Usta Kalemler Bab-ı Ali'ye çıkartma yapıyor..
Basın İlan Kurumu tarafından organize edilen 24 Temmuz Basın Bayramı etkinlikleri için, Bab-ı Ali'nin usta kalemleri eski mekanlarına, Cağaloğlu'na çıkartma yapıyor...
Basın İlan Kurumu tarafından organize edilen 24 Temmuz Basın Bayramı etkinlikleri için, Bab-ı Ali’nin usta kalemleri eski mekanlarına, Cağaloğlu’na çıkartma yapıyor…
Basın Bayramında; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, “Bab-ı Ali’nin Meşhurları” kitabının yazarı Medya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir, Çetin Altan, Bedii Faik, Fehmi Koru, Hıncal Uluç, Mehmet Şevket Eygi, Nazlı Ilıcak, Ali Sami Alkış, Atilla Gökçe, Erdoğan Arıpınar, Necmi Tanyolaç ve Gürbüz Azak gibi bir çok “iz bırakan kalem” Bab-ı Ali’de olacak.
Özel Basın Bayramı Gazetesi çok konuşulacak!
24 Temmuz Basın Bayramı için özel hazırlanan Basın Bayramı Gazetesi, Basın İlan Kurumu tarafından tekrar hayata geçirilmeye çalışılan ve gazetecilerin bayramlarda tatil yapmasını amaçlayan eski bir sevgilinin, Bayram Gazetesi’nin provası gibi oldu…
12 Sayfa hazırlanan ve bir çok usta kalemi aynı sayfalarda buluşturan Basın Bayramı Özel Gazetesi, birbirinden özel haberlere ve yazılara yer verdi.
Basın çalışanlarına konut müjdesini sürmanşetten veren Basın Bayramı Gazetesi, Bayram Gazetesi hazırlıklarında gelinen noktayı ise manşetten girdi. Gazetecilerin konut sıkıntısının irdelendiği anket sonuçlarının da yer aldığı gazetede ayrıca; basın çalışanlarına özel imkanlar tanıyan Bayramoğlu Tatil Köyü’nde oluşturulan son yeniliklere, Basın İlan Kurumu tarafından hayata geçirilen Türkiye’nin en büyük resmi ilan portalı projesine ve 2010 yılında gerçekleştirilen bir çok özel projenin detaylarına yer verildi.
İşte gazetede yer alan bazı isimler ve o isimlerden birkaç satır başı:
Latif Demirci; “Daktilo Cafe”yi çizdi!
Fehmi Koru; “İstanbul kadar kırılgan, İstanbul kadar güzel” mesleğini yazdı!
Mehmet Şevket Eygi; “Üstadların yeri doldu mu?” diye sordu!
Medya-Siyaset ilişkilerini Nazlı Ilıcak kaleme aldı!
Mehmet Ali Birand, haberciliği “gavurlardan öğrendiğini” açıkladı!
Hüsnü Mahalli; “One Munite’den sonra Müslüman olmak isteyen Hristiyan Bakana” değindi!
Neşe Düzel, en son röportaj için Deniz Baykal’ı aradığını ve isteksiz görünce zorlamadığını söyledi!
Altan Tanrıkulu; gazeteciliğe matematiği nasıl kazandırdığını, Çınar Oskay Milliyet’in Cadde’sini, Fuat Kozluklu ise haber sunarken MSN’den nasıl yararlandığını anlattı!
Bab-ı Ali’nin Babıtelliye dönüşünü Ali Sami Alkış, Bab-ı Ali’nin hangi “hatıralarda yaşadığını” Halit Esendir, geride bıraktığı 63 yılı Erdoğan Arıpınar, yavaşlamak nedir bilmeyen sürati Gürbüz Azak ve geçmişten hatıraları Orhan Erinç yazdı!
Umur Talu ise, Basın Bayramı Gazetesi’nde yer alan köşesinde, bayramı hüzne çevirerek, “bayram demeyin bana, matemdeyim” dedi. İşte, Umur Talu’nun; Basın Bayramı günü, neden matem yaşadığını anlatan “o” yazıdan birkaç cümle:
(Bab-ı Ali’de bulunan eski Milliyet binasının önünde yaşadığı hüznü anlatıyor Umur Talu…)
O müthiş gazete, o parlak yolculuğun sonunda, daha geçenlerde, artık makinesiz, binasız, sadece bir isim hakkı olarak, içindeki son yolcularıyla, üç otuz paraya el değiştirmişti.
“İyi mi yaptınız” der gibi baktı Nuruosmaniye’deki bir zamanların Nur yüzlü binası. Betonun, camın, vitrinin bir köşesinde o kayıp elinden bir iz bulsam, sarılıp öpesim geldi.
Özür dileyesim, ağlayasım, utanasım geldi.
Geçmişinizi, tarihinizi, kökünüzü, kökeninizi, hakikatinizi, hatta hafızanızı, hatıranızı öylece terk edip kaçıveriyorsanız; o da, gün geliyor, sizi terk ediyordu işte.
O yüzden…
Geçen akşam o mezar taşının önünde içim acıdı ya…
Bana “şenlik” demeyin; varın siz eğlenin!
Tarih: 24 Temmuz 2011 Pazar (YARIN)
Yer: Sultanahmet Meydanı (Alman Çeşmesi Önü)
Saat: 11.00
PROGRAM
10.00 – 11.00 / SEAM Orkestrası eşliğinde Bab-ı Ali yürüyüşü
(Beyazıt Meydanı – İstanbul Valiliği – Türkiye Gazeteciler Cemiyeti – Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü – Alman Çeşmesi Önü Etkinlik Alanı)
11.00 – 11.15 / Açılış / Sultanahmet Meydanı / Alman Çeşmesi Önü
11.15 – 11.45 / Konser / Eşref Vakti
11.45 – 12.00 / Protokol konuşmaları / BİK 50. Yıl Tanıtım Filmi
12.00 – 12.15 / Basın Bayramına Özel “Bab-ı Ali Gazetesi” 1. Sayı Tanıtımı
12.15 – 13.15 / Konser / Suzan Kardeş
13.15 – 14.00 / Ödül Töreni / Ustalarla Sohbet
(*) 24 Temmuz 1908 günü İstanbul'da gazeteciler kendi aralarında karar aldı: O gece sansür memurlarını gazetelere sokmayacaklardı. Gazeteler basıldı. Gazeteciler sabaha kadar bürolarda, matbaalarda kaldı. Gelen sansür memurları "Meşrutiyet ilan edildi. Artık matbuat hürdür" diye kapıdan geri çevrildi. Ve ertesi gün, yani 25 Temmuz'da gazeteler ilk kez sayfalarında beyaz sütunlar olmaksızın, sansürsüz olarak çıktı. O günden beri, 2. Meşrutiyet'in ilan edildiği 24 Temmuz, "Basın Bayramı" olarak kutlanıyor.
Haber :