Kılıçdaroğlu'dan yeni bir iddia!.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir televizyon kanalında karşı karşıya gelme çağrısını yineleyerek, '' Eğer yüreği varsa, cesareti varsa, istediği televizyon kanalında karşıma çıkar, bu lafları bana söyler yanıtını alır. Korkuyor. Ben korkulacak adam değilim. Sakin bir insanım. Niye benden korkuyor? Çıksın televizyona cesareti varsa, yüreği varsa, onuru varsa'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Mersin'in Silifke ilçesine bağlı Narlıkuyu beldesindeki Altınorfoz Otel'de, sabah kahvaltısında partililer ve bazı muhtarlarla biraraya geldi.
Türkiye'deki özgürlüklere vurgu yapan Kılıçdaroğlu, ''Aslolan karşı düşünceyi dinlemektir. Herkesin düşündüğünü özgürce söyleyebildiği bir Türkiye hayal ediyoruz. Özgürlükler ile demokrasi getirmek istiyoruz. Biz, hiç kimsenin telefonunun dinlenmediği, üniversitelerin özgürce konuşabildiği bir Türkiye istiyoruz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, geçen yıl anayasa değişikliği için referandum yapıldığını, hiçbir üniversitenin çıkıp ''Bu anayasa doğrudur ya da yanlıştır'' demediğini belirterek, şöyle konuştu: ''Çünkü, korktular. Daha iki üç gün önce, bir iş adamı 'CHP büyük ihtimalle birinci parti olacak' dediği için neredeyse linç edilecekti. 'Vay efendim sen bunu nasıl söylersin'. Söylerim, vatandaş değil miyim? Bunu söyledi diye adamı iflas mı ettirmek gerekiyor? Bakınız bir de uluslararası bir dergi, 'Oylarınızı CHP'ye verin' diye yazı yazmış. 'Vay efendim CHP uluslararası çetelerle işbirliği yapıyor'. Ben, The Economist dergisini ve sahiplerini tanımam. Ama, biz demokrasiyi özgürlükleri ve batı standartlarında insan haklarını, kadın erkek eşitliğini savunuyoruz. Herkes okusun, çocuklar yatağa aç girmesin istiyoruz. Batı da bunu anlıyor bunun ne anlama geldiğini, ama bizimkiler anlamıyor.''
Gazetecilerin sorunlarını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Başbakan Erdoğan'ın, ''CHP yeniden dizayn edildi. Çetelere avukatlık eden CHP'yi çetelere kol kanat geren CHP'ye dönüştürdüler'' şeklindeki sözlerini hatırlatması üzerine ''Aynaya bakarak konuşmuş herhalde'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, ''Başbakan sizin CHP'nin başına gelen en büyük talihsizlik olduğunuzu, ayak üstü on yalanı arka arkaya sıraladığınızı söylüyor, bu konuda neler söyleyeceksiniz?'' sorusu üzerine de şunları kaydetti: ''Yine aynaya bakarak konuşmuş herhalde. Eğer yüreği varsa, cesareti varsa, onun istediği televizyon kanalında karşıma çıkar, bu lafları bana söyler yanıtını alır. Korkuyor. Ben korkulacak adam değilim. Sakin bir insanım. Niye benden korkuyor? Çıksın televizyona cesareti varsa, yüreği varsa, onuru varsa. Demokrasilerde siyasal parti liderleri biraraya gelirler, tartışırlar, vatandaş da evinde oturur, bakar kim doğruyu söylüyor, kim doğruyu söylemiyor. Ama kendisi maskesi ineceği için korkudan karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. Ama ezberini bozacağım.''
"YAHUDİ ÜSTÜN CESARET MADALAYSINI KİM ALDI?"
Kılıçdaroğlu, ''Başbakan sizin için cesareti varsa İsrail'e yaltaklanmak yerine Akdeniz'deki korsanlığı eleştirsin'' sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: ''Bizim 49 yıllığına mayından arındırılacak arazilerin İsrail'e verilmesini kim teklif etti? Parlamentoda Erdoğan. Yahudi üstün cesaret ödülünü kim aldı? Erdoğan. Mavi Marmara gemisine AKP milletvekilleri binecekti, binmelerine kim engel oldu? Erdoğan. Vatandaşın çocuğu gidip hayatını kaybederken 'milletvekillerinin canı tatlıdır' deyip onları Ankara'da, İstanbul'da tutan Erdoğan. Peki bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunuldu, Adalet Bakanlığının soruşturma için izin vermesi lazım. Niye izin verilmiyor? Tarihini sordular Erdoğan'a, sen izin verdin mi vermedin mi? İsrail ile ilgili soruşturma yapılacaktı niye izin verilmiyor? Bunu yapmayan da Erdoğan.
Ayrıca Erdoğan bir bakanını gönderdi İsrail'e, kendisine yakın bir iş adamına ihale verilmesi için. Onu yapan da Erdoğan. Gelsin karşıma ona daha çok sürprizlerim olacak. İsrail'e kim yaltaklanıyor, kim yaltaklanmıyor ben ona göstereceğim. Kendi bakanını gönderip Avrupa'da İsrail'e kulis yaptırıp, İsrailli bakanlarla nasıl barışabiliriz diye yollar arayan kim? Yine Erdoğan. Erdoğan, sınıfta kalmıştır. Erdoğan, halkına doğruları söylememektedir.''
Kılıçdaroğlu, hiçbir yerde hiçbir zaman hiç kimseden emir almadığını, hiç kimseden talimat almadığını, hiç kimsenin önünde eğilip bükülmediğini belirterek, ''O Erdoğan'a özgü koşullardır. Ben öyle değilim. Ben talimat alacaksam sadece halkımdan alırım'' dedi.
Bir gazetecinin, ''Başbakan, CHP'nin yandaş diye tabir ettiği yazarları sizin arkanızı toplamaktan yorulduğunu iddia ediyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Vallahi benim yandaş yazarım yok. Ama yandaş derseniz gazeteleri ve televizyonları Erdoğan'ın tonla var. Ayrıca bunu söylerken isimlerini verirse memnun olurum. Biz de yandaş gazeteci arkadaşlarımızı tanımış oluruz'' yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, ''Başbakan Erdoğan, şu andaki anayasanın dilini anlamadığını, tercüman gerektiğini, tercümansız bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Ne dersiniz?'' sorusu üzerine, ''Okuduğunu anlamayan tek kişi sadece Erdoğan'dır. Onun dışında herkes okuduğunu anlıyor'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Atakent beldesinde bir çilek tarlasına girerek işçilerle sohbet etti.
Haber :