"Sayın Başbakan Siz Padişah mısınız?"
Yayınlanma : 14-05-2011 | 02 : 05 03
Güncelleme : 14-05-2011 | 02 : 05 03
Star TV?de dün 01:00?den itibaren Uğur Dünar?ın Arena programının konuğu olan CHP lideri Kılıçdaroğlu çarpıcı açıklamalarda bulundu..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün saat 01:00?de Star TV?de Uğur Dündar?ın Arena programının konuğu oldu.
Uğur Dündar?ın güncel konulardaki sorularına çarpıcı yanıtlar veren Kılıçdaroğlu, bir ara Başbakan Erdoğan?a seslendi:
Star TV?de dün 01:00?den itibaren Uğur Dünar?ın Arena programının konuğu olan CHP lideri Kılıçdaroğlu çarpıcı açıklamalarda bulundu..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün saat 01:00?de Star TV?de Uğur Dündar?ın Arena programının konuğu oldu.
Uğur Dündar?ın güncel konulardaki sorularına çarpıcı yanıtlar veren Kılıçdaroğlu, bir ara Başbakan Erdoğan?a seslendi:
?Sayın Başbakan siz padişah mısınız?..?
Programın satırbaşları şöyle:
-?Ben meydanlarda sadece türban sorununu biz çözeriz demedim. Dokunulmazlıkları da biz çözeriz, YÖK?ü kaldıracağız. Bakanların yargılanmasıyla ilgili 100. madde var ve en önemlisi 12 Eylül?ün ürünü olan %10 barajı var. Bunların hepsini uzlaşmayla kaldıralım??
-?Başbakan?a dedim ki, bunların hepsini uzlaşmayla kaldıralım. Siz 12 Eylül darbesine karşıydınız, bizde karşıyız. O zaman gelelim bir araya 12 Eylül?ün ürünü olan bütün düzenlemeleri gözden geçirelim, yeni, çağdaş, demokratik bir anayasa, yasalar bütününü ortaya koyalım. Bunun için biz uzlaşmaya hazırız?.?
-?Ama bunun için hükümetin samimi olması lazım. Hükümetin uzlaşmadan yana bir tavır ortaya koyması lazım. Eğer bizim söylemlerimize karşı siz samimi değilsiniz diye bir şey söylüyorsa, bu aslında samimi olmadığını, uzlaşmaya yanaşmadığının bir başka kanıtı olarak ortaya çıkıyor. Onun için biz her yerde, her ortamda söylüyoruz buyurun gelin, oturalım, tartışalım, uzlaşalım?.?
-?Anayasa değişikliği için yıl sonuna kadar uzun bir zaman var. Yıl sonuna kadar bizim istediğimiz, onların istediği maddeler üzerinde belli bir uzlaşma sağlanır. Uzlaşma olduktan sonra Meclis Genel Kurulunda hiç konuşmadan da oylama yapar ve bunu çıkarabiliriz?.?
-?Biz soruna şöyle bakıyoruz Uğur bey. Olay sadece silahla çözülecek bir olay değil. Mecliste yaptığımız görüşmede Sayın Başbakan, Asker ne istediyse verdik dedi. 30 yıldır hep aynı şey. Siyaset kurumunun ben askere havale ettim çekiliyorum kenara deme lüksü yoktur. Çünkü olayı kronikleştiriyor o zaman. Çözüm üretmek lazım??
-?Bana hangi ülkenin anayasası kılık kıyafeti düzenlemiştir bir örnek göstersinler. Bu anayasa sorunu değil??
-?Bu işin uluslararası boyutu var. İnsan hakları mahkemesinin bir kararı var. Anayasa mahkemesinin bir kararı var. Biz bütün bunları görüyoruz. 1?den devam: Biz hukuk devletinde yaşıyoruz. Hukuk devleti demek anayasa mahkemesinin, yargının verdiği kararları göz ardı etmek anlamına gelmez. Hukuk devletinin gerekleri yerine getirilecek ve o gerekler içinde sorun çözülecek. Olayın sadece bir kişinin türban takması olayının ötesinde, türban takmayanlarında güvencelerinin olması lazım. Kim verecek bu güvenceleri??
-?Sayın Başbakan geçen gün diyor ki, Türkiye?de herkesin yaşam tarzının güvencesiyim. Şu soruyu sormak gerekiyor. Sayın Başbakan siz padişah mısınız? Türkiye?de kişilerin yaşam güvencesi anayasadan kaynaklanır. Ben gücümü hukuktan alırım. Anayasanın, yasaların bana verdiği haklar vardır, özgürlükler vardır ben onu kullanırım. Dolayısıyla bir kişi, toplumun, kişinin veya grubun yaşam tarzının güvencesi olamaz. O kişi ölürse ne olacak? Güvence bitti o zaman??
-?Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece laikliğin tehlikede olduğunu benim kabul etmem mümkün değil. Laikliğin en büyük güvencesi bir kurumsal kimlik olarak Cumhuriyet Halk Partisidir. Ama sadece Cumhuriyet Halk Partisi değil, AKP?de MHP?de, BDP?de savunabilmeli laikliği.?
-?Türkiye?de kimsenin ya da belli çevrelerin özellikle üzerinde durmadığı bir şey var. Türkiye?de asıl tehlikede olan sosyal devlettir. Sosyal devlet yerini sadaka dağıtan devlete bıraktı. Hiç kimse sosyal devlet üzerinde durmuyor. Sosyal devlette anayasanın ikinci maddesinde değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek unsurlar arasında yer alıyor?.?
-?Sosyal devlet güçsüzü güçlüye karşı koruyan devlettir. Sosyal devlet yoksulun onurunu koruyan devlettir. Ama yapılan düzenleme ne? Yoksulun onurunu ayaklar altına almak. Kültürümüzü değiştirdiler bizim. Yoksul eskiden yoksulluğunu gizlerdi. Yardım alırken bile onun yardım aldığını kimse görmesin diye yardım yapılırdı. Şimdi bu tablo ters yüz oldu.?
-?Sadaka dağıtan devlet mantığı şudur Uğur bey. Geniş halk kitleleri hiçbir zaman ayakları üzerinde durmasın, hep onlar yoksul kalsınlar, onlar benim arka bahçem olsun, ben onlara nasılsa seçimde dağıtacağım şeylerle oyları cebimde bilirim. Bu mantık demokrasinin sağlıklı gelişmesinin önündeki en temel engellerden birisidir.?
-?Sosyal devleti güçlü kılmadığımız sürece yurttaş kimliğini öne çıkaramıyor. Kul kimliği çıkıyor orada. Kul kimliği çıktığı için de demokrasi dediğimiz, laiklik dediğimiz her şey havada kalıyor. O nedenle biz diyoruz ki, sosyal devleti güçlendirelim, sosyal devlette herkesin karnı doymalı. Herkes kul değil, yurttaş bilinciyle devlete bakabilmeli??
-?İkinci dünya harbinden sonra Almanya?da taş taş üstünde kalmıyor. Bir Alman general ve bir Amerikalı general konuşuyorlar. Amerikalı diyor ki, Almanya?da taş taş üstünde kalmadı siz uzun süre belinizi doğrultamazsınız. Ama Alman generalin verdiği yanıt çok ilginçtir. Evet diyor taş taş üstünde kalmadı ama Almanya?nın üniversiteleri ayakta diyor. Ve buyurun Almanya orada. Önümüzde duruyor. Avrupa?nın en güçlü devleti. Üniversite bu. Amas bizde anayasa değişti, üniversiteler sesini çıkarmadı, konuşmadı?
-?Üniversitelerde her türlü düşüncenin, altını özenle çiziyorum her türlü düşünce, yani bize aykırı gelen düşüncelerinde özgürce dile getirildiği kurumlar olmalı. Olmazsa o üniversiteye üniversite denmez ki. Medrese denir. Onun için diyoruz ki, üniversitelerde her türlü düşünce özgürce dile getirilmeli. Getirilmeli ki toplumdaki o gelişmeyi, dinamizmi biz yakalamış olalım. Fakat baskı var, o baskı üzerine üniversiteler konuşamıyor??
-?Onurlu bir insan ÖSYM Başkanlığından ayrıldı. Peki YÖK Başkanı niye oturuyor yerinde? O yerinde durur. Niye yerinde durur? Onu orada tutan siyasal otorite. Çünkü siyasi otoritenin oradaki temsilcisi olarak kendisini konumlandırdı?
-?Hatırlarsanız YÖK Başkanının Meclis Başkanıyla konuşması mikrofonlara yansımıştı. Aman ha sakın bu konularda konuşma diye tembihlenmiş. Bir YÖK Başkanı bir siyasi otorite tarafından tembihleniyorsa ve yine O YÖK Başkanıyla ilgili olarak dönemin Maliye Bakanı ?bir bakalım isterse konuşsun? diye tehditvari konuşurken o sesini kesiyorsa o artık orada ben bağımsız bir otoriteyim diyemez?
Avrupa?daki temaslarıım sırasında dedim ki, bizde demokrasinin olduğunu söylüyorsunuz. Bir kendi ülkenize, bir de AB?deki ülkelere bakın. Hangi ülkede, demokrasi rejiminin uygulandığı, yürürlükte olduğu bir ülkede 48 gazeteci hapiste olur. Bizde 48 gazeteci hapiste. Sayın Bekir Coşkun?un işine, görevine son verildiği zaman SPD?nin Sayın Genel Başkanıyla beraberdik ve kendiside cümleye şöyle başladı. Referandum ilk sonucunu verdi??
-?Ben olsaydım Sayın Başbakana şu soruyu sorardım. Hangi patron kendi gazetesinin en çok okunan köşe yazarının işine son verir? Zam istemiyor, bir şey istemiyor. En çok okunan köşe yazarının işine son veriyorum diyor. Neden? Bana göre asıl sorulması gereken soru bu. Hiçbir patron benim üzerimde siyasi baskı var o nedenle ben işine son verdim diyemez zaten. Ama hayatın gerçeği vardır??
-?Süleyman Demirel?in çok güzel bir lafı var. Demokrasilerde çare tükenmez diye. Gerçekten eğer demokrasilerde uzlaşma kültürü varsa, ülkenin de sorunları varsa çarenin tükenmemesi lazım. Çarenin tükendiği yerde zaten demokrasi yok demektir??
-?AKP?yle uzlaşır mıyız? Ben o olasılığı biraz zayıf görüyorum onu da söyleyeyim. Çünkü dünyaya bakış açılarımız farklı. İnsana bakış açımız farklı. Her şeyimizle çok farklıyız. Söylem ve eylem tutarlılığını ben AKP?de görmüyorum. Onu, Sayın Genel Başkanında da görmüyorum.
-?Gönlümüzde yatan, arzumuz bizim tek başımıza iktidar olmamız??
-?Sayın Bahçeli öteden beri benim sözlerine önem verdiğim bir liderdir. Az konuşur ama öz konuşur. Mutlaka kendi partisi içinden veya parti dışından duyumları vardır. Sayın Başbakanın özellikle referandum sürecinde eski ülkücülerin üzerinde durması, onları kendi kulvarına çekmek için özel çabası var. Sayın Bahçeli AKP Genel Merkezinde oda yerini ve katını da verdi. Orada ülkücülerin AKP?lileştirilmek için özel çaba harcandığı söylenirse MHP?nin tasfiye edilmek istenmesi gibi bir kanının olmasını doğal karşılıyorum?
-?Biz %10?luk barajın aşağı inmesini istiyoruz. Daha fazla siyasi partinin parlamentoya gelmesini istiyoruz. Bizim böyle bir tasfiye süreci içinde olmamız düşünülemez?
-?İktidar partisi, biz sizi bilgilendirmek istiyoruz derse tabi gelebilirler. Sonuçta, açık yüreklilikle söyleyeyim AKP?ye güvenmediğim için, çünkü bilgi verdik derken, sonra o da bu işin ortağıydı diye ortaya çıkabilirler. Onun için mesafeli durmakta her zaman yarar vardır. Eğer Sayın Başbakanın samimiyetine öteden beri inansaydık, verdiği sözün arkasında duracağını öteden beri bilseydik elbette diyebilirdik ki, bize gelin bilgi verin diye. Ama ben AKP?nin samimiyetine inanmıyorum?.?
Haber :
ETİKETLER : Yazdır
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor