REDEVANS İŞLETMELERİNE DESTEK!..
Yayınlanma : 15-01-2016 | 03 : 03 17
Güncelleme : 15-01-2016 | 03 : 03 17
AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, TBMM Genel Kurulunda görüşülmekte olan Askerlik Kanunu ve Bazı kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılması hakkındaki kanun tasarısın birinci bölümü üzerinde AK Parti Grubu adına konuşma yaptı.
Çaturoğlu Genel Kurulda yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi. Özellikle Sultanahmet Meydanı'nda yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyorum. Terör nereden ve kimden gelirse gelsin terördür ve terörün de, teröristin de affı olması mümkün değildir.
Ayrıca, görüşülmekte olan bu tasarıda madencilerimizi ilgilendiren maddeler bulunması nedeniyle de özellikle madenciliğin başkenti olan Zonguldak'ta, Soma'da, Ermenek'te, bütün maden bölgelerimizde bugüne kadar maden kazasında şehit olan tüm maden şehitlerimize de Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda yapılan usul tartışmaları üzerine değinen Çaturoğlu konuşmasına şöyle devam etti.
Düzenlemelerin torba yasa şeklinde getirilmesi haklı olarak muhalefet tarafından eleştirilmektedir. Bu eleştirilerin bir kısmına bizler de katılıyoruz, ancak bu yasalar niçin torba şeklinde getirilmektedir, bunun esbabı mucibesi nedir, neden böyle bir gereksinim duyulmaktadır, bu konu hakkında da bir iki kelime söylemek istiyorum.
Öncelikle AK PARTİ hükümetlerinin, 2002 yılından 1 Kasım seçimlerine kadar seçim öncesinde seçmenimize, vatandaşımıza vermiş oldukları sözleri, vaatleri seçimden sonra Hükûmet programı hâline getirerek süratle hayata geçirme isteği sebebiyle bu düzenlenmelerin acilen Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmesini zaruri hâle getirmiştir. Diğer konularda da buna benzer sebepler bulunmaktadır.
Bunlardan bir diğeri de, cumhuriyet tarihinde ilk defa bu yıl iki sefer üst üste genel seçim yapılmış ve neredeyse 2015 yılı seçimle geçirilmiş, bu da birtakım düzenlemelerin acilen Genel Kurula getirilmesini önemli kılmıştır.
Bir diğer husus da, sanki bu Mecliste iktidar partisinin kanun çıkarmak, muhalefet partilerinin de bunu engellemek konsepti üzerine bir durum varmış gibi gözüküyor. Bunun çözümü, İç Tüzük'ün değiştirilerek bu memleketin, bu milletin hayrına olan yasaların bir an evvel uzlaşma çerçevesinde geçirilmesini sağlamaktır. Eğer biz bu değişiklikleri yapamazsak, bu torba yasaların gelmesi kaçınılmazdır ve gelmeye de devam edecektir.
Son yıllarda anayasal, kanuni ve kurumsal düzeyde yapılan reformlarla ülkemizin demokratik düzeyi ve refah seviyesi artmıştır. Geçmişten kalan birçok kronik soruna neşter vurulmuş, hantal bir ekonomi ve devlet yapısından üretimi ve rekabeti esas alan dinamik ve rekabetçi bir ekonomi ile daha etkin ve hızlı bir kamu idaresine geçilmiştir. Böylece, uzun yıllar çözülemeyen birçok sorun çözüme kavuşturulmuştur. Hiç kuşkusuz, sosyal, ekonomik ve siyasi reformlar süreklilik arz eden bir yönetimi gerektirir. Bu tasarı, 64'üncü Hükûmet Programı'nda ve 2016 yılı Eylem Planı'nda yer verilen hususlardan genel olarak üç aylık dönemlerde gerçekleştirilmesi öngörülen konuların hayata geçirilmesi için gerekli düzenlemeleri ihtiva etmektedir. Bu kapsamda, yurt dışında yaşayan vatandaşlardan alınan askerlik bedelinin düşürülmesi, Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartının vatandaşlara dağıtımına başlanması, biyometrik verilerin korunması hususunda düzenlemeler yapılmakta; tasarıyla ayrıca, Maden Kanunu, Türk Silahlı Kuvvetleri Kanunu ile 5510 sayılı Kanun gibi bazı kanunlarda düzenleme yapılmakta; kamu payı yüzde 50'den az olan ve Borsa İstanbulda işlem gören şirketlerin denetleme esaslarının belirlenmesine ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
Özellikle bu ilk grupta yer alan 10 madde üzerinden tasarının 6'ncı maddesi üzerinde durmak istiyorum. Bu, kömür işletmeleriyle ilgili olan yasadır. Hepinizin bildiği gibi, cari açığımızın büyük bir kısmı enerji ithalatından kaynaklanmaktadır. Enerjiye en yoğun ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde yerli kaynaklardan kömür üreten firmaların piyasadan çekilmesi ithal kömüre olan bağımlılığımızı arttırmıştır. Enerji üretiminde yüzde 50'den fazla doğal gaza, doğal gazda da yüzde 50'sinden fazla bir ülkeye bağımlı durumdayız. Enerji Bakanlığımız son zamanlarda enerjideki bu dış bağımlılığı azaltmak noktasında bir dizi çalışma yapmaktadır. Öncelikle, kaynak ve kaynak ülke çeşitliliği artırmaya çalışılmakta ve yerli kaynaklara da ağırlık verilmeye çalışılmaktadır. Hepimizin bildiği gibi, dünyadaki fosil kaynakların üçte 2'si kömürdür ve Türkiye'de de çeşitli havzalarda değişik kurumlarca işletilen kömür madenleri bulunmaktadır. Bu bağlamda da yerli kömür üretimine öncelik verme konusunda çalışmalar yapılmaktadır.
Daha önce yer altı kömür sektöründe faaliyet gösteren işletmelerle ilgili olarak 6592 sayılı Kanun ile 4857 sayılı İş Kanunu'nda değişiklikler yapılmış, iş süreleri azaltılmış, çalışma günleri azaltılmış ve ayrıca, 3213 sayılı Maden Yasası'na eklenen 9'uncu maddeyle de yer altı madenlerinde çalışanların en az 2 asgari ücret alması öngörülmüştür.
Yine, kamuda meydana gelen bu maliyet artışları Şubat 2015'te yapılan 6592 sayılı Kanun ile Maden Kanunu'na eklenen geçici 29'uncu maddeyle karşılanmış, bu düzenlemeyle Bakanlar Kuruluna yetki verilmiş ve Bakanlar Kurulu da bir kısım formülasyonlar sonucunda destekler yapmıştır ama bu destekler de yeterli olmamıştır. Ancak, burada özel sektörde faaliyet gösteren yer altı kömür işletmeleri bu düzenlemeye dâhil edilmemişti. Soma kazası sonrası, bildiğiniz gibi bu madenlerde çalışanların sayısı oldukça azalmıştır. Bunda, kazadan sonra getirilen çeşitli mali yükümlülüklerin ve diğer konuların etkisi vardır, birçok işletme de bu bağlamda kapatılmıştı. Şimdi bunların tekrar açılabilmesi, bizim millî kaynaklarımızın değerlendirilebilmesi açısından bu düzenlemenin 6'ncı maddesiyle Bakanlar Kuruluna yetki vermek suretiyle bunların maliyet artışlarından kaynaklanan üretim maliyetlerinin bir kısmının karşılanması öngörülmektedir. Şimdi, yapacağımız bu kanun düzenlemelerinin 6'ncı maddesiyle özel sektörü de bu kapsama alıyoruz. Daha önce redevans işletmeleri için yetersiz olan ve özel maden işletmelerinin de mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında çalışma yapılması burada önerilmektedir.
Kanunun 6. Maddesi TBMM Genel Kurulunda kabul edilmiş, olup, ülkemize, milletimize, maden işletmelerine ve madencilerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Haber :
ETİKETLER : Yazdır