Kdz.Ereğli

MERHUM DEMİREL'İN OĞLUNDAN AÇIKLAMA

İş adamı Ahmet Büyükemirusta’yı vurduktan sonra ortalıktan kaybolan ve saklandığı Balıkesir’de rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan, sonrasında da vefat eden Şevki Demirel’in oğlu Mustafa İlker Demirel açıklama yaptı.

Abone Ol
Mustafa İlker Demirel’in açıklamasını aynen yayınlıyoruz:
 
“Ben Mustafa İlker DEMİREL , Şevki DEMİREL’in oğlu ,
 
Ereğli kamuoyunun bilgisi dahilindeki bir senelik sürece uzanan malum bir adli vaka ve takibi sözkonusu idi, bilindiği üzere babam geçirdiği kalp enfarktüsü sonucu hakkın rahmetine kavuşmuş bulunmaktadır.Ölüm ve kimlik tespiti sürecinde Ereğli kamuoyunda bir takım yanlış bilginin gazeteler yolu ile servis edildiğini öğrendim, bu mesajı yayınlama amacım,olayın oluş şeklinin doğrusunu halka aktarmaktır.
 
Şevki DEMİREL , 22 Mart Pazar günü , geçirdiği kalp krizi sebebi ile yanındaki dostları tarafından Özel Edremit Körfez hastanesine yatırılmıştır, ben oradan aldığım haber ile yanına vardım.Kendisi, bir akrabasının nüfus cüzdanını kullandığı için , hastaneye o isimle yatırılmıştı , gerçek kimliği henüz resmi olarak belirlenmemiş bir şekilde hastaneye giriş yapılmıştı ,oraya ulaştığımda babam ile konuştuk evlatları olarak ablalarımla beraber ne gerekiyorsa o şekilde görevlerimizi yaptık. fakat orada yatarken geçirdiği ikinci bir enfarktüs neticesinde bilinci kapandı , doktorlarla görüştüğümde,durumun kritik, ölüm riskinin çok yüksek olduğunu belirttiler,bunun neticesinde, akraba ve dostlar ile iletişim kurmak açısından gerçek kimliğinin açığa çıkması gerektiğine karar verdim , ve jandarmayı arayarak gerçek kimliğini teslim ettim , jandarmanın kimlikleri elektronik ortamda sorgulaması sonucu, Türkiye’nin heryerinden aynı anda görülebilen bir sistem olduğu için Ereğli polisi tarafindan sanki kimlik kontrolunde yakalanmış gibi bir durum algılanmış olmalı ki kamuoyunda yanlış bilgiler dolaşıp, basın mensupları vasıtası ile görsel medyada yer bulmuştur.durumun aslını Ereğli polisine de aktardım, jandarma ile temaslarında da zaten bilgidar oldular.
 
Bu süreçte yardımlarını esirgemeyen , avukatlar, siyasetçiler ve iş arkadaşlarıma desteklerinden ötürü teşekkür ederim, tüm bunların dışında bilhassa , soruşturma aşamasında kibarlıklarını ve insanlıklarını bizden esirgemeyen tüm Ereğli emniyet mensuplarına da teşekkürü borç bilirim.
 
Hak ve Adalet Nedir?
 
Bilindiği üzere devletlerin yönettiği toplumlarda, anlaşmazlık ve hak arama gibi konular sistemli bir organizasyonun ürünü olan adalet mekanizması ile çözüme ulaştırılır.tabiki bu sistem,belgeler ve kanıt bilgisi üzerinde odaklanır ve çalışmalarının meşruluğunu bu unsurlara dayanarak ispatlar,bu doğrultuda, bir insanın haklı olduğuna , ya da suçlu olduğuna karar verebilmek için ,içinde bulunduğumuz çağa ait yargı sisteminin kanıt mekanizması önem taşımaktadır, fakat tüm bu unsurların neticesinde verilen infazın doğruluğunu tartışmalı kılan bir çok etken vardır. Bunlar içinde bulunduğunuz çağdan tutunda, yönetim biçiminiz, yargının bağımsızığlı, hukuk sisteminin evriminde hala onarılamamış bozukluk ve boşluklar gibi bir çok neden vardır. Mesela Teokratik inanca sahip bir çok inanan için içinde bulunduğumuz devletin hukuki çözümleri meşru değildir. Ne kadar hukuka inanıyoruz diye televizyonlarda bağarsalar da, kuran-ı kerimin buyurduğu doğruların dışında ise Türk hukuna inanmazlar. Dini inancı olmayan insanlar içinde bir çok konuda Türk hukuku eksik ve yanlış olabilir, otokrasi isteyen insanlar olabilir, roma hukunu yanlış bulan insanlar olabilir.
 
Tüm bunların üstüne işte babamın mevzusunda olduğu gibi kanıt diye tasvir ettiğimiz ispatlar, türk hukuk sisteminin gerektirdiği nitelikte olmayabilir, sonuç olarak bu ülkede bir çok kişinin de başına geldiği gibi, karşılıklı dostluk ve güvene dayanarak yapılan hatalar, kayıt altında tutmamak gibi bir çok etken , yarın birgün alacaklı olduğunuz kişinin ‘benim borcum yok arkadaş’ diyip kenara çekilmesiyle içinden çıkılmaz,hukuk tarafından çözüme ulaştırılamaz bir hal alır, bu konuda tabiki aklı ileri olanlar, ‘e tabi arkadaş akit yapmadan alış veriş olurmu’ gibi sivri zekalı fikirler üretebilir, fakat olmuş bir olayın ardından bu tip sivri fikirlerin ,olayın çözümü aşamasında yarardan çok zararı olacaktır, yani bir insan dost bildiği için akit veya hesap mutabakatı yapmadığı bir insandan kazık yediği vakit, ‘tüh ya keşke akit yapsaydık’ diyip yedi senelik birikiminin gözleri önünde yerle bir olmasını izlemelimidir ?
 
Hayır !
 
İzleyemez, tüm mal varlığının,yok oluşunu kimse izleyemez, peki burada devreye ne girer ?
 
Biraz önce tüm resmi hukuk açıklarından veya eksikliklerinden bahsederken , kast ettiğim Türk ve İslam ananeleri içerisinde,iman ve itikad açısından farz sayılabilecek kadar ciddi geçerliliği olan ARABULUCULUKTUR. İnanlar için sürekli dilden düşmeyen , hadislerde dahi bahsi geçen arabuluculuk, inanmayanlar için de toplum ahlakı ve huzuru açısından vazgeçilmez bir örftür, adettir, şarttır.
 
Peki kim arabuluculuk yapar ? Herkesin bildiği üzere,Türk toplumunda bu tür anlaşmazlıkların ,çözümü için arabulucuk yapacak insanlar, toplumdaki birçok kişi tarafından ‘sözü dinlenebilir şahış’ liyakatını almış kişilerdir, bu muhtemel olarak iki tarafında sevdiği inandığı, ve çoğu kez sözlerine önem verdiği gerek maddi kariyer, gerek insani kariyer ile şehrin yada bölgenin ileri gelen kişileridirler.
 
Peki bu yüzbin nufuslu şehirde , hiç böyle bir kişi yokmuydu ? hiçbir tüccar yada yaşça büyük kişi bu iki kişiyi elinden tutup bir araya getirmeye uğraşmadımı ?
 
Cevabı çok acı ama bu konuyu bile çevrede ADAM sıfatına layık bir adet bile ileri gelen kişi yoktur, bu konuyla ilgili bizim girişimlerimizle birkaç kişi yardım etmeye çalıştı Allah onlardan razı olsun , konuya vakıf olamayan ama çevremizde olan da birçok kişiyi tenzih ederim. fakat konuyu bilen ve karşı tarafa sözünü dinletecek okadar çok adam vardı ki , hiç biri yanaşmadı, benim tüm taleplerime çabalarıma rağmen kimse , bu iki adamın meselesini sulh yolu ile çözelim demedi , kendilerini adam diye çeşitli yemeklerde, toplantılarda, müsiatlarda çeşitli sivil toplum kuruluşlarında gösteren sanayici ve tüccar kişiler, aslında İslam itikatının kıldıkları namazın dışında başka daha birçok unsura tabi olduğunu bilmiyorlardı. Bilemezler, çünkü ADAM sıfatı taşımak kolay değildir, bu kişilerin bir çoğunun gençliklerinde,ticaretlerinde bataklar, kötü dönemler oldu iyi biliyorum , bunların birçoğunda şevki Demirel de Ahmet büyükemirusta da yardımlarını bu kişilerden esirgemediler. Şuan mercedesle gezen birçok kişinin bu işe ilk başladığında sırf ticaret yapsın diye Şevki Demirel tarafından ticari mallarının stoğa satınalındığını iyi biliyorum.
 
Şevki Demirel bu şahsı vurmamak için çok uğraştı , tüm dostlarından aracılık talep etti , şahsa ulaşmak istedi ,fakat şahsın ilişikiyi bozma yöntemleri başarılı oldu ve mahkemelik oldular, babama defalarca ofislerine gidelim adam gibi konuşalım dedim, babamın bana söylediği söz çaresizliğin ne boyutta olduğunu umarım anlatır size, ‘oğlum adamla görüşemiyoruz ki , gittiğimiz an polise haber ediyorlar.’ zaten benim de bildiğim üzere, şahısa yüz metre yaklaştığınız vakit polisin tutuklama yetkisi var.babam bu tip şeyleri kaldırabilecek biri değildi. Ben defalarca oğluyla iletişim kurmak için belgeler,ispatlar sundum,kimse bana karşılığında bu da böyledir diyemedi, diyemezler çünkü yoktu kanıtları ve bilgileri, onlar sadece borcumuz yok demeyi kendilerine yöntem edinmişlerdi, oğluna en son mail attığımda bana karşılık olarak bir kere bile dönmedi , yalvardım yazdığım mail ve mektuplarda, bakın bu işin sonu iyi değil , Allah rızası için sizin bulduğunuz bir aracının hakemliğinde oturalım konuşalım , ama karşı tarafın kamuoyuna verdiği imaj şöyle idi ‘biz zamanında okadar yardım ettik borcumuz olsa da bizim yükümüzü çekmek zorundalar’ yani karşı tarafın zihniyeti belliydi ,Ahmet büyükemirusta ile yüzyüze son görüşmemde bana söylediği söz zaten her şeyi anlatıyordu ‘MUSTAFA BU HESAP DOĞRU OLSA DA , YANLIŞ DA OLSA SİZE VERECEK PARAM YOK!’ kafasını her zamanki gibi yukarı doğru kaldırıp bu sözü bana sarfettikten sonra ben sadece ortamdan çıkmakla yetindim.
 
Yani sizlerin anlayacağı gibi, alacağımızın mutabakatını tüm çabalarımıza ve etrafımızdaki tüm dostlarımızın çabalarına rağmen yapamadık , en son vurulma olayından iki hafta önce babam ,Ahmet büyükemirustayı arayarak , üzerinde kalan evin fekini vermesini söyledi, benimde telefonun dışından duyduğum sesler, ‘tamam abi tamam abi’ şeklindeydi, iki hafta sonra babam Cuma namazı girişinde şahsa iki kere seslenip yanına giderek , Ahmet fek işini yapmıyormusun dediğin de, şahsın ellerini kaldırarak, benimle hiçbir işi yok , beni alakadar etmiyor gibi tavırlarına karşılık babam,cinnet geçirmesi ile malum olayı gerçekleştirdi.
 
Babam yufka yürekli bir insandı, işlediği suç onu çok yıprattı, çok pişman oldu , onu bu işe iten tüm psikolojik ve toplumsal nedenler bir gerekçe değil fakat,hukukda da ananelerimizde de insanları bir takım yanlışlara iten durumların nedenleri öğrenilmeden yargıya varılamaz,
 
Evet çok küçük çaplı birkaç kişi vardı bu yargıya, onlar için itikad ve iman sadece secdeye yatıp kalkmaktı , kendilerince yargıladılar, o sakallı suratlarını beni gördüklerinde ters tarafa çevirdiler, önemi yoktu benim için, gece omzuma konan sivrisineğin canı bile onlardan daha önemlidir benim için de babam içinde.bir kişiyi vurmak suçtu onlar için ama yedi senelik birikimini ve çocuklarının geleceğini gasp etmek suç değildi.bir elin parmağını geçmeyecek kadar azdı bu kişiler.önemi de yoktu onların düşüncelerinin.
 
Babam içeri girmekten asla korkmadı , başından beri parasını alıp öyle içeri gireceğini ,hatta adli kanıt olarak da kayda geçen mektubunda belirtmiştir.
 
Şevki Demirelin amelini bu, tornadan çıkmış sakallılar tayin edip , yorum yapamazlar.
 
Şevki Demirelin ameline yorumu ;
 
1987 senesinde, erdemirde çalışırken ofis binasına yürüyüş organize ederek , 6 günahsız çalışanın atılmasını engellediğini bilenler, ve hatta o kişiler uğruna bir komplo ile işten atıldığını bilenler yapabilirler,
 
Sağ sol ayırt etmeden varlıklı olduğu dönemde, Süleymancılardan tutunda gaziler derneğine kadar, şevki demirelin yardımları ile okuyan çocuklar ve iftar yemeklerini yiyen insanlar yapabilirler,
 
Bağış yaptığı cami halıları üzerinde namaz kılanlar yapabilirler,
 
İhtiyacı olmadığı halde kapıya gelen seyyar satıcalardan aldığı malların getirdiği ekmeği yiyenler yapabilirler.
 
Bugün Ereğli ekonomisinde iyi yeri olan, Şevki Demirelin yanında yetişmiş ,Atilla YILDIZ, Aydın BOZKUŞ gibi kişiler yapabilirler.
 
Erdemirde çalıştığı dönemde, işe aldırdığı onlarca kişi yapabilir.
 
Erdemir de çalışmadığı halde işe aldırdığı onlarca kişi yapabilir.
 
Babam her zaman istediği şekilde öldü , yaşça ilerleyip , altını tutamayacak duruma gelmeden ,tertemiz, acısız, ve hatta benim içime en büyük ferahlık sağlayan , kelepçe ve dörtduvar görmeden öldü , ölümü bir ceza gibi gören kuşbeyinliler olabilir, sadece şunu akıllarına getirsinler, ölüm kötü bir şey olsaydı peygamber bile ölmezdi ! önemli olan ölmek değil ,önemli olan yardıma muhtaç biri olarak hayata mahkum kalmaktır. “
 
Kamuoyuna saygılarımla
 
Mustafa İlker DEMİREL

Haber : 

Abone Ol