Kdz.Ereğli

TERÖRE KARŞI ORTAK TEPKİ..

Karadeniz Ereğli’de bazı demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, son dönemde artan terör olaylarına tepki göstermek amacıyla bir basın açıklaması yaptılar.

Abone Ol
Atatürkçü Düşünce Derneği Karadeniz Ereğli Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Karadeniz Ereğli Şubesi, Cumhuriyet Kadınları Derneği Ereğli Şubesi, Eğitim-İş Ereğli Temsilciliği ile Vatan Partisi Karadeniz Ereğli İlçe Örgütü’nün ortak basın açıklaması, ADD eski Şube Başkanı Önder Öner tarafından okundu. 
 
Son dönemde ülkemizde ardı ardına yaşanan bombalı saldırılardan ve ülkemizin terör bataklığına dönmüş olmasından üzüntü duyduklarını belirten Öner, “Üzüntümüzün yanı sıra büyük bir öfke, endişe, ne yapacağımızı bilememenin çaresizliği ve acısı içindeyiz. Her şeyden önce hangi örgüt olursa olsun, arkasında kim olursa olsun, ne amaçla yapılıyor olursa olsun bu bombalama olaylarının planlayıcılarını, yaratıcılarını, piyonlarını şiddetle, tüm varlığımızla kınıyoruz, lanetliyoruz.” dedi.
       
Öner şunları kaydetti:
  
"Yakın zaman içinde ülkemizde yaşanan bombalama olaylarından, hayatını kaybeden vatandaşlarımızdan, yurdumuzun terör batağına dönmüş olmasından dolayı çok üzüntülüyüz.
Üzüntümüzün yanı sıra büyük bir öfke, endişe, ne yapacağımızı bilemenin çaresizliği ve acısı içindeyiz.
Her şeyden önce hangi örgüt olursa olsun, arkasında kim olursa olsun, ne amaçla yapılıyor olursa olsun bu bombalama olaylarının planlayıcılarını, yaratıcılarını, piyonlarını şiddetle, tüm varlığımızla kınıyoruz, lanetliyoruz.
Mayıs 2013 Reyhanlı’da 52 kişi, Temmuz 2015 Suruç’ta 34 kişi, Ocak 2016 İstanbul Sultanahmet’te 11 kişi, Ekim 2015 - Şubat ve Mart 2016 Ankara’da 3 ayrı yerde 168 kişi ve en son dün İstanbul İstiklal Caddesi’nde gerçekleşen bombalama olaylarında 5 kişi olmak üzere toplam 270 kişi hayatını kaybetmiştir. 500 civarında vatandaşımız yaralanmış, sakat kalmıştır.
Ayrıca yine aynı dönemde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan terör olayları neticesinde neredeyse her gün sivil halktan çocuk, kadın, erkek ölümleri ile güvenlik kuvvetlerimizden şehitler gelmesi de yüreğimizde ki üzüntüleri, öfkeyi, acıyı ve endişeyi katlayarak artırmaktadır.
Ancak bu duygulardan kaçarak, korkarak kurtulamayacağımızın bilincindeyiz. Bu duygular bizleri nefrete sürüklemeden içimizdeki bireysel dünyamızın kelepçelerini, duvarlarını yıkmalı, varlığımıza, benliğimizi özgürleştirmenin yollarını açmalı, ülkemize ve insanlarımıza sahip çıkma irademizi bileyip, güçlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Yüksek sesle soruyoruz : Neden bu ölümler? Nasıl oluyor da böylesine büyük ölümlere neden olan katliamlar yaşanıyor? Bu olayların arkasında kimler var?
Niçin bizim ülkemiz bu hale geldi? Ülkenin güvenlik, istihbarat teşkilatları nasıl oluyor da bu olaylara engel olamıyor? Başlayan soruşturmalar nasıl oluyor da aylardır devam ediyor ve sorumluları bağlantıları belirlenemiyor, yakalanamıyor?
Sorumlular nasıl oluyor da hiçbir şey yokmuş gibi davranarak sadece demeçler vermekle yetinebiliyor?
Bizler ülkemizin son 3 - 4 yıldır komşumuz olan Orta Doğu ülkelerinin iç işlerine karışılmasının, yanlış politikaların bu olayların en önemli nedenleri olduğunu görüyoruz.
·        Yurdumuzdan komşu ülkelerdeki oluşumlara silah, mühimmat, lojistik destek verildiğini,
·        Çeşitli örgütlerin yöneticileri ile Türkiye’de toplantılar yapıldığını,
·        Terör örgütü üyelerinin ülkemiz topraklarından geçerek başka bölgelere güvenlik kuvvetlerimizin kontrolünde girdiğini,
·        Musul Büyükelçiliğimizin teröristler tarafından işgal edilmesine engel olunamadığını,
·        Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’nin yerinin değiştirilmek zorunda kalındığını,
·        Terör örgütü üyelerinin kahramanlar gibi karşılanıp otobüsler üstünde gezdirildiğini,
·        Terörist faaliyetler yapılırken emniyet güçlerinin engel olmasına çözüm süreci gerekçesi ile izin verilmediğini,
·        Parçalanma sürecine giren Suriye’den 3 milyona yakın göçmenin ülkemize geldiğini,
·        Tüm komşu ülkelerle ilişkilerimizin kopma noktasına geldiğini biliyoruz, bunların yaşanan terör olaylarına neden olduğunu düşünüyoruz.
Ayrıca ülkemizde yargıya, basın kuruluşlarına, üniversitelere, genelde topluma büyük bir baskı uygulandığının da farkındayız.
Bizler, ülkemizin yurttaşları, bu ülkede özgür ve can güvenliği içinde yaşanmasını arzu edenler olarak,
·      Ülkemizin kesinlikle bu yaşananları hak etmediği inancıyla terörle yaşamaya kesinlikle alışmayarak sonuna kadar karşı çıkıp tepki vereceğimizin bilinmesini,
·      Acilen tüm gerçekleştirilen yanlış politikaların düzeltilmesini,
·      Ülkemizin kurucusu eşsiz lider Mustafa Kemal ATATÜRK’ün YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ ilkesine uyulmasını, başka ülkelerin iç işlerine karışılmamasını,
·      Tüm terör olaylarından sonra getirilen yayın yasaklarının kaldırılıp, soruşturma ve araştırmaların şeffaf şekilde yapılmasını,
·      Bombalama olaylarında süren soruşturmaların sonuçlarının veya gelinen aşamanın kamuoyuyla paylaşılmasını,
·      İnanılması zor olan bu terör olaylarına engel olamayan, görevlerini layıkıyla yapamayan İç İşleri Bakanı’nın – Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı’nın – Emniyet Genel Müdürünü’nün derhal istifa etmesini,
·      Hükümetin çok acilen bir daha benzer olaylar yaşanmaması için alacağı tedbirleri ortaya koymasını istiyoruz.
Yaşamını yitiren yurttaşlarımıza şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına sabırlar, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.
Bu Pazar gününde davetimiz üzerine aramızda olan sizlere de çok teşekkür ediyoruz.
Tüm toplumu daha fazla geç olmadan tek yürek halinde teröre karşı çok güçlü tepki vermeye çağırıyoruz.

Haber : 

Abone Ol