Haftanın Ardından..

Haftanın haberi.. AYYILDIZ, KAÇAK OCAKLARA SAVAŞ AÇTI!..

Abone Ol

Haftanın haberi..

 

AYYILDIZ, KAÇAK OCAKLARA SAVAŞ AÇTI!..

 

Zonguldak’ın yıllardır kanayan yarası konumundaki ‘kaçak ocaklar’ Vali Erol Ayyıldız’ın sonunda dikkatini çekti.
Vali Ayyıldız; konuyla ilgili geçtiğimiz hafta gazetelere bir demeç vererek; kaçak ocaklara resmen savaş açtı!.
Vali Ayyıldız’ın bu cesur girişimi gazetelerin baş sayfalarında yer aldı…
Yıllardır ‘birileri’ tarafından balçıkla sıvanmaya çalışan ‘kaçak ocaklar’ artık gün yüzüne çıkmaya hazırlanıyor.
Bilindiği gibi, Genel Yayın yönetmenimiz Sina Çıladır yıllardır kaçak ocaklar sorununu gündemde tutan yazılar yazıyor, uyarılarda bulunuyor.
Bu girişim bu hafta ‘Haftanın haberi’ köşemize girmeye hak kazandı..

 

Haftanın görüşü..

 

HAYAT FELÇ OLDU!..

 

Kdz. Ereğli’de yaklaşık 20 gündür ara ara yağan kar yağışı nedeniyle belediyenin yetersiz kaldığı görüşüne MHP İlçe Başkanı İlkay Özdemir’de katıldı..
MHP İlçe Başkanı İlkay Özdemir; geçtiğimiz gün MHP’nin kongre sürecine gittiğini belirtmek için yaptığı basın toplantısında Kdz. Ereğli Belediyesinin yetersiz kaldığını şu cümlelerle belirtti:
Avrupa kentinin haline bakın!. İlçemiz resmen 25 gün kara teslim oldu. Ereğli de hayat felç oldu. Günlerce sokağa çıkamadık ana yollar bile açılmadı. Arabalar gömülü halde kaldı, çalışmadı çok büyük sıkıntı çekti. Bu konuda belediye yetersiz, iş makinelerini hiç görmedik. Meteoroloji uzun zaman önce kar yağışı olacağını bildirmişti. Bundan hiçbir önlem alınmadı. Bugünlerde yeni bir kar dalgasının daha ağır olacağı söyleniyor. İnşallah buna hazırlıklı olurlarda halkımız mağdur olmaz çünkü okullar açıldı. Dileriz belediye üzerine düşen görevi gerçekleştirir.”, şeklinde konuştu..
Diğer siyasetçiler gibi, İlkay Özdemir’de belediyenin karla mücadelede yetersiz kaldığını yinelemesi bu hafta ‘haftanın görüşü’ köşemize girmeye hak kazandı..

 

 

Haftanın merak edileni..

 

YILDA 3 MİLYON TON KÖMÜR?

 

Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun açtığı ihaleyle Zonguldak'taki Bağlık-İnağzı sahasının 36 yıl süreyle işletilmesini üstlenen yer altı kömür üreticisi Soma Holding, bu süre zarfında 92 milyon ton kömür çıkartacağını taahhüt etti.
TTK’nın 2 katı!..
HEMA’nın yıllık 1,5 milyon ton kömür çıkartacağını taahhüt ettiği ancak yıllık 300 bin ton kömür çıkartması bilinen bir gerçek!.
Yani anlayacağınız taahhütler yalanlardan ibaret!..
Yan yattı, çamura battı hesabı!..
Bizim merakımız ise şu:
SOMA, HEMA’nın aksine sözünü tutup, yıllık 3 milyon ton kömür çıkartacak mı?
Yoksa gazetelere servis edilen bu haber, ‘reklam’ olarak kalacak mı?
Bekleyip, göreceğiz!.. 

 

Haftanın iddiası..

 

ÖZEL HAYAT SİGORTASI!..

 

Ereğli’de yayın yapan bir internet sitesi geçtiğimiz hafta ilginç bir iddia ortaya attı.
İddia şöyle:
Kdz. Ereğli Belediyesinde asgari ücretle çalışan müteahhit işçilerine ‘bilgileri dışında’ Belediye tarafından (adı bizde saklı) bir Belediye Meclisi Üyesi'nin sigorta şirketi üzerinden özel sigorta yaptırılıyor.
Bu iddianın devamı olarak aynı site, şirket tarafından belirlenen kotayı aşan belediye meclis üyesine Brezilya tatili hediye ediyor. Meclis üyesi de kazandığı hediyeyi ahde-vefa olarak Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’a armağan ediyor!.
İddialar ciddi!.
Başkan Posbıyık’ın bu iddialarla ilgili muhakkak söyleyeceği şeyler vardır.
Bakalım iddialar yalan mı, gerçek mi?
Gerçekse işçilerin bilgileri dışında yapılan bu uygulamanın yasal bir dayanağı var mı?

 

Haftanın olayı..

 

CENAZELER KARIŞTI!..

 

İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde siroz tedavisi gören Zonguldak’lı Şerife Kacalı (57), 2 gün önce hayatını kaybetti..
Annelerinin cenazelerini aldıklarını zanneden Ercan Kacalı (34), merhumu gömmeye hazırlanırken son bir kez yüzünü görmek isteyince şoka girdiler.
Karşılarında 85 yaşındaki başka bir kadının cenazesini gören akrabalar, cenazelerin karıştığını anladı. Kimliği açıklanmayan 85 yaşında vefat eden kadın İstanbul Göztepe Hastanesinden gönderilen özel bir ambulansla Zonguldak’tan alınarak; İstanbul’a geri götürüldü.
Yaşanan bu olay, bu hafta ‘haftanın olayı’ köşemize girmeye hak kazandı.

 

MEDYA

 

OTOSANSÜR

 

Bizim meslekte sansürlerin en kötüsünün, en pespayesinin otosansür olduğu kabul edilir.
Eğer basının üzerinde, örneğin II. Adbulhamit döneminde olduğu gibi, açık-resmi bir sansür yoksa; otosansür, egemen çevrelerin destekçiliği niteliği de kazanır.
Nedir otosansür?
Basının kendi kendisini sansür etmesi; örneğin egemen güçlerin işine gelmeyen haberleri görmezden gelmesi, yahut bu tür haberleri ayıklayarak vermesi anlamına gelir.
Otosansürün çeşitleri vardır:
Siyasal otosansür:
Bu, siyasal güç odaklarını kızdırmamak için uygulanan sansür tipidir. Temelinde korku vardır. Karşılığı ödüllendirmelerdir (para-mevki).
Ekonomik otosansürü:
Bu, doğrudan çıkar ilişkisi içinde olunan güç odaklarını koruyup kollamak için uygulanan sansürdür. Karşılığı değişik şekillerde ödenir. En yaygın ödeme biçimi paradır.
HATIR-GÖNÜL otosansürü:
Bu, arkadaş bağı, dostluk bağı bulunan kişi, kurum, kuruluş, vb. çevreleri korumak amacıyla uygulanan sansürdür. Maddi çıkara dayanmaz.
BİAT otosansürü:
Buna, kapıkulu otosansürü de denilir.
Bu tür sansürün en aşağılık biçimi ise, sansüre uygulanan bir haberi, sanki haber okura verilmiş gibi, ayrıca eleştiren, efendisine yalakalık yapan sansür tipidir.
Verilmeyen haberin eleştirilmeye kalkışılması, her şey bir yana, gazetecilik değildir!..
Yerel basında otosansür kültürü o kadar yaygınlaştı ki, otosansürün bu en aşağılık biçimi, gazeteci(!) derneklerini bile kucaklamaya başladı!..
Gerisini anlayın işte!..
Doğal olarak otosansürün yaygın olduğu bir yörede, güç olanaklarına yönelik rutin eleştiriler bile, “çamur atma”, “saldırı”,vb. şeklinde anılır.
Kim tarafından?
Yandaş yalakalar tarafından!..
Yerel basın kötüye gidiyor!..

 

 

Haftanın önerisi

 

MODERN Mİ ARABESK Mİ?

 

Ereğli’nin “Ofis Yolu”, son yıllarda karşılıklı olarak açılan cafe ve kebapçılarla arabesk bir yönümüze kavuştu.
Bir yanda “cafe-bar”lar, öte yanda lahmacun, çiğköfte, kebap dükkanları!..
Ofise doğru giderken sol tarafınıza bakıyorsunuz, “Kebapçılar Çarşısı” ! Sağ tarafınıza bakıyorsunuz, post-modern mekanlar!..
Ofis Yolu’na yeni bir isim vermek gerekirse ne uygun düşer?
Postmodern-Arabesk nasıl olur?..

 

Haftanın fotosu..

 

 

Haftanın Sözü..

 

Önlerine sözün özünü koyun ki okusunlar, anlaşılır biçimde koyun ki takdir etsinler, canlı biçimde koyun ki hatırlayabilsinler ve hepsinden önemlisi doğru olarak koyun ki ışığını takip etsinler.
 

JOSEPH PULITZER

 

 


Haber : 

Abone Ol