Teknoloji insanla hesaplaşıyor mu ?
Evrim sürecindeki ilk insanlar vegan’dı. Sadece bitki ve meyve ile besleniyorlardı. Ağaçlarda yaşıyorlardı.
Zamanla etin tadını keşfettiler. Yırtıcıların avladığı hayvanların artıklarını yemeğe başladılar. Etin tadı onları yeni bir sürece soktu. Onlar da avlanmalıydı. Ancak dişleri ve tırnakları av yapmaya elverişli değildi. Sopayı keşfettiler. Sopayı kullanmak için ise, iki ayakları üzerine kalkmaları gerekiyordu. Zamanla onu öğrendiler. Giderek avlanmak için kullanılan sopaların yerini taş baltalar ve mızraklar aldı.
Beslenme ve savunma güdüsü insan türüne özgü üstün zeka ile birleşince peşi geldi. Sürüler kabilelere dönüştü, giderek köle emeğine dayalı devletler çıktı ortaya…
**
Ortaçağda uygarlık kavramı yoktu. Çünkü kentler yoktu. Köylüler toprağa bağlıydı, soylular şatolarda/saraylarda yaşıyorlardı.
İlk kentler/kasabaları özgür zanaatkârlar ile tüccarlar kurdu. “Kent, uygarlıktır” sözü, o dönemde “kent, özgürlüktür” şeklindeydi.
- yüzyılda ortaçağdan çıkıldı. Batı ülkeleri yeni bir toplumsal sisteme kapitalizme geçti. Toprağa bağlı köylüler özgürleşti, eşit bireyler haline geldi. sanayileşmeyle birlikte işçi sınıfı doğdu, teknolojik gelişimin önü aşıldı…Egemen sosyal güç sermaye sahipleriydi.
İnsan zekası 20. yüzyılın sonlarından itibaren teknolojide harikalar yaratmaya başladı. İnternet olayı bunun iletişimdeki en seçkin örneğiydi. İnternet ağı ile dünyayı birleştirdi.
Şu günlerde dünyayı içine alan internet krizi teknolojinin yaşamımızdaki vazgeçilmez önemini ortaya çıkarttı. Dünya adeta çevrimdışı kaldı.
Peki niçin ?
Bunun tam nedeni henüz belli değil.
Ama bu olay şu gerçeği ortaya çıkarttı:
Teknolojiyi insanlık yaratıyor, ama ona bağımlı hâle geliyor. Teknik arızalar bağımlılığın boyutunu korkutucu bir biçimde kendisini gösteriyor. insan-teknoloji ikileminde kimin belirleyici olduğu sorusu yeni bir tartışmaya önayak oluyor. Özellikle yapay zeka olayında !..
Şu da var. Son olay bir siber saldırı da olabilir. Eğer bu doğru ise 3. Dünya savaşının ucu gözüktü demektir.
Zamanla etin tadını keşfettiler. Yırtıcıların avladığı hayvanların artıklarını yemeğe başladılar. Etin tadı onları yeni bir sürece soktu. Onlar da avlanmalıydı. Ancak dişleri ve tırnakları av yapmaya elverişli değildi. Sopayı keşfettiler. Sopayı kullanmak için ise, iki ayakları üzerine kalkmaları gerekiyordu. Zamanla onu öğrendiler. Giderek avlanmak için kullanılan sopaların yerini taş baltalar ve mızraklar aldı.
Beslenme ve savunma güdüsü insan türüne özgü üstün zeka ile birleşince peşi geldi. Sürüler kabilelere dönüştü, giderek köle emeğine dayalı devletler çıktı ortaya…
**
Ortaçağda uygarlık kavramı yoktu. Çünkü kentler yoktu. Köylüler toprağa bağlıydı, soylular şatolarda/saraylarda yaşıyorlardı.
İlk kentler/kasabaları özgür zanaatkârlar ile tüccarlar kurdu. “Kent, uygarlıktır” sözü, o dönemde “kent, özgürlüktür” şeklindeydi.
- yüzyılda ortaçağdan çıkıldı. Batı ülkeleri yeni bir toplumsal sisteme kapitalizme geçti. Toprağa bağlı köylüler özgürleşti, eşit bireyler haline geldi. sanayileşmeyle birlikte işçi sınıfı doğdu, teknolojik gelişimin önü aşıldı…Egemen sosyal güç sermaye sahipleriydi.
İnsan zekası 20. yüzyılın sonlarından itibaren teknolojide harikalar yaratmaya başladı. İnternet olayı bunun iletişimdeki en seçkin örneğiydi. İnternet ağı ile dünyayı birleştirdi.
Şu günlerde dünyayı içine alan internet krizi teknolojinin yaşamımızdaki vazgeçilmez önemini ortaya çıkarttı. Dünya adeta çevrimdışı kaldı.
Peki niçin ?
Bunun tam nedeni henüz belli değil.
Ama bu olay şu gerçeği ortaya çıkarttı:
Teknolojiyi insanlık yaratıyor, ama ona bağımlı hâle geliyor. Teknik arızalar bağımlılığın boyutunu korkutucu bir biçimde kendisini gösteriyor. insan-teknoloji ikileminde kimin belirleyici olduğu sorusu yeni bir tartışmaya önayak oluyor. Özellikle yapay zeka olayında !..
Şu da var. Son olay bir siber saldırı da olabilir. Eğer bu doğru ise 3. Dünya savaşının ucu gözüktü demektir.
Yeni Ufuk
Haber :