam yüzde 61.74’e ulaşacak. Sene başında yüzde 50.5 zam alan asgari ücretli de yüzde 40 zam verilmesi halinde yüzde eksi 26.65 reel kayıp yaşayacak.” dedi.
CHP’li Vekil söz konusu zammı; “1 trilyon 80 milyarlık bir ek bütçede çıkan rakamlarla yani mevcut bütçeye göre neredeyse yüzde 100'ün üzerinde bir artış söz konusu, vergilerde yüzde 100'ün üzerinde, bazı kalemlerde belki yüzde 200'lük, yüzde 300'lük artışlar söz konusu ama işçiye, memura, emekliye yapılması düşünülen artış ise yüzde 40. Bu demektir ki yine bu rakamlarla işçi, memur, emekli enflasyona karşı ezdirilecek yüzde 40 artış söz konusu olursa yani bu toplanan gelirin vergi oranı kadar işçiye, memura, emekliye, dar gelirliye maaş zammı yapılması gerektir.Dolayısıyla, memur, işçi, emekli şu anda yüzde 40 zam yapılması hâlinde, şu anda eksi yüzde 60 zararda. Böyle zam mı olur” şeklinde değerlendirdi.
6 YIL ÖNCEDEN UYARDI
Bugün yaşananlarla ilgili uyarılarını 2016 yılında yaptığı konuşmasında yaptığını hatırlatan CHP’li Demirtaş; "İşsizlik çok derin yani çok büyük kaygı taşıyorum; işsizlikten dolayı insanlarımız son derece mutsuz ve önümüzde bir ekonomik kriz var yani bu sistem değişince işsizlik mi çözülecek veya ekonomi daha mı iyi yönetilecek? Bakın, ekonomik sonuçlarının ağır bir tahribatı olur bu değişikliklerin. 2016 bütçesiyle ilgili Maliye Bakanı geçen hafta Mecliste bir kitap sundu, o kitapta Türkiye'nin dış borçlarını net olarak yazmışlar; 123 milyar devletin, 290 milyar dolar özel sektörün borcu var. Bunun da büyük bir çoğunluğu hazine garantisi kapsamında ve bir yıl içerisinde ödememiz gereken dış borç stoku 160 milyar dolar. Cari açıkla beraber 200 milyar dolar gibi bir paraya ihtiyacımız var. Böyle tek adam yönetiminin olduğu bir sisteme kimse parasını vermek istemez; hukuk güvenliğinin olmadığı, adaletin olmadığı bir ülkeye kimse yatırım yapmak istemez, sıcak parasını bile göndermez demişim ve en son dediğim cümle de şu: Türkiye ekonomisini felakete götürecek bir uygulamadır bu. Ne zaman? 23/12/2016 tarihinde, Anayasa Komisyonunda. O tarihte dolar kur; 3,51.2018'de yürürlüğe girdi bu sistem. Siz buna "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" diyorsunuz, biz "tek adam rejimi" diyoruz ama bu sistem yürürlüğe girdi ama ülkemiz de büyük bir ekonomik krize girdi ve bu kriz şu anda derinleşerek devam ediyor ve buhrana dönüşmüş durumda. Bu süreçte 128 milyar doları da buharlaştırdınız.
Ünal Demirtaş Plan Bütçe Komisyonu’ndaki konuşmasında şunları söyledi;
70 CENTE MUHTAÇ HALE GELDİK
Bugün ekonominin geldiği noktaya bir bakalım. Bakın, bir yıl içinde ödememiz gereken dış borç miktarı 182 milyar dolara çıkmış, 2022 yılı cari açığı yaklaşık 50 milyar dolar olarak beklenmekte. Bu sebeple, önümüzdeki bir yıl içerisinde 232 milyar dolar gibi bir dış kaynağa ihtiyacımız var. Peki, bu para kasada var mı? Maalesef yok. Merkez Bankası verilerine göre 10 Haziran haftasında net rezerv 8,2 milyar dolar açıklanmış. "Swap"lar hariç net rezerv ise eksi 54 milyar dolar yani kasa ekside. Aslında Merkez Bankamız iflas etmiş durumda yani böyle bir durumda olan bir şirket normal koşullarda, teknik olarak iflas etmiş demektir. Peki, bu 232 milyar doları bulma ihtimalimiz var mı? Maalesef yok. 70 sente muhtaç hâle gelmişiz.
BAKANLAR TESPİH TANESİ GİBİ DİZİLDİ
Siz de ne yapıyorsunuz? Para bulmak için dış güçleri kapı kapı dolaşıyorsunuz. Önce İngiltere'ye gittiniz, sonra Fransa'ya gittiniz; sonuç sıfır. Darbe girişiminin finansörü olarak suçladığınız Birleşik Arap Emirlikleri'ne gittiniz, sonuç yine sıfır. Şimdi de Cemal Kaşıkçı cinayetinin azmettiricisi olan Suudi Prens Selman'a gittiniz, onu kucakladınız. Dün buraya geldi; devlet başkanı olmamasına rağmen devlet başkanı gibi karşıladınız maalesef; Bakanlarımız maalesef tespih tanesi gibi dizildiler ve Prens Selman'ı kucakladılar. Bakın, denize düşen yılana sarılırmış derler. 70 sent için vahşi cinayetin azmettirici prense sarıldınız. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti devleti hiç bu duruma düşürülmemişti, üzülüyoruz.
TÜRKİYE DIŞ BORÇLARINI ÇEVİREMİYOR
Sizin yanlış ekonomi politikalarınız nedeniyle beş yıllık CDS'ler 830'lara çıktı. Bugün ülkemiz dış borçlarda temerrüde düşme riskiyle karşı karşıyadır. İnşallah iflas etmeyiz ama Türkiye maalesef bu noktaya doğru sürükleniyor. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendiği için maalesef Türkiye Cumhuriyeti devletinin iki yakası bir araya gelmiyor. Bu sistemde yaptığınız bir yanlışı düzeltmek için daha büyük yanlışlar yapıyorsunuz. Tüm dünyada faizler artarken "Faizi düşürelim." diyorsunuz. Politika faizi düşüyor ama döviz kurları artıyor. Döviz kurları arttıkça enflasyon artıyor. Bu sefer döviz artışını durdurmak için kur korumalı mevduat çıkardınız. Hazineye yani vatandaşlarımıza büyük bir yük yüklediniz. Bu sefer de dolarizasyon arttı, mevduatlarda yüzde 71'e çıktı. Kur korumalı mevduat, ihracatçının ve turizmcinin dövizlerinin yüzde 40'ına el koyma gibi sermaye kontrolleri uyguladınız ve maalesef döviz, baskılanmasına rağmen yüzde 18'lere merdiven dayadı ve enflasyon da TÜİK'e göre yüzde 73, gerçeği ise yüzde 160'lara fırladı ve Türkiye dış borçlarını çeviremez hâle geldi.
TÜRKİYE İFLASA SÜRÜKLENİYOR
Sayın Bakanın açıklamasında: "Azalan dış finansman ihtiyacıyla birlikte enflasyon üzerindeki kur baskılarının düşeceğini öngörüyoruz." dedi. Yani kamunun ve özel sektörün önümüzdeki bir yıl içerisinde ödemesi gereken, çevirmesi gereken 182 milyar dolarlık bir dış borcu var ve -2022'nin ilk 5 ayında- cari açıkta rekor kırmışız ve önümüzdeki süreçte de -bir yıllık süreçte de- yaklaşık 50 milyar dolarlık bir cari açık beklentisi var iken yani bunu nasıl ifade ediyorsunuz? Nasıl dış finansman ihtiyacı azalmış? Tam tersine dış finansman ihtiyacı artmış ve maalesef bu dış finansmanı karşılayacak, borçlarımızı çevirecek kasamızda da para kalmamış diye görüyoruz, eksi 55 milyar dolarlık bir rezervimiz var. Ve yine, Merkez Bankasının verilerine baktığımızda şu anda kullanılabilecek olan döviz 7,5 milyar dolara düşmüş yani bu... Neredeyse iflas ettik diyebiliriz aslında. Dolayısıyla, bu tür açıklamalarla bence hem içeride hem dışarıda ekonomi yönetiminin, Türkiye ekonomisinin geldiği sorunlu noktayı göremediğini ve buna uygun çözüm üretemediğini düşünmekteler ve bundan dolayı da hem içeride hem dışarıda bir güven zedelenmesine yol açıyor.
Haber :