Cumhuriyet halk egemenliği, demokrasi de halk yönetimi demektir.
Yerel ve genel yönetimleri halk sandıkta oy kullanarak seçer. Sandıktan çıkan sonuç, halkın iradesidir, demokrasinin tescilidir.
Esenyurt belediyesi ile Mardin, Batman ve Halfeti belediye yöneticilerini halk seçti. İktidar görevlerinden aldı.
Diyelim ki halkın seçtiği bir belediye başkanı suç işledi veya bir başka şekilde görevini yapamaz hâle geldi. Yasalar bu boşluğu dolduruyor: Seçilmiş belediye meclisi toplanarak iş görmez hale gelen belediye başkanının yerine vekâleten bir belediye meclisi üyesini seçiyor. Bunun son örneğini Gülüç’te yaşadık: Cezaevine giren başkanının yerine Gülüç belediye meclisi vekil seçti.
Diyelim ki Esenyurt, Batman, Diyarbakır ve Halfeti belediye başkanları suç işledi, bu yüzden görevlerinden alındı, peki oralarda belediye meclislerinin niçin onun yerine vekil seçmesine izin verilmiyor ? Niçin kayyum atanıyor ? Suç zanlısı sadece başkan, belediye mecilsi değil ki !
Kayyum uygulaması antidemokratik bir uygulamadır. Seçilmiş belediye meclisinin varlığını yok saymaktır. Bir başka deyişle halkın iradesini yok saymaktır.
Şu da var:
Görevden alınan Esenyurt belediye başkanı terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Peki, aynı gerekçeyle görevden alınıp yerlerine kayyum atanan Mardin, Batman ve Halfeti belediye başkanları niçin serbest ? Bu çifte standart değil mi ?
Kaldı ki görevden alınan belediye başkanları hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı da yok. Şu an sadece zanlılar !
Neresinden bakarsanız bakın, kayyum uygulaması yanlış. Bir tür halk iradesi gaspı bu. İktidar bu yanlıştan dönmelidir.
Yeni Ufuk
Haber :
ETİKETLER : Yazdır