Haftanın Ardından..

Haftanın Düşkırıklığı

Abone Ol

Haftanın Düşkırıklığı 

 
NİYE KATILIM AZ?
 
Sözcü gazetesi yazdı:
Zonguldak’ta terörü lanetleme yürüyüşüne sadece 20 kişi katılmış!
Toplumsal olaylarda nedenler sonuçlardan daha önemlidir.
Katılımın azlığı bir sonuç!
Peki nedeni ne bunun?
Zonguldak halkı terör yanlısı mı?
Değil!
O halde?
Halkın önderi yok, sorun bu kadar basit!..
Binlerce üyesi olan GMİS nerede?
Memur sendikaları?
Siyasal partiler?..
Bu köşede sık sık dile getiriyoruz:
Zonguldak’ta siyaset üretimi yok! Hatta siyasetin lafı bile yok!..
Öndersiz kitleler ne yapar?
20 kişiyle terörü lanetler!
20 kişinin alınlarından öpmek gerekir! 
Esas yiğitlik, herkesin kapı arkalarına kaçıştığı koşullarda ortaya çıkmaktır!.
Beyler! Arada bir bildiri yayınlamakla olmuyor bu işler!..
 
Haftanın Haksızlığı
 
ATİKE’NİN İŞLERİ!..
 
Atike’nin Ereğli Belediyesinde özel bir yeri var; özellikle Başkanlık katında!
Kimse ona (Başkan dahil) gözünün üzerinde kaşın var diyemiyor! Atike ile Posbıyık, karşılıklı fayda bağlamında işleri mis gibi yürütüyorlar!..
Belediye muhasebesi, Atike’nin hükümranlık alanı! Örneğin burada, yasalara ayrıkırı olmasına rağmen, müteahhit personeli çalıştırılıyor! Dahası, emekliliği dolmuş kişiler, Atike’nin talimatıyla işe devam ediyor!.
Ayıptır, ayıp!
Ereğli’de 10 bin açık-gizli işsiz var. Bunların çoğu, genç!
Belediye ise, yaşını başını almış yandaş takımının çiftliği!.
Bakalım önümüzdeki seçimde Posbıyık bunun hesabını nasıl verecek halka?!..
 
Haftanın Fıkrası
 
NİYE?
 
-Doktor bey, acaba yirmi yıl daha yaşayabilir miyim?
-İçki ve sigara içer misiniz? Kumar oynar mısınız? Çapkınlık yapar mısınız?
Adam güvenle anlatmaya başlamış:
-İçki ve sigarayı hiç sevmem… Kumardan nefret ederim… Çapkınlığımda hiç yoktur!
Doktor, başını iki kere sallayıp, sert bir sesle homurdanmış:
-Öyleyse niye yirmi yıl daha yaşamak istiyorsun?  
 
 
Haftanın Konusu..
 
“EĞİTİM DEDE”YE NİYE
DESTEK OLMUYORSUNUZ?.
 
Eğitime yaptığı katkılarla “Eğitim Dede” olarak anılan İbrahim İzmirlioğlu’nun geçenlerde İhlas Finans’a yazdığı mektuba sadece basın ilgi gösterdi. Oysa konu, eğitim çevreleri ile kamu kuruluşlarını da ilgilendiriyordu.
İzmirlioğlu, anılan finans kuruluşuna yatırıp geriye alamadığı 200 bin lirasını istiyor; “Parayı verin, okul yaptıracağım” diye feryat ediyordu.
İzmirlioğlu’nu okul yaptırırken şak şak alkışlayan, ona ödüller verenler sus-pus oldular, en küçük bir destekte bulunmadılar!..
Başta da Ereğli Belediyesi!..
200 bin TL gitti gider mi?
Gitmese, Fen Lisesi olarak Ereğli’de abideleşecekti!..
 
Haftanın Yorumu
 
YALAKALIK İCAD OLDU!..
 
Bundan 40-50 yıl önce yerel gazeteler elde dizilirdi, 1960’lı yıllarda entertiple…
Teknik ilkeldi, baskıları kötüydü gazetelerin,…
Ama, toplumdan büyük saygı görürdü gazeteciler…
Zaman geçti, basında teknoloji devrimi gerçekleşti, bilgisayar ve ofset olayı, yerel gazeteleri de güzelleştirdi, alımlı hale getirdi…
Ama, bu kez de gazetecilerin toplumdaki saygın yerleri erozyona uğradı, gazetecilik ayağa düştü!..
Bu bir çelişki!
Ne deni ne peki?
Eskiden gazetelerin ve gazetecilerin başı dikti, kimseye bağımlı değildiler.
Şimdiyse, bağımsız gazete ve gazeteci parmakla gösterilecek kadar az!.
Yalakalık, ben dümenime bakarım bireyciliği basını sarıp sarmaladı!..
Velhasıl yalakalık icad oldu, gazetecilik bozuldu!..
 
S.Ç
Haftanın Tespiti
 
VAHŞİ BATI GİBİ!..
 
Kaçak yapıların fotoğraflarını yayınlıyorsunuz, ilgililerden tık yok!
2-B arazilerine kaçak villa yaptırıldığı iddialarını (ismen) dile getiriyorsunuz, ilgililerden tık yok!
Kıyıboyundaki “cafe”lerin birbirini tutmaz fiyatlarında sözediyorsunuz, ilgililerden tık yok!
Belediye zabıtasının denetimlerinin kamuoyuna yansıtılmasını istiyorsunuz, ilgililerden tık yok!
Örnekler çoğaltılabilir!
100 bin nüfuslu “çağdaş” bir kentte değil de Vahşi Batı’da yaşıyorsunuz sanki!.
Her şey laçkalaşmış, kimin kimi denetlediği ve iplediği belli değil!..
Ereğli’den sözediyoruz!..
Yalan mı?!..
 
Haftanın Dikkat Çekeni
 
GÖZYAŞI DÖKMEK İYİ DE…
 
Kabul etmek gerekir ki, Türkiye’yi yönetenlerin şehit cenazelerindeki gözyaşı dökme performansları çok iyi!.. Şakır şakır ağlıyorlar!.
Babalanmaları da ondan aşağı değil! Attıkça mangalda kül bırakmıyorlar!..
Ama iş, terörün kökünü kazımaya gelince, hazretleri koydunsa bul!
Niye?
Çünkü sinekleri tek tek avlamakla bu işin üstesinden gelmek imkânsız! Bataklığı kurutmak gerekiyor! Şu var ki bataklığın başında Yankee’ler nöbet tutuyor, bizimkiler oraya yaklaştırmıyorlar!
Bataklık, Kandil Dağı!
Yankee’ler sopalı dostumuz(!) ABD!
ABD’nin kucağında olmuyor bu işler!..
Önce oradan kalkmak gerekiyor!
Ki, gözyaşları sahicileşsin!..
 
Haftanın olayı
 
SOSYAL(!) BELEDİYE!
 
Ereğli Belediyesinin son sosyal(!) icraatı, “Kedi Bakımevi”!
Hayırlı olsun!
Olsun da şeytan dürtüyor:
Kedilere Bakımevi açan Belediye, 1.5 yıl önce muhtaçların kaldığı “Kadın Bakımevi”ni kapatan belediye değil mi!
Öyle!
Ne diyelim?
Vallahi helal olsun bu yollar size!..
Yeni CHP’nin sosyal belediyecilik anlayışı bu olsa gerek!
Kadınlar “out”, kediler “in”!.. 
 
 
 
 
 
 
 
 
MEDYA
 
EVELEME-GEVELEME!..
 
EGD Başkanı İ.Necati Günay, önceki gün ilginç bir açıklama yayınladı. İfade bozuklukları ve kavram kargaşası bir yana konulacak olursa, açıklama, çok önemli bir gerçeğin altını çiziyordu.
Şöyle diyordu Günay:
Yerel medya, Karadeniz ekonomisine katkı sağlıyor diye, bölgemizdeki kurum ve kuruluşlar için oto-sansür uygulamaktadır”  
Nedir bunun Türkçesi?
Şu:
Yerel medya, ilanlarımızı kesmesinler diye, kurum ve kuruluşları rahatsız edecek yazı ve haberlere bilerek yer vermiyor!..
EGD Başkanının bu sözleri; “şecaat arz ederken sirkatin söyler merdi kıpti” özdeyişini hatırlatıyor insana!..  
Yerel medyanın, besleme bir medya olduğu gerçeğinin altını “veciz” bir ifadeyle çizen Günay’ı kutlamak gerekiyor aslında!
Sorunun özü de bu değil mi zaten!
Beslemeye, besleme muamelesi yapılması kaçınılmazdır!
O günleri yaşıyoruz!.
Günay, eveleyip geveleyeceğine, sadede gelseydi daha iyi olmaz mıydı?
İlanı kabullen, yayınla, parayı cebine at, sonra da mızıldan! 
Fiyatı beğenmediysen, yayınlamayabilirdin o ilanı!
Eveleme-gevelemenin o zaman bir manası olurdu belki!
Parayı cepledikten sonra, boş laftır bunlar!.
Belediye kendisini eleştiriyorlar diye bazı gazetelerin ilanını keser, yakınlarını işten atarken, yani basın özgürlüğüne saldırırken, neredeydi İ.Necati Günay?
Bu son olayda basın özgürlüğüne saldırı yok. Ticari bir münasebet bu! Parayı beğenmediysen, ilanı yayınlamazsın; olur biter!..
 
 
        
 

Haber : 

Abone Ol