Kdz.Ereğli

Vur abalıya !

Yeni Ufuk’un Görüşü

Abone Ol

Pandemi kısıtlamalarının en ağır faturası yeme-içme esnafına çıktı. Bir de klâsik kahvelere…

1 Temmuz’da kısıtlamalar kalktı, örneğin Ereğli’de halk kıyılara akın etti, Bozhane ve Çınaraltı yeniden şenlendi.

Ancak, pandemi yasağı ile birlikte yeme-içme yerleri de, zamlı tarifelerle halkın karşısına çıktılar. Pandemideki kısıtlamaların acı faturası bu kez halka çıkartılmaya başlandı ! Kıyıdaki kimi açık-kapalı kafetaryalarda, çay-kahve, 5-10 lira arasında satılıyor. Fincanı 8 liraya satılan kahve, “ucuz” sayılıyor.

Ereğli, turizm kenti değil. Kıyıboyu yaz aylarında halkın nefes aldığı tek yer. Kıyıboyundaki yeme-içme yerleri, belediyeninkiler hariç, Ereğli’nin gelir düzeyi için lüks tarife uyguluyorlar.

Askıda ekmek ve askıda simit uygulamalarının sürdüğü, yoksul halkın pazaryerinde sebze atıkları topladığı, işsizlerle emeklilerinin parklarda saatler geçirdiği koşullarda bir fincan kahveyi 10 liraya, bir bardak çayı 5 liraya satmak vicdansızlıktır.

Şu söylenebilir:

İsteyen gider, istemeyen gitmez oralara…

Kıyıboyunun alternatifi olsa, sorun yok. Ama orası ; halkın nefes aldığı tek yer…

Belediyenin deniz kıyısındaki kafeteryasında çayın 1 liraya satılması da kıyıboyundaki özel işletmelerde rekâbet rahatsızlığı yaratmıyor. Çünkü diğer ürünlerde fiyat farkı yok.

Esnaf Odaları bu gerçeği görmelidir. Beş ekmek fiyatına bir fincan kahve satmak esnaflık değildir, fırsatlıkçılıktır !..

Yeni Ufuk


Haber : 

Abone Ol