Zonguldak

Ya savaş sonrası?

Yeni Ufuk'un görüşü..

Abone Ol

Türkiye, özellikle son 20 yıldan bu yana, üreten değil tüketen bir ülke. Ürettiğimizden fazlasını tüketiyoruz. Bu nedenle her yıl dış ticaret (cari açık) makası biraz daha açılıyor.

Doların ikinci para birimimiz haline gelmesinin nedenide bu.

İthalatı dolarla yapıyoruz. Dolar kurunun aşağı-yukarı hareketliliği, kaçınılmaz olarak, ürün fiyatlarını etkiliyor. Pahalı ithalat, enflasyonu tetikliyor.

Bunun temelinde de dolar kurunun yükselmesi yatıyor. Enflasyonun esas nedeni, dolar kurunun yüksekliği !

Dolar yine tırmanmaya başladı, buna koşut olarak ithal ürünlerin fiyatı da yükseliyor. Bu, kaçınılmaz olarak içerdeki fiyatları da olumsuz etkiliyor. Özellikle akaryakıt zamları, içerdeki üretim maliyetlerini yukarı çekiyor, bu da fiyatları tırmandırıyor.

Çare, tükettiğinden çok üretmektir. AKP bunu beceremiyor. Ekonomik krizin gitgide derinleşmesinin nedeni bu.

Türkiye, ithalatının yüzde 50’den fazlasını 5 ülkeden; Rusya, Ukrayna, Brezilya, ABD ve Malezya’dan yapıyor. Kritik ürünlerin (buğday, ayçiçekyağı) çoğu Rusya ile Ukraynadan alınıyor.

Savaş, bu yüzden, gıda güvenliğimizi riskli hale getirdi. Risk, savaş sonrası daha da büyüyecek. Çünkü özellikle Ukrayna’nın üretim kapasitesi savaş nedeniyle daraldı. Rusya da, örneğin ayçiçekyağına kota koydu.

Şu demek oluyor bu:

Türkiye’nin gıda güvenliğinin savaş sonrası da garantiye alınması hayati bir sorun. Gerekli önlemler alınmazsa, sadece fiyat yükselmeleri sorunu ile değil, belirli ürünleri bulamama sorunu ile de karşılaşabileceğiz.

Yeni Ufuk

 


Haber : 

Abone Ol