Zonguldak

Karadeniz'e bir destek de Melis Alphan'dan..

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Melis Alphan,Karadeniz kıyısına yapılması planlanan Termik Santral'leri köşesine taşıdı.. İşte Melis Alphan'ın 'AH KARADENİZ,VAH KARADENİZ' adlı köşe yazısı..

Abone Ol
Doğal hayatı yok etme, insan yaşamına risk oluşturma, yani “her ne pahasına olursa olsun” yatırım anlayışı “Memleketi kalkındırıyoruz!” sloganıyla meşrulaştırılıyor.
 
Bu anlayış, Ereğli Kandilli’den 78 kilometre ötede Bartın Amasra’ya kadar olan sahil şeridinde mevcut 3 termik santrala ek olarak 5 termik santral daha planladı. Bunların ÇED süreçleri Çevre Bakanlığı’nda devam ediyor.
En son Zetes 3 adlı santrala ÇED olumlu kararı verildi ve Yaşanabilir Zonguldak Platformu projeyi yargıya taşıdı. Zonguldak İdare Mahkemesi şimdilik projenin yürütmesini durdurma kararı verdi. Ama bu daha başlangıç.

* 
Planlanan santrallar yargı süreçlerini atlatıp yapılırsa hep birlikte 78 kilometrelik kıyı boyunca havaya toz, gaz ve kül saçacak...
Kıyı boyunca yaşam alanları, tarım arazileri asit yağmurları ile yıkanacak...
Ağır metal kirliliğine uğrayacak...
Besin zinciri yoluyla hayvansal gıdalardan, sebzelerden, meyvelerden doğrudan insanlara geçecek.
Ereğli-Zonguldak-Bartın bölgesinde en az 500 bin kişi santralların olumsuz etkilerine maruz kalacak. 
* 
Bakın, Zonguldak partikül madde kirliliği açısından Türkiye’nin birinci, dünyanın ise en kirli bölgelerinden biri.
Halen denizden çekilen devasa miktardaki soğutma suları kirletilmiş olarak yeniden denize veriliyor.
Halen hiç tedbirsiz her gün havaya kül, gaz ve toz savruluyor. 
* 
Bugün mevcut termik santrallar için günde 15 bin ton kömür yakılıyor.
Diğer termik projeleriyle birlikte bu miktar günlük 40 bin tona yükselecek. Üstelik bunun 30 bin tonu da ithal olacak. Kömür Güney Amerika veya Afrika’dan gelecek.
Söyler misiniz, ithalatı artırmak ekonomiye nasıl bir katkı sağlayacak? 
* 
Proje alanında 8 bin metrekarelik orman alanı bulunuyor. Raporda ağaç kesimi yapılmayacağı not edilmiş. Oysa Orman İl Müdürlüğü ile olan yazışmalarda kesim yapılacağı ve ürünlerin müdürlük tarafından değerlendirileceği belirtiliyor.

* 
Arazi yapısının önemli bir kısmı alüvyon niteliğinde. Ortalama 1 metre kalınlığında bitkisel toprak tespit edildi. Bu verimli topraklar yok edilecek.

* 
Termik santralın kurulması planlanan alanın çok yakınında yerleşim alanları bulunuyor. İnsan sağlığı açısından olumsuz etkilerin söz konusu olacağı raporda kabul edilmiş ama “Rant sağlayacak olanlar için yararlı olacaktır” gibi bir ifadeyle bu örtülmeye çalışılmış.
Deprem açısından riskli bölge olduğu da raporda kabul edilmiş. 
* 
Asit yağmurları izleme sistemi kurulacakmış. Asit yağmurları olumsuz etkilere neden olacak boyuta geldiğinde tesisin çalışması durdurulacak mı? Buna inanalım mı? 
* 
Raporda geçen, “Küldeki radyasyon içeriği topraktaki doğal radyasyon seviyesiyle sınırlı olacağından olumsuz etki yaratmayacağı söylenebilir” ibaresi çok yuvarlak bir söylem. Bunu nasıl ispatlayacaklar? 
* 
Hepsinden ötesi, halkın yüzde 70’i bu tesisin yapılmasını istemediğini beyan etti. Proje halka rağmen mi yapılacak? 
* 
Hesapsızca planlanan bu termik santrallar birbirinden bağımsız olarak ÇED süreçlerine tabi tutuluyor. Yani her birinin çevreye etkisi ayrı raporlanıyor; “Her projenin çevresel etkileri minimum olacaktır” deniliyor, büyük resim gösterilmiyor.
8 termik santralın birden kümülatif etkisini ne düşünen ne de değerlendiren var. Olan Zonguldaklılara oluyor, olacak.
“Bizden ırak” diye düşünmeyelim. Afrika’da kelebek kanat çırpsa Amerika’da fırtına olur. Dünya küçük, memleket daha da küçük.


Haber : 

Abone Ol