'O'nu en yakını ele verdi
El Kaide terör örgütü lideri Usame bin Ladin'in en çok güvendiği yardımcılarından birinin geçen yıl yaptığı bir telefon konuşmasının, Bin Ladin'in yerinin Amerikalılar tarafından tespit edilmesini ve öldürülmesini sağladığı belirtildi.
El Kaide terör örgütü lideri Usame bin Ladin'in en çok güvendiği yardımcılarından birinin geçen yıl yaptığı bir telefon konuşmasının, Bin Ladin'in yerinin Amerikalılar tarafından tespit edilmesini ve öldürülmesini sağladığı belirtildi.
Washington (A.A) - Konunun hassasiyeti dolayısıyla adının açıklanmasını istemeyen Amerikalı yetkililer, dinlenen bu telefon konuşması sayesinde Bin Ladin'in kişisel kuryesinin yerinin tespit edildiğini ve dünya çapındaki bu insan avında önemli bir ilerleme kaydedilmesini sağladığını bildirdi. Kuryeyi izleyen Amerikan istihbaratının, Bin Ladin'in saklandığı Pakistan'ın kuzey doğusunda duvarlarla çevrili evi bulduğu kaydediliyor.
Bin Ladin'in bulunduğu yerin tespiti ve sonunda da öldürülmesi, yıllar süren istihbarat çabalarının bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Suudi asıllı Bin Ladin'in peşindeki Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ekibinin, Bin Ladin'in zayıf noktası olarak daima kuryelerini gördüğü belirtiliyor.
Amerikalı yetkililer ''akıllı davranan'' Bin Ladin'in saklandığı yerleri El Kaide'nin üst düzeydeki yetkililerinden bile gizlediğini, ancak bir mesaj iletilecekse bunun için hayatını emanet edebilecek kadar güvendiği bir kişiyi kullandığını ifade ediyor.
AP ajansının haberine göre, yetkililerin verdiği bilgi çerçevesinde olaylar şöyle gelişti:
ABD'de 11 Eylül terör saldırılarından hemen sonra, CIA'in gizli hapishane ağından bazı tutuklular, soruşturmayı yürütenlere, kod adı Ebu Ahmed El Kuveyti olan Bin Ladin'e yakın önemli bir Kuveytli kuryeden bahsetti.
CIA'in ele geçirdiği El Kaide'nin üç numarası Halid Şeyh Muhammed de El Kuveyti'yi tanıdığını doğruladı, ancak bu kuryenin El Kaide için çalıştığını reddetti. Daha sonra, 2004 yılında El Kaide'nin üst düzey yetkililerinden Hasan Gül, Irak'ta ele geçirildi. Gül de CIA'e, El Kuveyti'nin örgüt içinde önemli bir kurye olduğunu ve Muhammed'in yerine operasyonel komutayı üstlenen Faraj El Libi'ye yakın olduğunu anlattı. Bütün bunlar, kuryeye ulaşmada kilit rol oynadı.
El Libi, 2005 yılında ele geçirildi ve CIA sorgusunda, Muhammed'in yerine geçtiği haberini bir kurye aracılığıyla aldığını söyledi. Ancak El Libi, kuryenin asıl ismini vermek yerine bir başka isim söyledi, El Kuveyti'yi bildiğini ise yalanladı. CIA, El Libi'nin kuryeyi koruma kaygısıyla yalan söylediğini fark etti ve El Kuveyti'ye ulaşılırsa Bin Ladin'e de ulaşılabileceği sonucuna vardı.
Amerikan tarihinin en sert sorgulama yöntemlerini kullandığı için eleştirilen CIA'in bu yöntemlerinin, Bin Ladin'in yakalanmasında kullanılmasının bu yöndeki tartışmaları sürdürmesi bekleniyor. Bin Ladin'in yakalanmasında çalışan CIA'den emekli eski bir istihbaratçı Marty Martin, ''Bu yüzden çok eleştirildik, ama bu çabalar sonucunda bu büyük güne ulaştık'' dedi.
Boğulma hissi veren işkence tekniğinin uygulandığı Muhammed'in, El Kuveyti ile ilgili bilgi vermediği, ancak aylar süren sorgunun ardından El-Kuveyti'yi tanıdığını kabul ettiği Amerikalı istihbarat yetkilileri tarafından belirtiliyor.
Kuryeye ulaşmak yıllar aldı
CIA'in, asıl adı Şeyh Ebu Ahmed olan Kuveyt doğumlu Pakistanlı kuryeye ulaşmasının yıllar aldığı, kuryenin kimliği tespit edildikten sonra ise saklandığı yerin tespit edilemediği kaydediliyor.
El Kaide lideri Bin Ladin, çevresinde telefon veya bilgisayar kullanılmasına izin vermediği için Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı yetkilileri tarafından da dinlenemiyordu.
CIA'in elde ettiği bilgilere göre Ahmed, orta düzeyli bir yetkiliydi ve El Kaide üyeleriyle ailelerine kalacak güvenli yer bulunmasına yardım ediyordu. Ancak nerede bulunduğu bir sırdı. Guantanamo belgelerine göre bir tutuklu, ABD'nin Afganistan'ı işgali sırasında Amerikan kuvvetlerinden kaçarken yaralandığını ve kendi kollarında öldüğünü söylemişti. Ahmed, geçen yıl ortalarında Amerikan istihbaratı tarafından dinlenen bir kişiyle bir telefon konuşması yaptı. Bu konuşma sayesinde Amerikan istihbarat yetkilileri yerini tespit etti ve Ahmed'i izlemeye başladı.
Ağustos ayında Ahmed, bilmeden yetkilileri, bir zamanlar El Libi'nin yaşadığı Pakistan'daki Abudabad'a yönlendirdi. Binayı çevreleyen duvarlar, 5 buçuk metreye varıyordu ve tepesinde tel örgüler vardı. İstihbarat yetkilileri bu evi yıllardır biliyordu, ancak Bin Ladin'in ağır silahlı güvenlikçilerle çevrili olduğu düşünülüyordu. Evi kimse izlemeye almamıştı. Gerçekten de eve kimse gelip gitmiyordu. Telefon veya internet bağlantısı yoktu. Bütün bu belirsizliğe rağmen istihbarat yetkilileri bu evin, Bin Ladin'i ele geçirmek için bir şans anlamına gelebileceğini düşünmeye başladı. Bu istihbarat, en yakın müttefikler İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın terörle mücadele yetkilileriyle dahi paylaşılmadı.
Şubat ortasında yetkililer, bu evde ''çok önemli birisinin'' bulunduğuna ikna oldu. Bunun üzerine ABD Başkanı Barack Obama, eyleme geçilmesine karar verdi.
Obama'nın terörle mücadelede en üst düzey danışmanı John Brennan, yaptığı açıklamada ''eyleme geçmek için iyi bir temelin bulunduğuna inancım tamdı'' sözleriyle, içinde bulundukları durumu anlattı.
Seçenekler sınırlıydı ve ev, bağımsız bir ülkede yer alıyordu. Obama bir hava saldırısı emri verseydi ve Bin Ladin bu evde bulunmasaydı, büyük bir diplomatik skandalın patlaması riski de bulunuyordu. Bin Ladin binada bulunsa bile öldüğünü teyit etmek çok zor olabilirdi. Brennan, bu çerçevede Obama'nın, eldeki bilgileri dikkatle değerlendirerek, bir ABD Başkanı'nın ülkenin yakın tarihindeki en cesur kararlardan birini aldığını söylüyor.
Amerikalı bir yetkili, Amerikan helikopterlerinin doğu Afganistan'daki Celalabad'dan havalanarak, Pakistan radarlarına yakalanmamak için özel bir teknoloji kullanarak Pakistan hava sahasına girdiğini ifade etti. Bin Ladin öldürülecek veya ele geçirilecekti.
''Geronimo öldürüldü"
Görevlendirilen iki helikopterden biri, binanın yakınına inişten hemen sonra yana devrildi. ABD halen, bunun nedeni konusunda bir açıklama yapmadı, ancak Bin Ladin'i ele geçirmekle görevli ekipten yaralanan olmadı.
CIA ve Beyaz Saray, durumu uydu ve özel timin video desteğiyle gerçek zamanlı olarak izledi. Uydu aracılığıyla zaten Amerikan güçleri, Bin Ladin'in ailesinin ikinci ve üçüncü katta bulunmasının kuvvetle muhtemel olduğunu biliyordu. İlk önce binanın çevresi çembere alındı. Daha sonra da Bin Ladin'in saklandığı odaya ekipler ilerledi. Burada silahlı bir çatışma oldu.
Amerikalı yetkililer, kurye Ahmed ve erkek kardeşinin öldürüldüğünü daha sonra Bin Ladin'in, sol gözünün hemen üstüne sıkılan bir kurşunla ve kafatasının bir kısmının parçalanmasıyla öldüğünü kaydetti. Bin Ladin'in kimliğini görsel olarak tespit eden bir teknoloji kullanan Amerikalı askerlerden biri, ''Geronimo'nun'' öldürüldüğünü bildirdi.
Bin Ladin'in kimliğinin yüzde 100 kesinlikle tespiti için DNA testi yapıldı. CIA'in foto analizi ve öldürülen kişinin boyu tanımlara uydu. Evi tarayan ve bazı belgeler, bilgisayar hard diski ve DVD'leri alan Amerikan askerleri, bütün operasyonu 40 dakika içinde tamamladıktan sonra buradan ayrıldı.
Bin Ladin'in cesedi, Umman Denizi'ndeki USS Carl Vinson gemisine götürüldü. Yetkililer tarafından İslami kurallara göre bir tören düzenlendi ve Bin Ladin'in cesedi yıkandıktan sonra beyaz bir kefene sarıldı, içinde ağırlık bulunan bir torba içine konularak, askeri bir yetkilinin duasının ardından denize bırakıldı.
Haber :