Politika

PERİNÇEK: "YENİ ANAYASA'DA 3 CANLI BOMBA!.."

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kdz. Ereğli Vatan Partisi İlçe Başkanlığının tertiplediği, Terör, Yeni Anayasa ve Bölgesel Çözümler seminerine katıldı...

Abone Ol
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Kdz. Ereğli Vatan Partisi İlçe Başkanlığının tertiplediği, Terör, Yeni Anayasa ve Bölgesel Çözümler seminerine katıldı...
  
Burada bir konuşma yapan Perinçek; yeni anayasa'dan Türk kavramının çıkarılmak istendiğini belirterek; "CHP'de maalesef bu yolda AKP ile işbirliği yapmaktadır!..", dedi.
   
Perinçek'in bu sözü üzerine salondaki CHP'liler Perinçek'i protesto etmek isteyince ortamda kısa süreli gerginlik yaşandı.
  
Ardından Perinçek konuşmasına devam etti.
  
YENİ ANAYASA’DAKİ CANLI BOMBALAR
 
AKP yönetiminin “yeni anayasa” girişimi özet olarak dört maddeden oluşuyor:
 
1- Türk Milleti kavramını Anayasa dışına sürmek. 
2- Özerklik. 
3- Cemaat ve tarikatları yasallaştırarak Devrim Kanunları’nı delmek. 
4- Başkanlık rejimi.
 
Bu dört maddenin dördünde de, Türkiye’nin devlet ve ülke bütünlüğünün, millî birliğinin, Cumhuriyet Devriminin ve yurtta barışın temeline konan patlayıcılar var, canlı bombalar var.
 
BİRİNCİ CANLI BOMBA: MİLLETSİZ VATANDAŞLIK TANIMI
 
Vatandaşlık tanımından Türk Milleti çıkarıldığı zaman, Türkiye’nin milleti ve devletiyle bölünmesi talebi Anayasaya geçirilmiş olur ve Bölücü Teröre anayasal zemin verilir. Türk milletsiz bir Türkiye’de milletin parçalanmasına yönelik terör eylemleri hem hukuki, hem de ideolojik dayanak kazanır.
 
Zaten Türk milletinin anayasadan çıkartılması için en gayretli parti, PKK’nın güdümündeki HDP’dir. ABD emperyalistleri de, bu dayatmanın başındaki uluslararası güçtür. 
AKP ve CHP, Anayasanın vatandaşlık maddesini değiştirme talepleriyle Türk milletine savaş açan ABD ve PKK ile aynı mevziye giriyorlar. 
 
 
İKİNCİ CANLI BOMBA: ÖZERKLİK
 
AKP, CHP ve HDP’nin özerklik girişimi, vatanı ve milleti bölme girişimidir. Bu çabanın Avrupa Özerklik Şartı’nın arkasına saklanması bir şey değiştirmiyor. Özerklik, ülke topraklarının bir bölümünde ayrı bir siyasal rejimin kurulması kabul ediliyor. Ve o ayrı rejimin uygulandığı özerk bölgenin halkı da, plana göre Türk milleti dışında bir kavim olarak tanımlanıyor. O zaman hem ülkenin bütünlüğü, hem de milletin bütünlüğü anayasal düzlemde ortadan kaldırılıyor. Böylece ABD ve İsrail’in “İkinci İsrail” girişiminin sınırları çiziliyor. 
 
Özerklik, Güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızı ve Kürt kökenli yurttaşlarımızı farklı ya da öteki olarak tanımlıyor. Özerklik kabul edildiği zaman, Kürt yurttaşlarımıza anayasa düzleminde “Siz bizden değilsiniz” denmiş olur. Böylece Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Kürtlerimiz Türkiye’nin her yerinde ikinci sınıf konumuna hapsedilir. Bir yandan bu aşağılama nedeniyle Bölücü Terör kışkırtılır. Öte yandan “özerk bölge”de PKK’ya bölgesel otorite sağlandığı ve sınırlar da çizildiği için, Bölücü Teröre devlet olanakları verilir. 
Özerkliğin “Bütün Türkiye’de yerel yönetimleri güçlendirme” tatlandırıcısıyla sunulması, milleti kandırmaktan başka bir anlam taşımıyor. Türkiye’de etkin ve güçlü yerel yönetimler, ancak güçlü bir merkezî devletle geliştirilebilir. 
 
 
ÜÇÜNCÜ CANLI BOMBA: CEMAATLERİN VE TARİKATLARIN YASALLAŞTIRILMASI
 
Yeni anayasada, “İrfan ocakları” adı altında, cemaat ve tarikatlar yasallaştırılmaktadır. Ayrıca “Dinsel mezhep ve toplulukların yaşam tarzlarına güvence” yoluyla cemaat ve tarikatların kendilerinin düzenleyecekleri hukuk rejimleri kurmalarına özgürlük getirilmektedir. Cemaatler, kula kulluk sistemidir. Cemaat liderleri de, Ortaçağın diğer iktidar sahipleri gibi otoritelerini soy kütüğünden alırlar. Böylece Cumhuriyetin toplumsal temeline dinamit yerleştirilmektedir. Yeni anayasa gerçekleşirse, Cumhuriyetin Medenî Kanunu ve Devrim Kanunları tasfiye edilmiş olacaktır. 
 
Bilindiği gibi tekkeler, zaviyeler ve türbeler, 1925 yılı sonunda önce 2413 sayılı Hükümet kararnamesiyle ve arkasından 30 Kasım 1925 günü kabul edilen ve 13 Aralık 1925 günü yürürlüğe giren kanunla kapatılmıştı. 2 Eylül 1925 günü Gazi Mustafa Kemal Paşa başkanlığında toplanan Hükümet, tekke ve zaviyelerden elverişli olanlarını okul haline getirme kararını almıştı. 
 
AKP, CHP, PKK/HDP, cemaat ve tarikatları yasallaştırmak için anlaşmış bulunuyorlar. MHP de, bu konuda Vatan ve Cumhuriyet düşmanı cephede yer alıyor.
Cemaat, tarikat, aşiret gibi bölünmeler nedeniyle Ortaçağda yaşanan azgın şiddet ne yazık ki arkada kalmış değil. Bugün Ortadoğu ve Orta Asya’daki terör örgütleri, cemaat ve tarikat bağlarını kullanarak terörist yetiştiriyorlar.
 

  



Haber : 

Abone Ol