Haftanın Ardından..

Arkadaşımız Aysun Kaya'nın yorumuyla..

Abone Ol
Haftanın haberi

GÜLEN’DEN GELEN MESAJ!
 
Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen, altı gazeteciyi ABD’nin Prensilvanya eyaletindeki çiftliğinde ağırladı.
Neler konuşuldu?
Tam olarak bilinmiyor, çünkü konuşmalar kayıtdışıydı!
Ama yine de sızdı azıcık; sızdıran da “Zaman”cı Gülerce oldu. Bu yazar, Gülen’in sözcüsü olarak biliniyor.
Ne mi demiş hoca efendi?
Özetle şunu:
Erdoğan Çankaya’ya çıkmasın, yoksa AKP dağılır!
Hocaefendi, Demirel ve Özal örneklerini göstermiş!..
Cumhurbaşkanlığını da aşıp Başkanlığı kafasına koyan Tayyip Erdoğan bu işe ne der, bilemeyiz. Ama, görünen o ki Cemaat-AKP zıtlaşması tırmanıyor!..
  
 
Haftanın önerisi

BARIŞ ÖDÜLÜ APO’YA VERİLMELİ!
 
Geçen yıl Sevgi Barış Dostluk festivalinde Atatürkçü yazar ve sanatçılar ödülü almayı reddedince, Barış Ödülü “âkil” arabeskçi Gencebay’a verilmişti.
Bizim bir öenerimiz var:
Bu yıl ödül, Apo’ya verilmeli!
Dünün bebek katili artık barış havarisi, malum! Cuk oturur!..
Gerçi biraz zorluk var, Apo şimdilik Ereğli’ye gelemez, daha mühim işleri var İmralı’da!
Peki ama, Belediye Başkanı Posbıyık İmralı’ya gidemez mi?
Festival Komitesi (!) bunu düşünmeli! Ön hazırlığını şimdiden yapmalı bizce!
Yol açılırsa ne tantana olur ama! Sürüyle gazeteci, TV kameraları, dışş basın temsilcileri Posbıyık’ın emrinde!
Yerel seçim için İller Bankası’dan borç alıp asfalt dökmekten bin kat daha yararlı olmaz mı bu
Festival Komitesi (!) önerimizi dikkate almalı!..
Bir elinde bebek kanı, ötekinde barış çanı!..
Ne şenlik olur ama!..
  
 
Medya

MÜTAREKE BASINI SOLDA SIFIR!
 
Yerel basında dayanışma sıfır!
Herkes, ben dümenine bakarım havalarında…
Gazeteciler Derneği basına yönelik baskılar karşısında üç maymun!.. 
Mesleki dayanışma yerlerde sürünüyor, yalakalık minare boyu!..
Kimileri bunu açıktan yapıyor, daha akıllıları, çaktırmadan!
İş o boyuta vardı ki, örneğin Posbıyık’ın yalakaları, patron görür de belki ilanımızı keser diye, muhalif basının temsilcilerinden bucak bucak kaçıyor! Selam-sabah kesileli çok oldu zaten!.
Tarafsız”, “objektif” gazetecilik palavrası, Posbıyık’a yalakalığın kılıfı haline geldi!
Oryantal kalemlerin hali daha da içler acısı!
Yalakalıklarını maskelemek için kılıktan kılığa giriyorlar.
Ağırbaşlı”, “tarafsız” yalakalık son günlerin prim yapan yalakalık türü!..
Çok çok bir yıl sonra Posbıyık gidecek, ama yalakalık sürecek!
Giden ağam, gelen paşam hesabı!..
Biz de gazetecilik bu!
Ama bir teselli var yine de! “Ulusal” basın da aynı havalarda!..
Mütareke basını daha haysiyetliydi!.. 
  
 
Haftanın gafı

AH ŞU KATMADEĞER!..
 
Geçenlerde değerli dostumuz EGD Başkanı İ.Necati Günay, gazetecileri “katmadeğer” ilan etmişti! 
Çok geçmedi, bu kez de CHP’nin Ereğli ilçe başkanı Hayrettin Kartal, Erdemir işçilerinin katmadeğer ürettiklerini söyledi. Kartal, İ.Necati’ye göre, biraz daha “bilgili” yaklaştı kavrama! Ama, yine de, 12’den vuramadı, kavramı ıskaladı!..
Oysa katmadeğer, çok kullanılan, çok bilinen bir kavramdır.
Alengirli detaylarını bir yana koyacak olursak, özetle, bir ürünün (meta’nın) ilk değeri ile nihai değeri arasındaki ek-değer’i ifade eder.
Bu da, kar payı dağıtımı ve ücretler şeklinde somut ifadesini bulur.
Kartal, anlaşılan, katmadeğer ile artı-değeri birbirine karıştırıyor. Artı-değer, günlük çalışma süresi içinde işçinin ürettiği ve işverence el konulan ek değerdir. Artı-değer, kapitalist ekonominin bamtelidir!..  En somut biçimini kar’da bulur.
Hadi bizim Necati’nin sözlerini ironi kabul edelim!
Peki, solculuk savındaki CHP ilçe başkanına ne diyeceğiz?
Hiçbir şey!
Posbıyıkizm, kişiyi sadece katmadeğerle artı-değeri birbirine karıştıran bir “konfüzyonizm”e sokmaz; ek olarak, siyaseten batağa da sokar!..
O günleri yaşıyoruz!..
  
Haftanın bilgi notu

POSBIYIKİZM!

Ereğli’nin siyaset kulislerinde yeni bir “izm” dansediyor:
Posbıyıkizm!
Bu yeni “izm”in temel ilkeleri de şöyle sıralanıyor:
Kitleler balık hafızalıdır, yalan söylemekten korkma!
Tüm partilerle ve tabii onların temsil ettiği düşünce akımlarıyla dirsek temasını kesme! Günü gelince lazım olur! 
İlkesizliği ilke edin!
Düşmanımın düşmanı dostumdur” lafı, günlük politikanızın düsturu olsun!
Pişkin ol! Pişkinlik, denize düşenin cansimitidir!
Demokrasi, aydın gevezeliğidir! Ciddiye alma!
Burnun bir karış hava da olsun ve salla gitsin! Mutlaka bir yiyen olur!
Dünya rant üzerine kurulmuştur, bunu unutma!
Gözboya! Malı götür!.. 
Amaca ulaşmak için her aracı kullanmaktan çekinme!
Doğru, kişinin işine gelendir, bunu hiç unutma!
Basını kafakola al, bunun için para harcamaktan kaçınma!
En iyi gazeteci, en yalaka gazetecidir! Onu koruyup koltukla! Seni eleştirenleri düşman belle!
Her koşulda dümenine bak!
Siyasal arenada bukalemun ol! Zamana ve zemine uyma becerin, geleceğindir! Unutma!
Mütevazilik dervişlere özgüdür! Şatafatı elden bırakma! 
Her yenilgiyi zafer olarak nitele! Asla özeleştiri yapma!
Alta düştüğün anlarda bile “üsteyim” havası bas! 
Ve… Bütün bunları uygulayabilmek için utanmaz ol!..
 
Not: Posbıyıkizm, Belediye Başkanı Posbıyık’la soyadı benzerliği dışında hiçbir ilgisi yoktur!..
  
Haftanın gırgırı

BİZİM FESTİVAL…

Ereğli “Avrupa Kenti” (!) olduğu için “Sevgi Barış Dostluk” festivalimiz de, haliyle, “uluslar arası festival” (!) kategorisinde!.. 
Lafta da olsa, ziyanı yok!
Bundandır, Anadolu’daki tüm yerel festivallerde yöresel ürünler tatlar, giysiler, oyunlar öne çıkarken, bizimkinde uluslararası (!) sanatçılar gösteri gruplar, vb. öne çıkıyor!..
Zaten Ereğli’nin satacak ürünü de kalmadı artık! Yarışmaya katılacak güzelimiz de yok, sazımız sözümüz, oyunumuz da! Ereğli artık Avrupa Kenti (!)…
Esnaf, bundan olacak, festival yaklaşıyor diye tir tir titriyor!
Nasıl titremesin ki hem “bağış” adı altında harcanıyor, hem de on paralık mal satamıyor! Çünkü sahile kurulan barakalar bu yıl da önlerini kesecek!..
Yine de bir teselli var: Tarkan’ı dinleyip mutlu olurlar; “Avrupa Kenti” niyetine kafa bulurlar!... 
   
Haftanın sorusu?..
 
OLMAZ MI?..
 
Engebeli yolları nedeniyle Ereğli’nin bozulmamış doğa güzelliklerinin başında gelen Kırmacı sahilleri kirlenme tehdidiyle karşı karşıya kalmış durumda..
Hemen yanı başına yapılan gemi tersanesinin yanı sıra yıllarca Ereğli’nin çöpünü de tüm gayretiyle absorve etmeye çalışan Kırmacı doğası ve sahili artık çok yoruldu!..
O’na yardım etmek zorunda olduğumuz gün gibi aşikar!..
Peki bu fedakar görevi kim üstlenir?.
Elimizde bir çevre koruma derneğimiz kalmıştı, o’da geçenlerde ilgisizlikten fesh oldu!..
Belediyemiz zaten süs-püs peşinde!. Ondan da hayır yok!..
Bizce bu iş yine BEÜ’ye kaldı!..
BEÜ Denizcilik Fakültesi öğrencileri Sosyal Sorumluluk Projeleri kapsamında Ereğli’nin bozulmamış doğa güzelliği Kırmacı sahilini temizleme işini üstlense nasıl olur?
Bizce on numara olur!..
Çünkü bu iş bize kalsa öldürürüz canım güzelliği!.
Bakalım bu önerimize yetkililer ne diyecek?..
 


Haber : 

Abone Ol