Yargıyı meşgul etmeyelim !
Demokrasi bilincinin yeteri kadar derinleşmediği ülkelerde yargının yükü de artar.
Bu gibi ülkelerde entelektüel faaliyettin sınırlı oluşu, eleştiri-özeleştiri kültürünün gelişmesini de önler.
Medya, özellikle siyasetçiler ve bürokratlar için eğer yandaş değilse bir korku unsuru haline gelir. Medyadan korkulur, çünkü medya , halkın bilmediği ama bilmesi gereken gerçekleri onlara taşır. Gerçeklerin halka ulaşmasını istemeyenler için medya bu yüzden bir tedirginlik/korku unsuru haline gelir…
Eleştiriye tahammülsüzlük, alenileşen eleştirilerin bu gibi çevreler tarafından sık sık yargıya taşınmasına neden olur. Şaka mahiyetindeki yazılar bile paranoyal dürtülerle karşılanır, sonuçta suçduyurularına dönüşür.
Dahası vardır:
Kimileri sırf gözdağı vermek için en küçük bir suç unsuru taşımayan değinme ve eleştirileri bile yargıya taşıma eğilimindedirler. Bu hatalı tutum kaçınılmaz olarak yargının yükünü ağırlaştırır; kırtasiyeciliği büyütür.
Yargıyı siyasi kariyer ve amaçları için kullanmak isteyen siyasetçi ve bürokratlara kapıyı gösteren savcı ve hakimlerimiz de vardır.
Yeni Ufuk
Haber :