TKP'den İnan'a tepki
Star Madencilik krizi derinleşmeye başladı Özel madencilik şirketinde çalışan işçilerin alacakları ödenmiyor.. TTK Genel Müdürü İnan'ın sorunu hafifseyen açıklamasına TKP Zonguldak İl Komitesi Başkanı Sami Baykut tepki gösterdi.
Star Madencilik krizi derinleşmeye başladı
Özel madencilik şirketinde çalışan işçilerin alacakları ödenmiyor..
TTK Genel Müdürü İnan’ın sorunu hafifseyen açıklamasına TKP Zonguldak İl Komitesi Başkanı Sami Baykut tepki gösterdi.
Alacakları ödenmeyen Star Madencilik işçilerine Türkiye Komünist Partisi İl Komitesi adına Sami Baykut sahip çıktı. Baykut’un dün konuya ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“Star madencilik işçileri bir kez daha eylemdeler. Bir kez daha diyoruz çünkü, sayısı azımsanmayacak kadar eylem koydular bu güne kadar. Çalışıyorlar ama hak ettikleri ücretlerini alamıyorlardı. Bir çok eksikli haklarının yanında. Bu kez eylemlerini bir adım ileri götürerek Madenci Anıtı’nda aileleri ve emek dostlarıyla bir basın açıklaması düzenlediler, 29 Haziran 2011 Çarşamba günü eskiden olduğu gibi bu gün de yarın da yanlarında olduğumuzu, olacağımızı 1’den devam: tüm kamuoyuna açıklamaktı muradımız ama; aynı günü pusula gazetesinin manşetten verdiği iki açıklama emek cephesinde soğuk duş etkisi yarattı.
Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan TTK Genel Müdürü Burhan İnan “Firmayla konuştuk, ufak tefek borçlar olduğunu söylediler. Bunları da ödeyeceklerini belirttiler. Firmanın dikkatini çektik ve uyardık. Çalışanların içerde bulunduğu belirtilen alacakların ödenmemesi gibi bir şey söz konusu değil. Konunun takipçisiyiz.” demiş. Burada biraz durarak soralım sayın İnan’a : ufak tefek borçlar dediğiniz miktar ne kadar? Kendi kriterlerinize göre mi yoksa, üç kuruş parayla çalıştırıldıkları yetmezmiş gibi onu dahi alamayan işçileri içinde bulundukları maddi çıkmazı bilerek mi bu ifadeyi kullandınız? Karadon faciası sonrasında olay için “KADER” bu yakıştırmasını yapan Başbakan’dan mı esinlenerek mi küçümsediniz işçilerin alacaklarını. “Alacakların ödenmemesi gibi bir şey söz konusu değildir” diyorsunuz iyi de, bu kaçıncı sayın İnan? Ve de ne zaman ödenecek? “Bu konuda bir yaptırım söz konusu değil, işini zamanında yapmazlarsa bizim yaptırımımız o zaman söz konusu olur” diyorsunuz. Ana işveren olarak bu işçilere karşı hiçbir sorumluluğunuz yok öyle mi? Para almasalar, üstelik bazı iş gereçlerini cepten para vererek alsınlar, buna rağmen ölümüne çalışsınlar; çalışsınlar ki taşeron firma TTK’dan hak edişlerini alıp kasasına koyabilsin. İş zamanında yetişsin ki, TTK’nın Star Madencilikle arası bozulmasın. Gerisi teferruat demeye getirdiği açık değil mi? GMİS’in “Taşeron uygulaması sona ersin çağrısını da doğru bulmuyor İnan. İnan’a göre taşeron çalışmaları olumlu ve de taşeron firmaların çalışmaları denetim ve kontrol altındaymış. İyi de Karadon’da 30 madencinin hayatını kaybettiği kazayla ilgili olarak Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca hazırlanan raporda asıl işveren TTK Genel Müdürlüğü yüzde 30, alt işveren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yüzde 70 oranında kusurlu bulunduğunun tespit edilmiş olması kimi doğruluyor sayın İnan? Yahu bu nasıl denetim, bu nasıl kontrol diye sormazlar mı adama…? İkinci açıklama ise Vali Erdal Ata’dan. “Maaşlarını alamıyorlarsa çalışmasınlar. Ama suçu tek tarafta aramamak lazım. İşçi-işveren-sendika-yöneticilerde de suç var. Vatandaşlar devlet kapısında bir işe girebilmek için uğraşıp duruyorlar işe girdikten sonra da çalışmıyorlar. Mesela özel sektörde üretim bir ton ise TTK’da 600 kilo üretiyor.” diyor sayın Ata. Maaşlarını alamadıkları için eylem yapıp çalışmıyorlar zaten. Üstelik bu ilk değil sayın Ata. 20 milyonun üzerinde gizli- açık işsizin olduğu bir ülkenin Vali’si daha akılcıl bir önermede bulunmalıydı öncelikle. Özel sektör işçilerinin gerçek ücretleri üzerinden sigortalı yapılmayarak asgari ücretten sigortalı gösterildiklerini, arta kalan ücretlerini ise işverenin insafına kalmış olarak ne zaman öderse o zaman (o da tam olarak değil tabii) bilmeyen var mı? üstelik bu yolla haksız kazanç elde edilerek vergi- SGK primi olarak devletin zarara uğratıldığını bilmeyen… bu konuda Zonguldak Valiliği’nin ne gibi girişimlerde bulunduğunu merak ediyoruz desek, bizim görevimiz değil yanıtı verilecek herhalde.
Yeraltında çalışıyorlar, sendikalılıklarına işveren itiraz ediyor, benim işçilerim inşaat işçisi diyor. Zannedersiniz ki tüm dünyaya örnek olsun diye “yer altı evleri” inşa ediyorlar. GMİS daha önce yaptığı gibi Kozlu’daki eylemin ardından “Taşeron şirketleri kuralsız çalışıyor. Kölelik düzenini dayatıyorlar. Taşeron şirketler başarılı olmadı. Taşeron uygulamasına son verilsin.” Açıklamasını yapıyor. TTK Genel Müdürü, Taşeron firmaları savunuyor. Sayın Vali de tabi ki. Hatta, biraz daha ileri gidip “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diyen Başbakan’ın yolundan giderek “kamudaki işçilerin çalışmadıklarını” söylüyor. Yani, zamanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ı yalanlıyorlar. Öyle ya, yeni yıla TTK Gelik İşletmesi’ne ait 75.yıl Cumhuriyet Kuyusu’nda çalışan maden işçileriyle giren Bakan Yıldız “madenci arkadaşlar cefakarhane, vefakarhane şekilde çalışıyorlar. Benim kazandığım paradan daha helal para kazanıp onu çocuklarına götürüyorlar. Helali hoş olsun. Eli öpülesi insanlar bunlar.” demişti. Kime inanalım diye sorsak ve devamla: göreve başladığınız günden bu yana kaç tane maden işçisiyle samimi bir şekilde (gerçek problemlerini öğrenmek ve çözüm bulmak için diye okuyun) görüştünüz sayın Vali desek.
Yeraltı işçisinin hangi koşullarda çalıştığını biliyor musunuz gerçekten? İsterseniz biraz daha değiştirip soralım: siz emek verip çalıştığınız hem de sekiz saatin çok üstünde çalıştırıldığınız halde, hak ettiğiniz ücreti alamadığınız için evinizin ihtiyaçlarını karşılayamadığınız, çocuğunuza harçlık veremediğiniz oldu mu hiç?
Özel sektörde, sizin deyiminizle, o fazladan üretildiğini iddia ettiğini kömürün ne kadarını özel sektörün gerçek üretimi, ne kadarının takma adı kaçak olan ocaklardan temin edilen kömür olduğunu araştırdınız mı hiç? Ya da özelleştirme taşeronlaştırma sonucu maden sektöründe ölümlü-ölümsüz (tabi kayda girebilenler sadece) kazaların ne kadar arttığını ya… İşin kolayına kaçıp, maaşlarını alamıyorlarsa çalışmasınlar demek kolay. Peki, o işçilerin ailelerinin durumları ne olacak? Yeşil kart mı dağıtacaksınız hepsine, çocuklarının okul masraflarını, ailelerinin geçimini sağlayacak bir sihirli formülünüz mü var? Varsa, onu açıklayın da bilelim… Yoksa özel sektöre methiyeler düzüp, işçiyi çalışmamakla suçlamak ne sizin göreviniz ne de size yakışan bir durum değil. Siz bu ilin mülki amiri. Tüm İl nüfusunun, yalnızca ayrıcalıklı ve de varlıklı sınıfın değil. Sizler, emeği değil sermayeyi savunmaya devam edebilirsiniz ama unutulmamalıdır ki bu ülkede gerçekten emeğe saygılı, emekten yana güçler vardır ve hep olacaktır. Türkiye Komünist Partisi, Star işçilerinin ve tüm emekçilerin haklarını, haklı davalarını savunacaktır, bundan da kimsenin şüphesi olmasın.
Haber :