Yeme-içme enflasyon düşsün!
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in uyguladığı ekonomi-politikanın özeti bu.
Aslında model “bilimsel” ve “gerçekçi”:
Çünkü enflasyon piyasada dolaşan paranın fazlalığından doğan bir olaydır. Bir başka deyişle arz-talep dengesizliğinden ! Talep yüksek, arz yetersizse, yani mallara talep yüksek, pazara sunulan mallar azsa onların fiyatı yükselir.
Çare, tüketimi kısmaktır. Bu da parayı sıkmayı yahut kemerleri sıkmayı gerektirir.
Az harcama/tüketim, malların fiyatını ya da enflasyonu düşürür.
Şimşek onu yapıyor: Tüketimi kısmak için ücretleri sınırlıyor. Kredi taksitlerini azaltıyor, borç alma imkanlarını daraltıyor…
Sorun şurada:
Halkın cebinde zaten insan gibi yaşayacak para yok. Esas harcamaları vatandaşlar değil, devlet/kamu yapıyor.
Şimşek de bunun farkında. Kamu tasarrufu için genelge çıkarttı, yasası da Ocak’ta yürürlüğe girecek.
Ama dinleyen yok !
Halk zaten ihtiyaçlarını olsun karşılayamazken onun gelirini biraz daha kısmak, enflasyonu halkı aç bırakarak düşürme gibi bir durum ortaya çıkartıyor.
Esas tasarruf yapması gereken varlıklılar ile kamu kuruluşlarıdır. Ama onlar bol bol harcamaya devam ediyor.
Bu koşullarda Şimşek modelinin başarılı olma şansı kalmıyor.
Ocak’ta da ücretler kısılırsa, bunun büyük çaplı
sosyal patlamalara sebep olacağını şimdiden düşünmek gerekir..
Yeni Ufuk
Haber :