Tecavüzde kan donduran iddia
Demmink'in tecavüz ettiği erkek çocukların Emniyet tarafından ayarlandığı belirtiliyor.
Hollanda Adalet Bakanlığı eski Genel Sekreteri Joris Demminkin, 1996 yılında Türkiyede 12 ve 11 yaşlarında iki erkek çocuğa tecavüz ettiği iddiasıyla ilgili soruşturmada önemli bir gelişme yaşandı.
Taraf'ın haberine göre, hakkındaki iddialarla ilgili Hollanda basınına açıklama yapan Demmink, 1987 yılından beri Türkiyeye giriş yapmadığını belirtmişti. Savcılık soruşturmasında Demminkin 20 Temmuz 1996da Türkiyeye giriş yaptığını belirledi. Ancak soruşturma zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kapatıldı.
Hollanda Adalet Bakanlığı görevlilerinden Demminkin Türkiyede küçük yaştaki erkek çocuklara tecavüz ettiği iddialarıyla ilgili savcılık suç duyurusu üzerine geçen yıl soruşturma başlattı. Demminkin 1996 yılında Türkiyeye giriş yaptığını belirleyen savcılığın soruşturması zamanaşımına takıldı.
Savcılık kararında, Evrak içerisinde mevcut giriş çıkış kayıtlarından şüpheli Jorisin Türkiyeye 20/07/1996 tarihinde giriş yaptığı, yine müşteki ve tanık anlatımlarına göre iddia tarihinin temmuz 1996 olduğu, ancak iddia tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCKda iddiaya konu eylemin 417/1 maddesine temas ettiği ve yine 765 sayılı TCK 102/3 maddesi gereğince 10 senelik zaman aşımına tabi olduğu eylemlerle ilgili şikâyet süresinin temmuz 2006 tarihinde dolmuş olduğu anlaşılmıştır dendi. Zamanaşımına uğrayan dosyada Demmink, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Emin Aslan, İstanbul Narkotik Şube Müdürü Ferruh Tankuş ile Emniyet Amiri Hüdai Sayının şüpheli olarak yer alıyordu.
Dili kesildi iddiası
Bu karar sonrasında, avukat Eren Keskin savcılığa yeni bir suç duyurusunda bulundu. Keskin suç duyurusu dilekçesinde, Demminkin 1996 ve 1998 yılları arasında Türkiyeye giriş yaptığını ve bunun 2013/17915 soruşturma numaralı dosyasının kararında da sabit olduğunu vurguladı. Dilekçede, Demmink tarafından tecavüze uğrayan çocuklarla Baybaşinin avukatı Berzan Ekincinin konuştuğu belirtildi: Berzan Ekinci bu çocukları kendi ofisinde bizzat dinlemiştir. Çocuklardan M.Y. avukat Ekinciye olayı anlatırken sinir krizleri geçirmiş ve şüpheli Mehmet Emin Aslan tarafından, gönderilen kişiler aracılığıyla tehdit edildiğini ve dilinin jiletle kesildiğini anlatmıştır.
Organize bir suç
İnsanlığa karşı suç işlemek, Organize suç örgütü kurmak ve Görevi kötüye kullanmak suçlarından, Demmink ve Mehmet Ağarın da aralarında olduğu kişilerin cezalandırılmasının istendiği dilekçede, şüphelilerin organize bir suç işledikleri anlatıldı. Demminkin talebi üzerine, emniyet görevlilerinin çocukları ayarladıkları, otele götürdükleri ve söz konusu görüntüleri kayda aldırdıkları belirtilen dilekçede, görüntüler karşılığında, dönemin Emniyet görevlilerinin uyuşturucu baronu Baybaşinin Hollandada tutulması ve cezalandırılması istendiği belirtildi.
Görüntüleri tehdit için kullandılar
Hollandada Zootermer Cezaevinde müebbet hapis cezasıyla tutulan Hüseyin Baybaşin, iki yıl önce Taraf a verdiği röportajda skandal iddiayla ilgili şunları söylemişti: Uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla yargılandığım davada Demminkin tecavüz olayını tehdit olarak kullandılar. Türk polisinin getirdiği çocuklarla beraber olan Demmink, otel odasında video kaydına alındı. Bu video dönemin devlet görevlileri tarafından şantaj malzemesi olarak kullanıldı. Demmink, yargı üzerindeki nüfuzunu kullanıp beni müebbetle tutuklattı. Dosyamdaki birçok kanıt ise Türkiyeden gönderildi ve burada dava dosyasına konuldu.
Keskin: Zamanaşımı olamaz
Kapatılan dosyayla ilgili Eren Keskin, küçük erkek çocuklara tecavüz olduğunu ve soruşturmanın Çocuk İstismarını Önleme Bürosu savcısı tarafından yürütülmesi gerektiğini söyleyerek, Soruşturmanın Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu savcısı tarafından araştırılmış olması bir hukuk skandalıdır dedi. Keskin ayrıca, Ortada çok büyük bir insanlık suçu var. Bu suçu işleyenlerin Hollandanın önemli insanları olması ve bu suça aracılık edenlerin Türkiye Devleti görevlileri olması çok büyük bir skandal. Bu zamana kadar derinlemesine soruşturulmaması bir hukuk garabetidir. Bu kez savcılık çok geniş bir soruşturma yapmalı. İçerisinde devlet görevlilerinin de olduğu bir olay var, soruşturma nereye kadar gider bilemiyorum. Bu olay insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olamaz dedi.
Söz konusu iddia ile ilgili İstanbul Adliyesinde yürütülen bir soruşturma olduğunu ve o dosya içerisinde çok sayıda belge olduğunu söyleyen Keskin, O dosyada gizlilik kararı olmamasına rağmen dosya bana gösterilmedi. Savcılar yasadışı bir şekilde dosyayı görmemi engellediler. O dosyanın içeriği çok önemli dedi.
Haber :