Politika

TTK SATILMAYACAK!..

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, müjdeyi Ereğli'de verdi!..

Abone Ol
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kdz. Ereğli Büyük Anadolu Otel’de basınla bir araya gelerek; gazetecilerin sorularını yanıtladı..
  
Gündeme ilişkin birçok açıklamada bulunan Çelik, TTK’nın zarar etse de Zonguldak’ın vazgeçilmez yaşam kaynağı olduğunun altını çizdiği açıklamasında TTK’nın özelleştirilmesi gibi bir düşünceleri olmadığını belirterek; "Kurum Zonguldak için hayati bir öneme sahip, en büyük istihdam yaratan bir müessese. Zarar etse de bütçeden para da aktarılsa taşkömürü işletmesini yaşatmaya devam edeceğiz" dedi.
  
Yerel konularda da fikirlerini dile getiren Çelik, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın karayollarına astığı ‘pankart şovuna’ göndermede bulunurken, “Yola pankart asmışlar. ‘Bu yolların sorumluluğu karayollarına aittir’, diye. Biz görevimizi çok iyi bilen bir iktidarız. Ama sanırım bu arkadaş görevini unutmuşla benziyor. Bu yapılan günlük politikadır. Daha öncede söylediğimiz gibi bu yolda belediyenin yapması gereken altyapı işleri vardır. Sonrasında hemen asfaltlanacaktır”, şeklinde konuştu..
 
Çelik konuşmasına şu şekilde devam etti:  
 
KAYNAKLAR SEFERBER EDİLMİŞTİR
 
Zonguldak'a her geldiğinde pozitif enerji alarak döndüğünü söyleyen Çelik, "Tünelleri ve yapılan yolları görünce 2011'deki gelişimi hatırlıyorum. Zonguldak'a her gelişimde bir değişim ile karşılaşıyorsunuz gurur duyuyorsunuz. Düzce'den Ereğli'ye gelen yolun değeri 612 milyon TL. Zonguldak'ı bırakın kenara bırakmak imkanları esirgemek Zonguldak için hükümetimiz bütün kaynakları seferber etmiştir" sözleri ile konuştu.
 
KOZLU VE KİLİMLİ HAK ETTİ
 
“ Karayollarına bakıyorsunuz, sağlık yatırımlarına bakıyorsunuz ortada. Tarımsal desteklemelere bakıyorsunuz adliye binalarına bakıyorsunuz Zonguldak'ta da ilçelerinde de gelişmeler var. Büyükşehir kanunu çıkarken aslında hükümetimiz son derece sıkı davrandı her taraftan ilçe talepleri vardı. Milletvekillerinin gayretleri ve istemesi ile 2 ilçe birden kurulan bir il oldunuz. Eskiden politika ile seçimlerde oy alabilmek için ilçeler kuruluyordu.
Zonguldak'ta 2 beldesi ilçe olan var. Kozlu ve Kilimli aslında nüfusu itibariyle hakikaten özellikleri taşımaları bakımından çoktan hak etmiş olan ilçelerdi. Hükümetimiz de aklın gereğini yaptı bunda dediğim gibi Köksal Toptan olmak üzere Milletvekillerimizin gerçekten büyük gayretleri var. Bu bir önerge ile gerçekleştirdiler önümüzdeki dönem 7 ilçesi olan ve sanırım 2 belde bu beldelerin de bir kısmı kapanacağı için Zonguldak yeni yapı ile yoluna devam edecek.”
 
“BAŞBAKANIMIZIN DEDİĞİNİ YAPIN”
 
Zonguldak’ın büyükşehir belediyesi olabilmesi için nüfusunun 630 binden 750 bine yükselmesi gerektiğini belirten Çelik, “Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğini yaparsanız sorun kalmayacak.Nüfusu arttırmamız lazım. Fazla bir şey kalmamış”, diyerek, espri yaptı. Çelik’in esprisi salondaki kahkahaya boğdu..
Çelik konuşmasına şu şekilde devam etti: 
“Nüfus kriterleri olduğu için Zonguldak büyükşehir olamadı ama Ordu az bir farkla kaçırmıştı 750 bin nüfusu buldu ve büyükşehir oldu günün birinde ne zaman ulaşırız bilemem ama inşallah günün birinde Zonguldak'ta büyükşehir olur. Zonguldak büyükşehir olmadığı zaman bu hizmetlerden nimetlerden mahrum kalacak anlamına gelmez aksine herşey yapılıyor inşallah bundan sonra da yapılmaya devam edecek. AK Parti'nin son 10 yılında Türkiye'nin her tarafında 81 vilayette çok büyük bir değişim hamlesi gelişme hamlesi yaşandı. Yurt dışından gelen insanlar bu gördüklerine inanamıyorlar ve bu da illere yansıması açısından bakıyorsunuz Zonguldak birilerinin iddia ettiği gibi ihmal edilen bir şehir değil yatırım açısından 9'ncu vilayetidir. Bu da DSİ, karayolları, milli eğitim yatırımları ile bunu herkese çok rahatlıkla gösterebiliriz. 
 
"ALT YAPILARI YAPILDI"
 
“…Zonguldak gibi bir vilayetin bir alt yapısı yoktu kanalizasyonu yoktu bunlar hepsi bu dönemde yapıldı taşkömürü işletmesi Zonguldak için hayati öneme haizdir bu konuda da hükümetimiz üzerine düşeni yapıyor. 2012 yılında sadece taşkömürü işletmesine Zonguldak etabından hükümetimizin yaptığı 460 milyondur. Taşkömürü işletmesi 460 milyon TL zarar etmiştir. Taşkömürü İşletmesi Zonguldak için hayati bir öneme sahip olduğu için en büyük istihdam yaratan bir müessese olduğu için zarar da etse bütçeden buraya aktarmada da olsa taşkömürü işletmesini yaşatmaya devam ediyoruz devam edeceğiz. Maalesef zaman zaman kazalar meydana geldi göçükler meydana geldi hayatlarını kaybeden emek şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum ailelerine başsağlığı diliyorum inşallah bundan son acılarımız olsun alınan tedbirler var yapılması gerekenler var iyileştirmeler var.”
 
'HÜKÜMET GÖVDESİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU'
 
İşin tabiatı büyük bir özenle, büyük bir hassasiyetle davranmayı gerektirdiğini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu: 
"Sayın Başbakan, hükümet, Ak Parti adeta elini değil, gövdesini taşın altına koymuştur. Birileri şöyle zanetmesin; 'Terörle mücadeleden vaz mı geçtiniz?' Terörle mücadeleden hiçbir zaman vazgeçilmedi. Terör olduğu sürece de bu mücadeleden vazgeçilmeyecek. Bu ülkenin dağlarında, şehirlerinde ya da sınırları dışında ülkeye saldırmak üzere bulunan silahlı terör gurupları olduğu sürece terörle mücadele aynı kararlılıkla devam edecektir. Bu konuda ordumuz, güvenlik güçlerimiz her zaman 24 saat teyakkuzdadır."
Türkiye'nin üniter yapısını kimseyle tartışma konusu, pazarlık konusu yapmadıklarını, bundan sonra da yapmayacaklarını ifade eden Çelik, "Biz Zonguldak'ta ayrı, Yozgat'ta ayrı, Batman'da ayrı, Hakkari'de ayrı konuşan bir iktidar değiliz. Başbakanımız ve tüm sözcülerimiz Hakkari'de de 'Biz tek milletiz, bir devletimiz var, bir vatanımız var, bir bayrağımız var, o da ayyıldızlı bayraktır' diyor. Bunların hiçbirisi tartışma konusu değildir" dedi.
 
'ÖCALAN'IN SÖYLEDİĞİ DOĞRU VARSA 'DOĞRU' DİYECEĞİZ'
 
Yıllardır sel olan gözyaşı ve kanı durdurmak istediklerini, bunu yaparken de Türkiye'nin birliğinden, bütünlüğünden taviz vermenin söz konusu olmadığını kaydeden Çelik, şöyle devam etti: 
"Abdullah Öcalan, 'Bağımsız Kürdistan' diye yola çıkmıştır. Sonra 'federasyon' demiştir, sonra 'demokratik özerklik' demiştir, şimdi de 'Türkler ve Kürtler'in içinde olduğu demokrasi' diyor. Öcalan'ın söylediği bir doğru varsa buna da 'doğru' diyeceğiz. Dolayısıyla bugün devam eden böyle bir süreç var. Biz de bu ülkede huzur olsun, kan dökülmesin istiyoruz. Bu ülkenin çocukları ölmesin ve milyar dolarlık kaynaklarımız heba olmasın diyoruz. Bu ayak bağlarımızdan, bu safralaramızdan kurtulmamız gerek. Bunu yaparken birileri bizi ihanetle suçluyor. Bu meselede duygularımızı aklımızın önüne geçirirsek biz kaybederiz. Bu tip meselelerde aklımızı duygularımızın önüne geçirmek zorundayız."
 
'BU MESELE EMİN ELLERDEDİR'
 
Kandil, Avrupa ve BDP'nin taslak metne verdiği yanıtların Abdullah Öcalan'a teslim edilmesini de değerlendiren Çilek, "Öcalan, kendisinin uzantısı olan 3 ayrı kaynağa mektuplar yazmıştır. Oradan da cevaplar gelmiştir. O, bunu kendine göre bir teklif haline getirecek. O tekilf devlet tarafından kabul edilmediği zaman, hükümet tarafından benimsenmediği zaman bunların hayata geçme şansı yoktur. Bu mesele emin ellerdedir. Devletimizin ilgili kurumları, siyasi irade olması gereken yerde duruyor. Vatandaşımızın bu konuda bir tereddüte düşmemesi gerekir. Bizim vatanperverliğimiz, bizim ülkemizi sevmemiz, bizim ülkemezin birlik bütünlüğü ve üniter yapısı konusundaki hassasiyetimiz, hiç kimsenini hassasiyetinden az değildir" diye konuştu.
 
'CHP'NİN PARMAĞINI BİLE TAŞIN ALTINA KOYMASINI ÖNEMSİYORUZ'
 
Çelik, iktidar olarak bu meselede sorumluluğu üstlendiklerini, gelecek seçimin hesabını değil, Türkiye'nin geleceğinin hesabını yaparak bu işe talip olduklarını söyledi. Kendi sağlığını memleketi için heba eden bir Başbakan olduğunu, ancak muhalefetin gülük politika yapma uğruna Başbakan'ı hıyanetlikle suçladığını belirten Çelik, şöyle dedi: 
"Şu anda CHP ikircikli oynuyor. Sayın Kılıçdaroğlu önce bir krediden bahsetti. Ama biz anamuhalefet partisinin bu konuda elini değil, parmağını bile taşın altına koymasını önemsiyoruz. MHP zaten ırkçı bir bakış açısıyla meseleye bakıyor. Ama sivil toplum örgütleri ve toplum bu işin çözülmesini istiyor. Ama bu memleketin onurunu ayaklar altına alacak bir çözüm olmayacak. Vakarımızı, onurumuzu koruyarak bu problemi çözmek gibi bir irademiz var. Biz bir arada yaşamaya mecbur değiliz, mahkumuz. Biz ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz. Romantik iyimser değiliz. Memleket gerçeklerini görüyoruz. Sırtımıza yumurta küfesi, yumurtaların arasından yürüyoruz. Sırtımızdaki yumurtaların da kırılmaması lazım, ayaklarımızın altındaki yumurtalara da basmamamız lazım. Ancak bu şekilde bu işin üstesinden geliriz."




Haber : 

Abone Ol