GÜNDEM YİNE ERDEMİR'Dİ!..
Kdz.Ereğli Kasın Ayı olağan toplantısının gündemi yine ERDEMİR'di. Başkan Uysal ERDEMİR'i Ereğli'ye tepeden bakmakla suçladı!..
Kdz. Ereğli Belediye Meclisi Kasım Ayı Olağan Toplantısı Atatürk Kültür Merkezinde yapıldı..
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, toplantı öncesi gündem dışı bir konuşma yaparak; ERDEMİR Yönetimini sert bir dille eleştirdi.
ERDEMİR'i Ereğli'ye tepeden bakmakla suçlayan Başkan Uysal, Demokrasi nöbetlerine katılmamalarının düşündürücü olduğunu belirterek; "15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren Kdz.Ereğli sokaklara döküldü ve 27 gün boyunca sokaklarda Anıt önünde demokrasi nöbetleri tuttu. Siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, muhtarlarımız, engellilerimiz, şehit ailelerimiz, gazilerimiz kısacası zenginimiz fakirimiz, işçimiz işverenimiz, amirimiz memurumuz hatta yurt dışından gelen gurbetçilerimizle anıt önünde beraber olduk. Fakat kapısında Erdemir Fatin Rüştü Zorlu Demir Çelik Tesisleri yazanları göremedik. Onlar yoklardı. Bunun bir ihmal olduğunu, bir özel sektör yaklaşımı olduğunu düşünmek saflık olur. Çünkü Ticaret Odamızla birlikte işadamlarımız ve esnafımız oradaydı. Erdemirin yaklaşımını anlamakta akıl, mantık ve duygular yetersiz kalmakta. Yoksa geldiler de bizler mi görmedik. Sizlerin veya esnafımızın, işadamlarımızın yaptıklarından biz de yapmak istiyoruz dediler de bizler mi hayır dedik. Fatin Rüştü Zorlu, sizlerin de bildiği gibi 16 Eylül 1961de asılarak idam edildi. Bu yüzden bu ismi kapısında taşıyanlar bu duyguları anlamadılar ve gereğini yapmadılar. Herhalde Fatin Rüştü Zorlunun kemikleri sızlamıştır dedi.
Erdemir Ereğliye tepeden bakmayı bırakmalı
Erdemir yönetiminin Ereğliyi yönetenlere ve Ereğli halkına tepeden baktığını ifade eden Uysal, Erdemirin Ereğli sayesinde var olduğunu ve şirketin sosyal sorumluluklarını mutlaka yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.
Uysal konuşmasında: Bizler Erdemir Ereğlİye yüzünü dönmeli dedik. Bunu ne zaman dedik. Bunu da ne zaman dedik; iki-üç hafta maçlarımızı Erdemirin stadında oynayalım dedik. Fakat, genel müdürü aradık daha sonra da 23 maddelik bir protokol ve teminat mektubu istenilerek bu sahayı elde ettik. Ama kız futbol takımımız Alaplıda oynamak zorunda kaldı. Üniversite öğrencilerimiz diploma almak istediler fakat izin almakta bin bir dereden su getirdiler. Biz de bir laf vardır; Nasihat istersen tembele iş buyur derler. Eğer; sıkıntı yaşamak, stres yaşamak, bir işin nasıl aylarca çözümsüz kalmasını istiyorsanız Erdemir ile masaya oturun, Erdemir ile görüşmeler yapın. Tabi görüşebilirsiniz. Benim Başkan Yardımcılarım, onların genel müdür yardımcılarını arıyorlar ama nedense her zaman toplantı ya da İstanbuldayız gelince görüşürüz. Onlara Ereğli halkının başkan yardımcıları olduğunu hatırlatmak isterim. Erdemir yönetimi tepeden bakmayı artık bırakması lazım. Onların genel müdür yardımcıları nasıl 9 aylık ise nasıl onlar da öldüğü zaman er niyetine diye gidiyorlarsa, nasıl onlar da iki metreküp toprak kaplıyorlarsa unutmasınlar ki bizler de aynı seviyedeyiz. Unutulmamalı ki Türkiye Cumhuriyeti varsa Erdemir var ve Ereğli varsa Erdemir var. Öyle onların dediği gibi; Erdemir varsa Ereğli var, böyle aşağılayıcı tarzda konuşmalarını tasvip etmiyoruz. Altını çizerek söylemek istediğim bir cümle var; Erdemir Ereğliyi büyütmedi, tam tersine Ereğli Erdemiri büyüttü. Bizim mühendisimiz, bizim işçi kardeşlerimiz, bizim Evlatlarımız Erdemiri büyüttü ve Erdemiri gözbebeği yaptılar. Erdemir çalışanlarına teşekkür ederken son zamanlarda işçinin geldiği durumu da biliyorum, sözleşme de gelinen noktayı da çok iyi biliyorum. Olumsuz bir durum karşısında bizlerin işçinin yanında yer alacağının bilinmesini isterim.
Ereğlinin tarihsel gelişimine bakacak olursak milattan önce 2500 yıllarına kadar dayanır. Bu bölge hiçbir zaman kıtlıkla karşılaşmamış ve kendi kendine yetebilen bir kimliğe sahip olmuştur. Yani Erdemirden önce vardır. Unutmayın, bizim varlık sebebimiz siz değilsiniz. Siz olmayacaksınız ama Ereğli bugün olduğu gibi gelecekte de var olacak. Çünkü Kdz.Ereğli en güzel yerleşim yerlerinden biri. Şimdi soruyorum onlara; toprak mı getirdiniz? Su mu getirdiniz? Denizi mi getirdiniz? Kömürü mü getirdiniz? Yoksa, bunlar olduğu için mi geldiniz. Havayı mı, bulutları mı getirdiniz? Ama bizleri bunlarla tanıştırdınız. Sizlerin sayesinde bazı şeyleri öğrendik. Asit yağmurunun ne olduğunu öğrendik. Sabah kalktığımızda arabaların üzerinde tozların olduğunu öğrendik ve araba yıkayıcılarının yollarını öğrendik. Balkonlarımıza çamaşır asmamayı öğrendik. Camlarımızı açık bırakmamayı öğrendik. Balkonlarımızı, camlarımızı kapatmayı ve madenci hastalıklarını öğrendik
Erdemir'e ceza kesildi
Erdemirin belediyeye ait 9 dönümlük arazi üzerine molozlar döktüğünü ve bu nedenle kendilerine gerekli cezayı yazdıklarını belirten Uysal, şirketin Gülüç ırmağının ağzını yaptığı dolgularla tıkadığını ifade etti.
Uysal konuşmasında Gülüç Irmağını hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Taştığı zaman Topçalı, Hamzafakıhlı ve Bölücek su altında. Dere yatağı o kadar genişlemiş ki; iki tane mahallenin yerleşim alanı tamamen sular altında. Dere yatağını genişletiyorsunuz 199 bin metrekare istimlak alanı çıkıyor ve bunlara ait Erdemirden hiç ses yok. Gülüç Irmağının denize açıldığı yeri hepiniz biliyorsunuz. Bir tarafında tersaneciler, bir tarafında Erdemirin cüruf dökme alanı. Basında çıkan fotoğraflardan da bildiğiniz gibi, tersanelerin o tarafından paçalarınızı sıvayarak suda ayaklarınız ıslanmadan karşıdan karşıya geçebileceğiniz seviyeye geliyor. Şimdi bunun nasıl Gülüç Irmağı olduğunu ben merak ediyorum. Kabasakal deresi göreve geldiğimizden beridir sıkıntılı. Selde taştığı zaman tam iki ay zabıtamız, temizlik işlerimiz, itfaiyemiz buralardan çıkamadık. Peki niçin çıkamadık? Kapaklar kapandı
Veya bu devirde bir iki metrelik geçilmesi gereken köprünün altında iki tane dikey direkler olduğu için. Ben soruyorum; fabrikayı bu kadar düşündüğünüz zaman, Ereğlide yaşayan insanları da düşünmenizi isteriz. Gülüç Irmağı kenarında 9 dönümlük yerimiz var. Oraya ceza yazdık. Orası bizim ve o cezayı da ödeyeceksiniz. Oraya kimden izin alıp da döktüğünüzü de sormak istiyorum.
Erdemir üç aylık, yıllık karlar açıklıyor. Ben kara bakmıyorum. Ben göreve geldiğinizden beri Ereğliye neler kazandırdığınıza, hangi eserlere imza attığınıza bakıyorum. 2 buçuk yıldır görevdeyim. Ben bir yerde hiçbir şey görmedim, bir eser görmedim. Acaba okul mu yaptırdılar da görmedik. Cami mi, köprü mü yaptırdılar da biz görmedik. Sağ olsunlar bizim hayırsever, eğitim sever işadamlarımız okullar yaptırıyorlar. Örneğin Çınar, örneğin TAT Metal, örneğin rahmetli İzmirlioğlu, örneğin Kadri Yılmazlar ve Nurdan-Orhan Oğuzlar gibi hayırseverlerimiz var. Bizler okul da cami de yaptırırız hiç merak etmesinler. Görev süremce 15 Temmuza kadar hiç görmedim, 15 Temmuz sonrasında da görmedim. Ama bir şeyi gördüm. Protokollerdeki imzalarını gördüm. Ama öğrendiğimi kadarıyla o imzalar havalarda atılmış. Evet biz de imza atacağız ama ayaklarımız yere basarak
Şimdi onlara sormak istiyorum. Eskileri aldatınız mı yoksa onlar aldanmak mı istedi. Ama şunu bilsinler ki bizler aldanmayacağız. Hani bıçak kemiğe dayandı deriz ya bıçak artık kemiğin içinde ve canımız yanıyor dedi.
Uysal konuşmasının sonunda Erdemir ile Belediye başkanlarının, milletvekillerinin, siyasi partilerin, ticaret odasının, sivil toplum kuruluşlarının, muhtarların, sendikanın, basının ve dolayısıyla Ereğli ve Alaplıda yaşayan 200 bin nüfusu memnun edecek bir anlaşma istediklerini söyledi.
CHP Kdz. Ereğli Belediyesi Meclisi Grup Sözcüsü Özkan Özyağcıda, Erdemire yönelik sözlerinden dolayı Başkan Uysala destek verdi.
Belediye Meclisi Toplantısı gündemdeki bazı maddelerin görüşülmesi ile bir gün sonraya ertelendi.
Haber :